Mehmet Kaçar

Ezan-I Muhammedi Nasıl Okunmalı!

Mehmet Kaçar

Tüm, Müezzin-kayyum kardeşlerimizin ve meslektaşlarımızın, icra ettikleri bu kutsal ve Muhammedî görevde, dikkat etmeleri gereken, pek çok tecvidi, mahreci ve makami kurallar vardır. Aman canım bir Ezan değil mi okuyacağımız dememeli! Nasıl olsa yıllardır okuyorum ve şimdide okur geçerim, zaten benim işim bu, düşüncesi Ezan- Muhammediyyeye büyük bir saygısızlık olduğu gibi, işini önemsememek anlamına da gelir ki bu vahim bir hata olur.Ezan-ı Muhammediyyeyi okuyan, Müezzin-Kayyum kardeşlerimiz için tecvid kurallarını göz önüne alan görüş farklıları vardır. Biz burada bunlara değinip argırlıklı olan görüşün ise zamme olduğu delillerini vermeye çalışacağız.
Öyleyse, bir müezzin-kayyum kardeşimiz; Ezan-ı Muhammedi’yi okurken nelere dikkat etmelidir!..
Öncelikle, mükemmel bir namaz abdesti almalıdır. Sonra işinin kutsaliyetini çok iyi düşünmelidir. Ses ve makamını hasta edecek ve insanların kulağını rahatsız edecek bir şekilde tırmalayacak ses rahatsızlıklarından kendini korumalıdır.

Müezzinlerin piri, Hz. Bilal Efendimiz(r.a)in makamını, onun yerine işgal ettiğini ise asla unutmamalı ve o anda, kendisi Hz. Bilal’in yerini işgal etmektedir ve Müslümanı da onun yerine namaza davet etmektedir.

Ezan-ı Muhammedi okunurken, “Allahu Ekber” lafzında bulunan “Ra” harfinde ve “Salah” kelimesinde çok ciddi olmasa da mahrec ve tecvid farklılıkları görülmektedir. Buna bir de ses, makam ve usül bilgisi olmayanların, mikrofona koşmaları da başka bir hata olmaktadır zaten.
“Kelimat-ı Ezan ve İkamet-i Meczumdur ki, gerek tekbirler ve gerek sair cümleler bir birine vasıl olunmamak üzere sâkinü’l-ahir bırakılır. Tekbirlerin vaslın da “Râ”lar nakli hareke ile meftuh da okunabilir. “Allahuekberallahuekber” şeklinde okunabilir. Nas işte bu vasıldan da gafildirler. Ezan-ı Muhammedi de hakikaten vakıf ve İkâmette niyetten vakıf vardır.(Ellahu Ekber. Allhu Ekber, şeklinde okunabilir bir de vasıl şeklinde ve zamme şeklinde de okunabilir).(Mehmet Zijni Efendi, Nimet-i İslam, s.52, İstanbul, 1316).
Bir de, Müezzin-Kayyım kardeşlerimizin bu işin kutsaliyetini düşünerek, yürekten ve tam bir ruh hali ve beden hali ile hissederek, Ezan-ı Muhammediyi okumaya çalışmalıdırlar. His, ruh ve sevgiyi harmanlayamazsa tadı tuz olmaz o ezanın. Ancak bu şekilde onun hakkını verip, insanlara sevdirebilirler.
“Allahu Ekber” lafzındaki “Ekber” lafzının “Ra”sını geçişlerde fetha okuyanlara göre ise, avam yani ciddi bir şekilde müezzinlik ve Ezan-ı Muhammediyeyi, okuma bilgisine sahip olmayanlar ve bu fethayı zamme ile okumaya devam etmektedirler.Bu gruba göre, İmam efendiler bu kardeşlerini uyararak fetha ile okumalarını saglamalıdırlar. Bu şekilde yani durmadan geçerek okumayı şöyle
“Allahuekberellahuekber” gerçekleştirmelidirler.

