Mehmet Kaçar

Gayri Müslim'le Nasıl Helalleşelim?

Mehmet Kaçar

Avrupa anılarımdan, çok küçük bir anımı sizlerle paylaşmak isterim ancak bu anının içerisinde çok büyük temalar olduğunu da şimdiden sizlere duyurmak isterim.

Bu günkü dünya şartlarında, Müslümanlar ve gayri Müslimler iç içe yaşamak mecburiyetinde kalmışlardır ve sınırlar ortadan kalktığı gibi okyanus ötesinde bile Müslüman ve gayri Müslümanlara ulaşabiliyoruz.

Bu dünya da serbest pazar ekonomisi ile ya politik ya ekonomik ya da herhangi bir sebeple gayri Müslimlerle ilişkiler kurup beraber yaşayabilme durumuna geldik. O zaman şu soru da bizim aklımıza takılıverdi. Müslümanların Müslümanlara hakları olduğuna göre, gayri Müslimlerin de Müslümanlar üzerinde hakları var mıdır? Ya da Müslümanlar, gayri Müslimlere olan haklarında nasıl helalleşeceklerdir? Gayri Müslimler ya haklarını helal etmezlerse?

Bu gün Avrupa’nın pek çok ülkesi ve kentin de yaşayan ve halkın içerisinde ticaretle uğraşan pek çok(sadece Berlin’de 6000 civarında) Müslüman bulunmaktadır.

Siz! sadece Müslüman olduğu için kendini, kendi gibi olmayanlardan üstün sanan, kibir ehli! Hakları üzerine zimmetli olduğu halde de zulüm etmekte olduklarından dolayı Allah’ı(c.c) ve Resulü’nü(sav)kendinize hasım tutup, onların emirleri dışında yaşamaktasınız ve bunu da bildiğiniz halde bilmemezlikten gelmektesiniz.

“Avrupa’da yaşayan(herhangi bir ülke fark etmez) ve bir büfe işletirken, bir yandan da gazetecilik mesleğiyle uğraşan bir kardeşimiz şöyle anlatmıştı bir anısını bize yıllar önce...

“Bir gün erken saatler de büfe’me, görünüş olarak, muhtemelen Orta Asya kökenli bir mülteci geldi. O ülkede mülteci kabul edildiğinden düzenli maaş alıyormuş. Bu maaşları, Avrupa’da Sosyal Yardımlaşma Kurumları ödemektedir. Bana makarna siparişi verdi. Servis etmemden sonra ise, bir yandan makarnasını yerken bir yandan da bizimle muhabbet etmeye çalıştı. Dedi ki:

“Siz Türkler hepiniz kâfirsiniz!” “Neden böyle düşünüyorsunuz?”diye sorduğumuzdaysa şöyle dedi: ‘siz Türkiye’de Atatürk’ün kurduğu deccal düzenin de yaşıyorsunuz ve o düzeni kabullenmişsiniz. Üstelik bu sistemi değiştirmek için de hiç bir çaba göstermiyorsunuz. Ayrıca ülkenizde bulunan tasavvuf ve tarikatlar çok yaygın. Bunların hepsi bidat ve küfür. İşte bu yüzden sizler de kafirsiniz.”

Baktık bu adamın kafası alacak gibi değil, biz de kendisiyle fazla muhatap olmadık. Makarnasını yeyip gitti.

Bir müddet sonra ben bu adamı bir kumarhanede, kumar makinesinin karşısın da oyun yani kumar oynarken gördüm. Büfe deyken söyledikleri aklıma geldiği için hemen arkasında yaklaşıp, omuzuna dokundum. Bana dönünce:

“Hani sen Müslüman idin? Bak bizim büfe de bize neler neler söyledin, oysa şimdi gelmiş bura da kumar oynuyorsun?” Adam! hiç bir suçluluk belirtisi göstermeden şunları söyledi:

“Burası bir İslam ülkesi değil ve dolayısıyla da ‘Darül Harb’i birülke(yani islam olmayan bir ülke). Kafir bir memlekette olduğum için kumar yoluyla da kafirlerin parasını ellerinden almam cihat sayılır.” O zaman “dedim:

‘Madem burası kafir bir ülke, neden bu ülkenin Sosyal Yardım Kurumu’ndan(sosyalie Amt), yardım parası alıyorsun ve onu da afiyetle yiyorsun. Bu haram değil mi?” Adamın buna da bir cevabı vardı tabi ki. “Avrupalılar, zenginliklerini bizden çaldıklarına borçlular. Dolayısıyla ben çaldıklarına borçlular. Dolayısıyla onlardan yardım almıyorum, kendi öz hakkımı alıyorum...”

