
BİR MÜSLÜMAN 'KELİME-İ TEVHİDİ' NASIL ANLAMALI?
Mehmet Kaçar
Bizler Müslümanlar olarak Kelime-i Tehvidi(Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Rasulullah) anlayabilmemiz için Kelime-i Tevhid’in, ana temasını oluşturan Alllah’ın Güzel İsimlerin den biri olan “İlah” kelimesini çok iyi çözümleyip, bu çözümlemelere göre anlayıp, o anladığımız şekle göre de iman etmeliyiz.
Nedir o zaman ilah?
Hangi manaları içerisine alır?
İşte bu iki sorumuzun cevabını verebilmemiz için “ilah” kelimesinin pek çok manasından şu dördünü ele almamız gereklidir. Bu dört manasını ön plana çıkarıp, inanç sistemimizi bu dört mananın içerisinde şekillendirmemiz gerekmektedir.
Nedir o zaman bu dört mana?
1-”İlah”: Rızası kazanılması gereken kişi manasına gelir. Yani biz ancak ve ancak her şeyden evvel, bizleri yaratan ve ömür dediğimiz bir dünya hayatı veren Allah(cc)ın rızasını kazanmayı gözetir ve onun için çalışırız. Bir başka deyişle de, Allah(c.c)ın bizden razı olmasını bekleri ve ona göre ameller işleriz. Davranış ve hareketlerimizi onun bizden razı olmasına göre düzenler ve o düzen içerisinde bir yaşam tarzı sürdürürüz. “İlah” rızası gözetilen ve rızası kazanılması gereken kimse veya yüceler yücesi makam demektir.
2-”İlah”: Kendisine kulluk yapılacak, yine Onun rızasını kazanmak üzere, Ona ibadet edilen yaratıcıdır. “İlah”ta, kulluk yapılacak, kendisine tapınılacak ve ibadet edilecek olan sadece Allah(c.c) olduğuna göre; Kelime-i Tevhid’den şunu anlamamız gerekmektedir. “Kendisinin rızasını kazanmak için yine Kendisine kul olup, ibadet ettiğimiz bir, tek, eşi ve benzeri olmayan ve muhtaçlara verip de kendisi muhtaç olmayan bir Allahtır.
3-”İlah”: İstenilecek olan şeyin yalnızca kendisinden istenilen ve istenilene icabet eden yaratıcı demektir.
İstenilecek olan tek merci ise sadece Allah(c.c) olduğuna göre, Ehl-i Tevhid, istediğine veya isteyeceğini yalnız ve yalnız Allah’tan(c.c) ister ve başkalarından, yani kendi gibilerin den Ondan isteyeceklerini veya istediklerini asla isteyemez. Mesela, arkadaşım, beni cennete gönder deyemez.
“Lâilahe İllallah, Muhammedün Rasulullah” demek, o zaman, müracaat edilecek, istenecek olan ancak ve ancak Allah(c.c)tır, dmektir. Yani bu manaya gelir.
4- “İlah”: Dördüncü manası ise; “Lâ Hükme illâ lillah” demektir.
“İlah” ve “Melik” sözü birbirleriyle aynı manaya gelir. Diğer bir mana itibariyle de “Lâ ilâhe İllallâh” demek, hüküm yalnızca Allah(c.c)dır. Allah’a aittir. Melik olduğu içinde hükmü o koyar demektir.
İşte, namaz, hac, oruç, zekât, kurban ve diğer ibadetlerde hüküm koyanın hükümleridir.
Kısaca o halde, “Lâilâhe illallah, Muhammedün Rsulullah”ın birinci bölümü, yukarıda saydığımız manaları içerirken ikinci bölümü ise bu dört manayı insanlara anlatıp açıklayan ve aktaran, Allah’ın elçisi ve peygamberi olan Muhammed(s.a.v.) dir.
Mülümanın diyen kişi bu manaları çok iyi bilip, ona göre iman etmeleri ise bir zorunluluktur. Mekke-i Mikerreme en uzun süre Peygamber Efendimiz işte bu hükümler için 13 yıl Kelime-i Tevhid ve içeriğine çalışmıştır. Çünkü kelime-i Tevhid iyi anlaşıldığı zaman insanların kalbi ve kafalarında ki tüm şirk hastalıklarını birer birer ortadan kaldıran, beyni ve kalbi hastalıkları temizleyen bir ilaçtır.
Fi Emanillah!....