Mehmet Kaçar

DENETİMSİZ GÜÇLER DENETLENEMEZ

Mehmet Kaçar

1980 yılında Türkiye’de dış güçlerin yaptırmış olduğu askeri darbeden sonra, ülke genelinde mantar biter gibi tarikat grupları çoğaltıldı. Kenan Evren Konseyi, bir yandan yeşil sermaye diyerek müslümanları fişleyip, baş örtülüleri okul kapılarından dışarı atarken, İmam Hatip Okullarını da öğrencisiz bırakma planlarını uygulamaya gitmiştir. Dış güçlerin planlaması ile ve anlaşmış oldukları adları tarikat olan gruplara çeşitli imtiyazlar verilmiş ve bunlarla Türkiye Ümmet birliği kardeşliğinin temeli sarsılmıştır. Her tarikat ve grup kendi yollarının en doğru olduğunu, kendilerinin dışındakilerin ise sapkınlık olduğunu ileri sürmeye başlamışlar ve bunlar hiç bir yerde bir ve beraber hareket edemez olmuşlardır.  Özellikle bu tarihten sonra her yerde bir şeyh ismi duyulur hale gelmiştir. Bu şeyhler hangi ölçülere göre şeyh olduklarını dahi kimse bilmemektedir. Babadan oğula silsilesi ile şeyh seçilmektedir. Sanki kan bağından başkası şeyh olamaz gibi bir yaklaşım vardır. 2009 yılında Adıyaman’a görev icabı gittim. Burada çok dikkat çeken bir durumla karşılaştım. Adıyaman merkezde  hemen hemen her yirmi evde bir şeyh ismi yazan  levha ile karşılaşmak mümkündür. Bunlar hangi ölçüler içerisinde ve hangi dersleri alarak bu mertebelere geliyorlar kimse bilmiyor. Birileri şeyh diyor ve onlarda şeyh kisvesi adı altında bu makamı işgal ediyorlar.
Son günlerde bu konu yeniden gündeme gelmiştir. Tarikatlar ve cemaatler denetlenmeli mi? Denetlenecekse nelere göre denetlenmeli? Denetleme makamı neresi olmalı?   Eğer bunlar denetlenecekse devletin ehil kimselerden oluşan  bir denetleme komisyonu kurarak denetleme mekanizmasını çalıştırmalıdır.
Yasa dışı bir şeye çeki düzen vermek ve bu yasa dışı işin devlet denetiminde ve belirlenen bir düzen içerisinde yapılmasını sağlamak için bir denetim mekanizması kurmazsanız denetleyemezsiniz. Denetimsiz bir cemaat ise merdiven altı bir yapılanmaya gider. Bunun da en güzel örneği FETÖ olmuştur.   Eğer cemaatlere Kur’an ve Sünnet ışığında bir denetim getirilecekse, öncelikle yasa dışı olan bu işi yasal hale getirmek gerekmektedir. 1925 yılında yayımlanan 677 sayılı kanuna göre de bu iş yasaklanmıştır. Yasak olan bir şey de denetlenmez ancak cezalandırılır.
Eğer denetim yapılmak istenirse, önce yasak kaldırılmalıdır. Mesela Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde kurulan bir kurumu, Meclis’i Meşayih’i bu kurumları denetlemek ve kitap ve sünnete uygunluğunu sağlamak için kurmuşlardır. 1864 yılına kadar Osmalı’da da böyle bir kurum yoktu. Devlet ve Padişahlar tarikatları denetlemez, ancak tehlikeli gördüğü anda üzerilerine gider ve dağıtırdı.  1864 yılında tarikat faaliyetlerini denetleyecek olan Meclis-i Meşayih’in kurulmasına karar verildi. Kuruluş ise ancak 1866 tarihinde gerçekleşti. Bu meclis 5 tarikatın temsilcilerinden oluşmaktaydı.Daha sonra ise bu sayı altıya çıkarılmıştır. Bu meclisin en önemli görevi de; her önüne gelenin kendini şeyh ilan etmesinin önüne geçmek, kimin posta oturacağını belirlemek bu meclisin göreviydi. Bu meclisin belirlediği temel kurallardan imtihan edilerek   şeyh postuna oturacaklar icazet(diploma) veriliyordu.  Selam ve Dua ile!

Yazarın Diğer Yazıları