Bu konuda geniş bir açıklamaya bakmak isteyen kardeşlerimiz ise şu kaynağa bakabilirler. Haskefî, ed-Dürrül-Muhtar, s.55. Beyrut, 1423/2002).
Ravzatü’l-Ulema’da bidirildiğine göre; Arab Lisanı Lüğat Alimlerinden, İbnül Enbari ise şu görüşlere sahiptir; “Avam takımı “Ekber” lafzının “Ra”sını zamme ile okuyorlar.” Müberred ise şöyle demiştir:”Ezanın kesinti(Allahu Ekber/Allahu Ekber şeklinde cezi ve sukünlu okumak) vakıf, durak yerlerinde durularak okuna geldiğini mevkûf olarak işitilmiştir. Ekber lafzının okunmasında asıl olan “Ra”nın sakin(cezin- sükun, yani durarak) okunmasıdır ve Lafzatullah’daki/Allah lafzındaki Elif’in harekesi “Ra” ya verilir. Tıpkı “Elif Lâm Mimallahü lâ ilâhe illa Hüvel- Hayyül-Kayyüm” ayetin de olduğu gibi.
Ezan da Sünnet olan, birinci Allahu Ekber’in “Ra”sın da durmak/yani ceziml ile sakin okumak ya da birinci “Allahu Ekber” cümlesini geçerek ikinci “Allahu Ekber” cümlesine vasletmek/bağlamak da caizdir. Birinci “Allahu Ekber”de eğer müezzin duracak olursa yani sonun sakin veya cezimli okuyacak olursa buda kafi yani yeterli olur.
Birinci “Allahu Ekber” ikinci “Allahu Ekber”e bağlanarak yani vasledilerek/bağlanarak okunursa, o zaman sakin okunmaz ve niyet edilerek “Ra”ya üstün hareke verilir. Bu durum da ötüre verilerek okunmaz. Ötüre(zamme) harekesi verilerek okunursa sünneti seniyye ye ve Hz. Bilal’in(r.a) okuma tarzına aykırı hareket edilmiş olur. Çünkü birinci “Ekber”in üzerinde durmak istenmesi, onu asaleten sakin gibi yapmıştır. Bu nedenden dolayıdır ki üstün hareke verilmesi gerekmektedir.(İbn Âbidin, Reddül-Muhtar, II, 51-52, Beyrut 1423/2003; Ayrıca Felah, s, 195, Beyrut, 1418/1997).
Ötüre(zamme) harekesi verilerek okunursa da bu konuda da pek çok alim caiz ve böyle okunur demişlerdir.
Bunların görüşü de Arapça dil bilgisi kurallarına dayanmaktadır. “Allahu Ekber”deki “Ekber” lafzının, Arapça dil bilgisi kurallarına göre isim olduğu için haberdir ve ötüre(zamme) olması gerekmektedir. Yani Raf üzere okunmalıdır demektedirler. Ama bu tevârüs edilen uygulama “Allahu Ekberullahu Ekber” şeklinde okumaktır demiştirler.
Evla olan ise “Ezan ve Kâmeti cezimli yani durararak(vakıf ederek) sonunu sakin okumaktır. Sükunlü(cezimli) okumak aynı zamanda da (Agmeş, İbrahim)e göre éEzanın cezimli okunamayacağını da söylemişlerdir.
Ayrıca, “Ra” harfini sakin okumakta da bir sorun yoktur. Fakat “Ekber lafzı” haber olmakla birlikte “Allahu Ekberullahuekber” şeklinde de okunabilecekse de sünnete uygun olan fethalı veya cezimli olan denmiştir.
İbrahimin görüşüne göre ise: el-Ezanü Cezmun, vel ikametu cezmum, vettekbiru cezmun.
İbrahim en-Nehai; “Ezan cezimdir, ikamet cezimdir, tekbir cezimdir” buyurmuşlardır.
Tekbir, namazdaki iftitah tekbirinde ki takbirdir. Bu tekbirin, ezan ve ikamet cümlelerinin sonunda cezimli/ sakin okunmasını ifade eder. Bundan dolayı ezan teressül ile ikamet iise hadır ile okunur. Yani ezan cümlelerinin sonu vakıf edilir. Ezandaki tekbirin “Ra”nın fetvasıyla okunması da buradan gelmektedir. Eğer tekbirlerde iki cümle vasledilirse, vakıf niyet edilerek vasledilir ve tekbirin “Ra”sı o vasıldan dolayı fetha okunur değilse ya cezim yada zamme okunur.
Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları