Mehmet Kaçar

'Günah kaydı' raporunu aldın mı?

Mehmet Kaçar

İnsanlar, dünya hayatını yaşarlarken bir çok günah işliyorlar. Bunların pek çoğunu da bilerek yapıyorlar. Bunların telafisi içinse çok fazla bir şeyde yapmıyorlar. Günahlar çevremizde pek çok. Bunların en önemlilerinden biriside çevremize verdiğimiz zararlardan oluşuyor. Mesela kul hakları buna en güzel örnek. Nedir kul hakkı dediğimiz zaman sınırını çizen bile yok. Oysa Efendindimiz(s.a.v) bir hadisi şerifinde bunu çok güzel açıklamıştır. İki komşu. Birinin bahçesinde bir meyve ağacı var. Bu ağacın bir kısmı komşusunun bahçesini işgal ediyor ve meyveleri oraya dökülüyor. Adamcağız bir gün Efendimize gelerek bu durumdan rahatsız olduğunu iletir. Efendimizde ağaç sahibini çağırır ve o ağacın komşu bahçesini işgal eden yönünü kesmesini yada kirasını(icarını) vermesini ister.

Oysa insanlar dünyada yaşarlarken, gelecek olan herhangi bir zarar için sigorta yaptırıyorlar. Otomobil satın alırlarken sonradan başımız ağrımasın diye kazalı mı diye araştırıp kayıt altına alıyorlar. Sonra da bir “voll kasko” sigortası yaptırıyorlar. Bu şekilde davranarak herhangi bir olumsuzlukla karşılaştıklarında hasar kaydına göre zararı karşılıyorlar.

Acaba bizlerde insanlardan birer hasar kaydı(günah kaydı ) istesek mi diye bazen çok düşünmüşümdür. Yani bir başkası ile konuşurken, dost olurken, arkadaş kabul ederken, evlenirken karşımızda ki kişiden “bir günah kaydı “isteyebilir miyiz acaba? Tabi ki hayır. Ama insanlar kendi hasar kayıtlarını veya günah kayıtlarını tutmuş olsalardı, dünya bana göre daha müreffeh ve daha yaşanılası bir yer olurdu değil mi! Gidişata bakılırsa, insanlar yaşadıkları çevreler de sorun yaşamak istemiyorlar. Başkalarının hatalarını çok iyi görüyorlar ve onun olmamasını istiyorlar. Olaya bir de ters açıdan bakalım. Ya bizim kayıt altına almadığımız, sigortasını yapmadığımız hatalarımız. Keşke kendi günahlarımızın bir çetelesini tutabilseydik! O zaman başkalarından hasar kaydı istememiş olurduk.

Eğer biz insanlar kendi günah vaya hasar kayıtlarımızı tutabilmiş olsaydık, doğruya ulaşmak için doğrudan doğruya psikolojik danışman veya psikologların kapısını aşındırır mıydık bilmiyorum? Bildiğim bir tek şey var, bir insan gerçekten bilinçli bir şekilde Allah’a inanıp her şeyin çözümünü ondan beklerse ve ona o şeklide yaklaşırsa psikolojik danışmana ihtiyacı kalır mı dersiniz? Bu nereden çıktı diyecek olursanız eğer, çevremizde, iş yerimizde, medyada, sosyal medyada ağır hasar bırakan pek çok insan var.

Duygu sahibi veya hisli bir canlıdan böyle bir şey istemek belki de yanlış gibi görünecektir. İnsanların zaten bir günah ve sevap kaydını tutturduğu merci var. Bu meciyi iyi düşünürsek, yani günah ve sevap kaydımızın yazıldığı bir tutanağın varlığını iyi düşünürsek hatalardan vaz geçer iyi insan olmaya çalışırız.

Sözün özü, günah kayıtlarımız bize dünyadaki yaşantımızda da zarar verdiğini kabul edecek olursak, dünya sigortaları gibi bir de manevi sigorta, yani Allah’ın sigortası ile sigortalanacak olursak tahminim iyi bir insan oluruz.

“Allah’ın sigortası” ile sigortalanan bir insan için ne hasar kaydı ve ne de günah kaydına ihtiyaç vardı.

Selametle!

Yazarın Diğer Yazıları