Mehmet Kaçar

Diyanet 1985 Yılından Sonra Avrupa Da Atak Yaptı. Avrupalı İ.H.L

Mehmet Kaçar

Türkiye Cumhuriyeti Diyanet Vakfı 1990’lı yılların başında itibaren, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra, Orta Asya, Türki Cumhuriyetler, Rusya, Balkanlar, Güney Doğu Asya ve Afrika iklimlerinde, model okul olarak İmam-Hatip okulları açmayı uygun buldu ve hayata geçirdi. Sadece İmam-Hatip okulları ile sınırlı kalmayıp, İslam enstitüleri ve İlahiyat Fakülteleri de açma yolunu seçti. Böylece Türkiye’nin sınırları dışında da model okul olarak eğitim modeli gönderilmesine öncülük edilmiş oldu.

Bu gün, yukarıda saydığımız iklimler de, üç binin üzerinde ki öğrenciye, bu okullar da eğitim ve öğretim verilmeye devam edilmektedir.
Balkanlar da devam eden İmam-Hatip okullarıyla, diğer coğrafyalardaki İmam-Hatip Okullarında müfredat birliği de koordinasyunlu şekilde sağlanmaktadır.
Başkent Sofya’da yine Türkiye’nin desteği ile açılmış olan Yüksek İslam Üniversitesinin yanı sıra Bulgaristan da da üç adet İmam-Hatip okulunu açan bu kurum(DİTİB), Romanya da ise bazı kollejlere de, hem maddi hem de eğitim desteği vermeye devam etmektedir.
Pakistan, Bangladeş, Malezya, Somali gibi ülkelerde, Türkiye Diyanet Vakfının eğitim hizmeti götürdüğü ülkeler kervanına katılmış durumdadır. Farnsa’nın Strasborg şehrinde kurulan lise de ise İmam-Hatip ve Fransız müfredatı birlikte okutuluyor. Bu okul Fransız makamlarınca da tanınıyor ve destekleniyor. Türkiye Diyanet Vakfının hedefi ise tüm dünya coğrafyalarında eğitim kurumları açarak gençleri dinle tanıştırmayı hedeflemektedir.
Türkiye Diyanet Vakfı, Eğitim ve Kültür Hizmetleri Müdür olan Veysi Kaya : Diyanet’e bağlı okullar sayesinde Türkiye de ki İ.H.L modelinin ve Müslüman ülke ve topluluklara aktarıldığını söylüyor. Diyanet yetkilileri.
Açılan bu okulların, İmam-Hatip modelinde olmasına büyük bir önem verilmektedir ve bu konuda çok titiz davranılmaktadır. Bu okulların açıldığı; Orta Asya, Güney Doğu Asya, Balkanlar, Avrupa ve Afrika bölgelerine bakıldığın da önümüze 2 temel eğitim modeli çıkmaktadır.
1-Müfredatın da dini eğitimin yer almadığı okulların bulunduğu ülkeler/ bölgeler. Türk Cumhuriyetleri, Bulgaristan ve Romanya bu ülkeler grubuna girer.
2- Dini eğitimin verildiği, ancak Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Matematik gibi alanların, müfredatta yer almadığı klasik meselelerin yoğun olduğu ülkeler/bölgeler. Pakistan, Somali gibi ülkeler bu gruptan sayılabilir.
Bu ülkeler de resmi okulların ve medreselerin ayrı ayrı işlediği eğitim sistemleri ve durumları da vardır.
Ancak her ikisinin birlikte tek çatı altında uygulandığı İmam-Hatib modeli örnek ve nadir görülebilen bir model oluşturmaktadır.
İmam-Hatib modelinin ayırıcı bir özelliği, dini eğitimin, diğer sosyal ve fen bilimleri gibi temel alanların dengeli bir şekilde müfredata yayılmasıdır ki, Diyanet Vakfının projelerin de ulaşmak istediği nokta da budur.
Bu okullar dan mezun olanların büyük bir kısmı ise, kendi yasal yollardan yaşadıkları ve ikamet ettikleri ülkelerde, dini hizmetlerin yürütülmesinde en önde rol almaktadır.
Bu projenin temel amacı da, hedefi de, planlaması da bu zirve noktasıdır.
Dini eğitimin, sadece orta öğretim düzeyin de verilecek sonuca ulaşmanın mümkün olmadığının bilincin de olduğumuz içindir ki yurt dışın da yüksek öğretim düzeyinde de fakülte ve enstitülerin açılmasını sağlamıştır.
Bu bağlam da halen, Kırgızistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Somali, Bangladeş ve Malezya’da yüksek öğrenim düzeyinde eğitim verilen yedi okula destek verilmektedir.
Türkiye Diyanet Vakfınca açılan veya desteklenen okulların iki önemli vasfı bulunmaktadır.
1- Bu okulların yukarı da bahsettiğimiz gibi dengeli ve bütüncül bir müfredata sahip olması.
2- Tamamen ücretsiz olup giderlerinin, vakıf tarafından karşılanmasıdır. Dolayısıyla bu okullar bu yönü ile çok rağbet görmektedir.
Öğrenciler, okulların açtığı sınav ve devam ettikleri İHL okullarının açmış olduğu sınavlarda aldıkları notlarla ölçülmektedirler. Bu okullara okulun misyonunu yerine getirecek öğrenciler seçilerek alınmaktadırlar. Yetim ve eğitim imkanından yoksun, dar gelirli öğrencilere öncelik verilmektedir.
Bu okulların önemli bir başka misyonu da ilgili ülkelerde ki eğitim kurumlarına birer model olmalarıdır.
İ.H.O nin açılmadığı bir çok ülkenin resmi ve sivil toplum kuruluşları, o ülkeler de de Diyanet Vakfı desteğiyle İ.H.O modeli okulların açılması taleplerini DİTİB e iletmiş durumdadırlar.

 

Yazarın Diğer Yazıları