Mehmet Kaçar

İMAM HATİP LİSELERİNİN MİSYONU NEDİR?

Mehmet Kaçar

     Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, kendinden olumlu veya olumsuz en çok söz ettiren liseler İmam Hatip Liseleridir. Kim zaman kapatılmış ve öğrenci bulmakta çok zorluklar çekmiş, kimi zamanlarda da üniversite sınavlarındaki başarıları ile adından oldukça söz ettirmiş, toplumun dini inançlarına, imam ve müezzin olarak karşılık vermiş okullar olarak karşımızda durmaktadır. O zaman nedir bu İmam Hatip Okullarının Misyonları?

Türkıye Cumhuriyeti Vatandaşı olan herkes çok büyük beklentilerle bu okulları kurdular. 60-65 yıl önce başlayan İmam Hatip serüveni, farklı dönemlerde farklı uygulamalarla karşılaştılar. Kimi zaman alkış aldılar, kimi zamanda kapatıldılar. Tüm badireleri atlatarak bugünlere gelebildiler.

     İmtihanlara tabi tutulmadan, çileler çekilmeden, zorluklarla karşılaşılmadan hayat insana olgunluk bahşetmiyorlar. Türkiye’nin imam hatip okulları tecrübesi ise aslında Türkiye’nin halkına dayanma, gerçek güç sahibi milletine güvenme, kendi ruhi ve imani kökleri ile iletişime geçme mücadelesi olarak tarih sayfasındaki yerlerini almış oldu.

    Ülkemizin gelişim seyri ile beraber bir uyum içerisinde, İmam Hatip Liseleri de büyüdü, gelişti, olgunlaştı ve meyve vermeye başladı. Bugün çok önemli mevkiler de bulunan pek çok kişi bu okulların nurlu sıralarında eğitimlerini aldılar.Bu okulların yurtların da(çoğu parasız yatılı) sosyalleştiler, buralardan yetiştiler. İ.H.L öğrencileri hiç bir zaman başlarını önlerine eğmediler. Hep başları dik durdular. Onurlu ve kararlı yürüyüşlerine Türkiye varsa bizde varız, ve bu ülkenin kalkınmasında, imanlı ve ahlaklı olmasında mimarları olanlar da yine bu okullardan mezun olanlardır.

     65 yıllık geçmişlerinde gerçekten çok şeylerle karşılaştılar; çok gelişmeler kaydedildi. Türbülanslı dönemler de, netameli zaman dilimlerinde ve henğameli zamanlarda hala ayakta kalabilmişlerse, değişen şartlara göre kendilerini yenileyebilmişlerse, bu başarı bilinmelidir ki ilk tuğlaları ihlasları ile koyan ve Cenab-ı Allah’ın ihsan ettiği bereket sayesindedir. Tarihe her zaman yeni bir renk ve canlılık katmış, zamana anlam vermiş büyük mütefekkirlerin, devlet adamlarının, dava sahiplerinin tamamı bu kabil zorlukları adım adım atlatarak gelişmişlerdir.

     Tüm karşılaşılan zorluklara karşı dayanma, sabır etme  gücü aşısı ise aslında İmam hatip neslinden kaynaklanıyor. Önemli olan ise o neslin motivasyonunun kaybolmasının önlemektir ve değişen hayat şartlarına uyum sağlama ve kendilerini yenileme kapasitesini artırması ve kendi misyonunun farkında olmasıdır.

    ÖYLEYSE İMAM HATİPLİ OLMAK NE ANLAMA GELİR?

     İşte bu soru odak noktasını oluşturmaktadır. Bu okulların temellerinin halishane niyetlerle, fedakar insanlar tarafından ve dualarla ve Kuran tilavetleriyle atılmış olmasıdır. Milletimiz bu okulları bağrına bastı. Çocuklarını gönül rahatlığı ile emanet ettiler. Bu okulların karşılaştıkları her zorlukta desteklerini esirgemediler. Buraların başarılı olması için dualarını hiç eksik etmediler. Yeryüzünde arkasına halk desteğini alabilmiş bir başka kurum yoktur herhalde.

    Bu aziz millet, İmam Hatip Liselerini ‘imam’ ve ‘hatip’ yetiştiren bir okul olarak görmediler. Bu okulların, Osmanlı’nın en son ve en zor yüzyılını baştan sona etkileyen devlet nasıl kurtulur , bu millet nasıl felaha erer, sorusunun geç bulmuş, erken bir cevabı olarak değerlendirildi; farklı bir önem atfetti. ‘Dışardan’ bakanların anlayamadığı konu bu zaten: İmam Hatiplerle diğerlerini aynı zannetme yanılgısıdır.

    Aslında bu değerler bu kurumlara oldukça ağır bir yükte yüklemektedir. Sadece tedrisat, bilgiye ulaşma ve maddi bilgi ile donanım sahibi olma değil, topluma karşı sorumluluk içinde hareket etme kabiliyeti kazanma mükellefiyeti. Elhamdülillah mezunlarının ve mensuplarının kahir ekseriyeti bu kimliği kazanmış bireyler olmasıdır.

    Benim kanaatime göre İmam Hatipleri, İmam Hatip Yapan temel özellik, ‘madde ve mana’ arasındaki ilişkiyi  sağlıklı bir şekilde tespit edebilmesi, her şeyi yerli, yerince konumlandırabilmeleridir. Diğer eğitim kurumları ile karşılaştırma ise asla doğru bir yaklaşım değildir. O kurumlarda olmayan veya eksik kalan yön ise işte budur. Maddeye gerekenden fazla önem verilmesi, manayı ise tam olarak anlayamama veya tam tersi.

    İmam Hatipler gencecik dimağları o aşamada analize tabi tutar, biraz da tazyikle, çalışmaya ve yapılmasın gereken değerlendirmeyi erken dönemlerde yapmaya yönlendirir. Düşünün bir kere, fizik dersinde ‘yoktan var, vardan yok olmaz’  diyen teori ve fikirlerle aynı anda ‘O’nun için zorluk yoktur: ‘Ol der ve oluveriri’ diyen bir yaklaşımı aynı anda ve erken çocukluk döneminde tecrübe eden bir şahıs hayatının ilerleyen safhalarında karşılaşacağı temel bir sorunu erkenden ve bir rehber eşliğinde atlatabilecektir.

      hayatla ‘erken yüzleşme’ bu nesli memleketin ve devletin kaderinde önemli sorumluluklar üstlenme noktasına taşıdı. İmam Hatiplerin ayırt edici bir unsurdur bu. Bulunduğu ortamlarda tebarüz edebilen, fikirlerini tutarlılık içerisinde yansıtabilen ve davasına her daim sahip çıkabilen, özgüveni yüksek nesiller yetiştiren İmam Hatipler memlekete ciddi anlamda yetişmiş insan kaynağı desteği de sağlamaktadır. İşte esas misyon budur.

Yazarın Diğer Yazıları