Meğer bu hain adam bir İŞİD(DEAŞ) terör örgütü mensubu biri imiş. Hâ bura da İŞİD ya da DEAŞ demişken; bildiğiniz gibi bu kafa; sadece Müslüman olmayanları değil, kendilerini Müslüman sayan ama onların inandığı gibi inanmayan herkesi kafir kabul ediyor. Tarikat ehline mesela.

Peki bu şahıs herkesi, kendinden başka Müslümanı kafir edince ne oluyor? Tabi ki Harici...

Kafirleri(!) diri diri yakarak, kafalarını keserek, motorlu testere ile biçerek, kafese doldurdukları grupları yavaş yavaş havuza batırarak, törenler eşliğin de yüksek binalardan atarak infaz ediyorlar. Bunu neden yapıyorlar?

Çünkü onlar Müslüman(!) Allah’ın seçkin kulları(!) kafirlerse hayvandan bile aşağı. O yüzden kafir kızların cinsel köle olarak kullanılmasında da bir beis görmüyorlar. Kafirin namusumu olurmuş! malları zaten ganimet.

İşin acı tarafıysa şu: Bu düşünce şekli sadece işid(deaş) mensupların da yok.Ülkemiz de ve İslam aleminin genelinde (nedense) deaş/işidi tasvip etmemekle birlikte, İslami konularda kendisi gibi düşünmeyenlerin keyfine göre kafir ilan eden, yaptığı her türlü tacizi, tecavüzü, hırsızlığı, günahı yukarı da yazımıza konu olan deaş/işid mensubunun yaptığı şekilde anın da tevil(yorum) ederek, İslam adına yapıyormuş gibi kendini kandıran zavallı, sırf babadan miras yoluyla Müslüman olduğu için kendini herkesten üstün gören, esasında aşağıların da aşağısın da olan bir kitle var. Burada ki sözümüz sadece onlara gelsin:

Yahu kardeşim! madem Müslüman olmak bize; diğerlerine karşı insanlık ve insaf dışı her türlü muameleyi yapma hakkını veriyor, madem Müslüman olmak bize diğerlerinin namusunu helal kılıyor...

Medine de, Yahudi, Hristiyan ve diğer dinlere mensup, pek çok insan vardı. Bu insanlar Peygamber önderliğinde Müslümanların himayesi altında yaşıyorlardı.

Peygamber Efendimiz(sav) ve cariyari güzin sahabe efendilerimiz(Allah hepsinden gani gani razı olsun) neden sizin dediğiniz gibi bir davranış göstermedi? Neden onların malları, canları, namusları, şeref ve haysiyetleri Müslümana caizdir demediler? Bu gayri Müslümanlar de Peygamber Efendimiz ve dört Halife efendilerimizle beraber, onların himayesinde ve önderliğinde bir ve beraber yaşadılar.

O zaman neden Yahudileri eleştirmiyorsunuz?

Neden Yahudi seçkinliği bu kadar aşağılık bir şey de Müslüman seçkinliğin de beis yok...

Bizim bildiğimiz İslam’da; kafirlerin de başta kafir olma ve kafir kalma hakkı olmak üzere bir çok hakları var. Allah biz Müslümanlara; insanlara zorla, zulüm yoluyla, baskıyla din değiştirmeyi yasaklıyor. “Din de zorlama yoktur...(Bakar:256)”. Efendimiz Muhammed(sav) de şöyle buyuruyorlar: “Dikkat ediniz! Kim bir zımmiye(iç işlerinde serbest, dış işlerinde Peygamberin devletine bağlılar), haksızlık eder veya onun haklarını eksiltir yahut ona gücünün üstün de de yük yükler veyahutta ondan rızası olmadan(rızası dışında(Medine Peygamber Mescidinin yeri alınırken yetim çocukları gönüllemişlerdi) bir şey alırsa, kıyamet gününde onun karşısın da hasmı ben olurum.”(Ebu Davut, İmare, 33).

Siz! sırf Müslüman olduğu için kendini, olmayanlardan üstün sanan kibir ehli! ‘Hakları üzerinize zimmetli olduğu halde zulüm etmekte olduklarınızdan dolayı Allah’ı ve Resulünü(sav) kendinize hasım tutmaktasınız.

Bunu da çok iyi bilmelisiniz...

Bir başka “gayri Müslim hakkı” da, Alman İş kurumu iş verdiği halde işe gitmeden, işsizlik parasıyla geçinip, bir de bunlarla hacca gitmektir.

Bunu da ayrıca çok iyi tahlil eden fıkıhçılarımız artık ortaya çıkıp görüşlerini, din adına belirtmelidirler.

Selam ve Dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları