
DEPREM OLURKEN NAMAZ KILMAK
Mehmet Kaçar
Bize gelen bir soruda;” Deprem esnasın da namaz” kılınır mı? şeklinde bir soruydu. Deprem olurken eğer öleceksem “deprem esnasında öleyim diyerek namaza durmak veya “namaz kılıyorsa, namaza devam etmek mi gerekir, yoksa kurtulması için namazı bırakıp acil güvenli bir yer mi aranası gerekiyor?”
Yusuf Kardavi’nin Fıkhu’l Evveliyat adlı eserinde(Öncelikler Fıkhı), İstilahi manada ki fıkıh değildir bu; öyleyse nedir öncelikler fıkhı? Dini emir ve yasakların dinin ruhuna ve maksadına uygun biçim de öncelik ve sonralık sıralaması içerisin de ele alınması demektir. Kardavi, öncelik ve sonralığı çeşitli biçimlerde ele almıştır. Mesela; maslahatın mefsedete, keyfiyetin kemiyete, ilim ve fikrin amele, farzın sünnete, celvetin uzlete diye devam ediyor...
Konunun daha açık ve net anlaşılabilmesi için spestifik örneklerinden bir kaç başlık verelim; sabreden fakir mi yoksa şükreden zengin mi ya da siyasi alan da kabullendiği görüşe bağlı olarak sahabe kanı akıtacak kadar gözü dönmüş kişilerin ihram da iken sinek dahi öldürmenin caiz olup olmadığını sorması veya nafile hac için çoluk-çocuğunu fakir düşürecek şekilde bütün mal varlığını satma gibi bir uygulamaya geçmesi, Müslümanların ümmet şuuru ile birlikte hareket edip üzerlerinde oynanan oyunlara topluca mukabele de bulunma yerine deniz ürünleri üzerinde fukuhanın yaptığı yorumları hararetli biçimde müzakereleri hatta kendi mezhebinin içtihadını kabullenmediği için muhalif olanı tekfir etmesi(ötekileştirmesi).
Kur’an-ı Kerim’de:” (Ey Müşrikler!), Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolun da mücahede edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbu ki onalar Allah katın da eşit değildir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”(9/19).
Ve hadisi şerifler den ilki:”İman yetmiş küsur şubedir. En yücesi ‘lâilahe illallah, en aşağısı da yoldan eziyet veren bir şeyi kaldırmaktır.”
İkincisi de:” Sahibinin ‘en faziletli amel nedir?’ sorusuna; ‘Efendimiz’in muhatabın kimliğine göre değişen cevaplar vermesi. Her kesin bildiği gibi iman, hicret, cihat, anne-babaya itaat, muhataplara göre verilen belli başlı cevaplar.
Nitekim Efendimiz Müslümanlar için hayati önem taşıyan bir savaş öncesi huzuruna gelen bir sahabeye, savaşta insan ihtiyacına rağmen evde bakım ve görünüm bekleyen anne-babasına bakmayı emretmesi örneği öncelik-sonralık konusunda da ana temellerdendir.
Şimdi, namaz kılmak, Allah’ın emri ama tehlikeler karşısın da nefsini koruma da Allah’ın emri.Bu iki emirden söz konusu edilen deprem esnasın da hangisi öncelenecek yani öncelikli olacak?
Tabi ki şeksiz ve şüphesiz, hayatın korunması öncelenecek olandır. Hatta sadece bununla da kalınmayacak ve özellikle deprem kuşağında yaşayan birisi ise evine depreme dayanıklı biçimde takviyeler yaptıracak yada başka yere taşınacak. Deprem sigortası varsa onu yaptıracak, deprem uyarı sistemlerine kulak verecek ve evine taktıracak. Hatta ve hatta deprem öncesinde,depren esnasın da ve sonrasın da ne yapılması gerektiğine ve nasıl davranılması gerekir sorusuna cevap veren kurslar almasına kadar bir çok tedbire başvurması gerekiyor.
Bir başka ifadeyle, din de usul-u hamse adını verdiğimiz korunması gerekli olan beş şey nefis, akıl, nesil, din ve maldır.
Bunların için de nefis yani hayatın korunması ilk sırada gelir.
Çünkü o olmadıktan sonra diğerleri bir mana ifade etmez.
Bununla beraber; farz edelim ki, bir şahıs deprem esnasın da tam aksini yaptı ve namaz kılmayı tercih ettiği için vefat etti.
Halbuki sebepler planın da deprem mahallini terk etme imkânı vardı ve bunu yapanlar kurtuldu.
Bu şahsın ahirette durumu ise ne olur deniyorsa; Allah bilir. Allah’ın ne adaletinden ne de merhametinden zerrece şüphemiz yoktur. O kuluna yaptığı tercihin -her neyse- hakkıyla verecektir.
Selam ve Dua ile....