Mehmet Kaçar

Bizans'ın yıkılışı ve günümüze yansımaları!

Mehmet Kaçar

Bizans İmparatorluğunun yıkılış nedenlerine bakınca, günümüze kadar yıkılan pek çok devletin yıkılış nedenleri ile üç aşağı beş yukarı ayniyet gösterdiğini ve bugünkü devletlerinde bu yıkılış nedenlerinden birçok dersler çıkarması gerektiğini düşünenlerdenim. Şimdi Bizans İmparatorluğunun yıkılış nedenlerini bir bir maddeleyelim ve neticesini de sizin takdirinize bırakalım:

1-Bizans’ın batılılaşması onu millî benliğinden tamamen uzaklaştırmasına neden olmuştur. En fazla taklit edilenlerde ekonomik sahada Bizans’a karşı rekabet halinde bulunan Venediklilerle diğer İtalyan’lar olmuşlardır. Bizans; kılık, kıyafet, örf ve âdet hatta ifade ve telâffuz özellikleri bakımından bile taklit ettikleri ülkeler gibi yaşar hale geldiler. Yani Venedik ve İtalyan kültür istilasını tam kabul ederek kendi benliklerini yitirdiler ve Bizans’ın bir nevi İtalyanlaşmasını kabul ettiler.

2-Bizans devlet giderlerinin hızla artması nedeni ile bir taraftan vergilerin artırılarak ağırlaşmasına ve bir taraftan da enflasyona sebep olmuştur. Bu durum ekonomik ve ticari çöküntünün en büyük amilidir.

3-Bizans İmparatorları ile hükümetleri arasında derin uçurumlar oluşmuş, İmparatorlar hükümete karşı cephe almış ve hükümetteki muhaliflerini yok edebilmek için olağan üstü mahkemeler kurulmuş ve bu suretle İmparatorların yürürlüğe koydurdukları kanunlarla insanlık hakları ayaklar altına alınarak Bizans tebaasını imparatorlara karşı nefret eder hale getirmişlerdir.

4-Bizans halkı iyiliklere karşıda, kötülüklere karşıda tamamıyla unutkan bir hale gelmiş ve işte bu yüzden  devletin yıkılmasına neden olabilecek en tehlikeli durumlarda bile doğru yolu tutmak kabiliyetini kaybetmişlerdir.

5-Vatanseverlik bir çeşit palavracılık halini almış ve yüksekten atıp tutanlar kendi gelecekleri, selametleri ve menfaatlerinden başka bir şey düşünemeyecek bir hale gelmişlerdir. Devletin menfaatini önceleyenler kalmamıştır, vatanseverlik kültürü tamamen ortadan kalkmıştır.

6-İmparatorların baskısı altında kalan hükümetin malî ve ekonomik siyaseti yüzünden halk tabakası “sıkılmış limon” haline gelmiş ve işte bu yüzden yabancı hâkimiyetine hasret çekmeye başlamışlardır. 7-Bizans idarecileri törenler, şenlikler, muhteşem kıyafetler ve daha birçok ihtişamlı gösterilerle milletin sefaletini(fakirleşmesini) ört bas etmeyi siyasi bir an’ane haline getirmişlerdir.

8-Bizans İmparatorları ve Hükümetleri, halkı avutmak için halkın dinî hislerini baltalayıp ahlâklarını ifsat(bozarak) ederek eğlence ve şehvet düşkünlüklerine yol açmış, halkı böylece uyuşuk bir halk haline getirmişlerdir.

9-İmparatorlar tarafından tamamıyla yobazlaştırılmış olan ruhanî sınıfın ahlâkı da son derece bozulmuş ve vicdan ticareti yapan papazlarla piskoposlar para ile alınıp satılır eşya haline   gelmişlerdir.

10-Bizans’ta memuriyet satışları başlamış, bu yoldan para kazanma hırsı  o derece ilerletilmişti ki, maliyenin zararına olduğu halde  bir çok köyler, ilçe ve ilçeler de il haline getirilmiştir. Buraların başına da rüşvet alıp verenler, imparatorların ve hükümetlerin yandaşları atanmıştır.

11-Ahlâksızlığın genelleşmesi ihtikârı(vurgun/ vurgunculuk) o hale getirmiştir ki, sefalet (yoksulluk) çeken milletin içinde türedi milyonerlerin sayısı durmadan artmaya devam etmiştir. Bu milyonerlerde para kazanma hırsı ile devletin milli menfaatlerini yok saymışlardır.

12-Ziraî durumun perişanlığı ve desteksiz kalması, İstanbul iaşesinin Cenevizlilerin eline geçmesine neden olmuş ve işte bu yüzden ekmek tedariki bir servet meselesi haline geldiği için bir mali polis teşkilatının kurulması zorunlu hale gelmiştir.

13-Özellikle yüksek tabakalarda din hissinden eser kalmamış, Hıristiyanlığın ne demek olduğu unutulmuş, haç(istavroz) çıkarmayı bile bilen kalmamış ve hatta istisnaî olarak bilenler varsa, onlarda öyle şeyden utandıkları için bilmez gibi görünmeyi tercih etmişlerdir.

14-Bizans halkının manen ıslah edilemeyecek bir hale geldiğini bazı Bizans yazarları bile itiraf etme zorunluluğu hissetmişlerdir.

15-Uzun zaman devleti sarsmış olan malî(iktisadi/ekonomik) buhranlar o dereceyi bulmuştur ki, vatan savunmasıyla ilgili askerî masraflar için Bizans sarayının bütün elmasları on dördüncü yüz yılda Venedik senatosuna rehin verilerek otuz bin duka borç alınmak zorunluluğu doğmuştur( bir nevi günümüz İMF’si gibi).

16-Yıldırım Bayezid Han’ın İstanbul ablukasında Bizanslıların hem sefalet, hem kötü idare edilişi yüzünden Müslüman Türk hâkimiyetini bile kendi hükümetlerine tercih ettiklerini açıktan açığa ilan etmekten çekinmemişlerdir.

17-Bizans’ın özellikle son yıllarında aydın tabakası arasında batı kültürüne hayranlık o derece artmıştır ki, kendi milliyetlerini işte o yüzden unutan bu hayranlar bir (Lâtin) zümresi bile teşkil ederek âdeta siyasi bir parti rolü oynamışlardır.

18-Bizans’ın siyasî ahlâkî gibi ekonomik ahlâkı da o derece çökmüştür ki, Fatih’in şehri kuşatacağı sırada İstanbul surlarının bazı yerlerini tamir işine girişen müteahhitler bile sahtekârlık ederek paraları zimmetlerine geçirmekle yetinmemişlerdir.

Bir millet işte bu hallere düşürülünce artık onun yaşadığı devletinin artık yaşamasına imkân ve ihtimal kalmaz, hemen kuyruğunu titretir. Selâmetle!  

Yazarın Diğer Yazıları