
Big Bang'tan önce hiç bir şey yoktu doğru mu?
Mehmet Kaçar
“Gökleri ve yeri, örneksiz yaratan O’dur. Bir şeyin olmasına karar verdimi onun için sadece ol der, o şey oluverir.” (Bakara, 117). Yaratılıştan önce madde yoktu, enerji yoktu. Bu yokluğu ifade edecek bir isim veya onu tanımlayacak bir sıfat sözlükler de mevcut değildi. Zamansızlık ve ya mekansızlık kavramlarını tam olarak algılayamayız. Kur’an, kainatın bir başlangıcı olduğunu ve Allah’ın bu başlangıca neden olduğunu açıkça belirtir.
“İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?” (Enbiyâ: 30).
Big Bang teorisi, zamanımızdan yaklaşık 14 milyar yıl önce meydana gelmiş son derece küçük bir noktanın, uzay boyutlarına taşarak genişleyip büyümesi, madde ve anti madde ile birlikte önceleri bir yumak halinde olan enerjinin, sonradan zaman boyutu ile birlikte tüm evreni oluşturmasını ifade eder. Kur’an’a göre gökler ve yerler bitişik iken, Allah aralarını büyük bir patlama ile (Big Bang) ayırdı. Kur’an asırlarca önce evrendeki her şeyin en başta bir bütün olduğunu ve evrenin her an genişlemekte olduğunu ve yani, Big Bang’ın en temel özelliklerini açıklamıştır.
“Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve arza(yer yüzüne): “İsteyerek veya istemeyerek (buyruğuma) gelin dedi. “İsteyerek (buyruğuna ) geldik.” dediler. (Fussulet: 11)
Büyük patlamadan sonra yüce Allah bulutsu kütle haline gelen göğe ve yere, çekim(cazibe kuvvetleri) kanuna göre yerlerinizi alınız emrini verdi. Böylece, gezegenler ve yıldızlar haline gelen elementler ve madde, Allah’ın evrende kurduğu doğal yasaları izleyerek soğumaya, bir araya gelmeye ve şekillenmeye başladı.
Mevcut anlayışımıza göre, galaksiler büyük toz ve gaz bulutları kendi yer çekimsel çekimleri altında çöktüklerin de doğarlar ve yıldızların oluşmasına izin verirler. Benzer şekilde, bir yıldız ve gezegenleri Nebula adı verilen daha büyük bir bulut içindeki çökmekte olan bir toz ve gaz bulutundan oluşur. Dolayısı ile göklerin ve yeryüzünün gazdan oluştuğunu söylemek adil olmaz. Bunun yerine en uygun kelime gaz ve tozdan oluşan “duman” dır.
“Geceyi , gündüzü , güneşi ve ayı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.”(Enbiya: 33). Kur’an ayrıca, Allah’ın güneşi, ayı ve gezegenleri, her biri kendi rotaları veya yörüngeleri ile yarattığını belirtmektedir. Kainatın oluşumunu anlatan bu teoriyi, Kur’an’ın nazil olduğu çağda ne Araplar ne de başkaları biliyordu. O zaman yıldızların sabit ve çalkılı olduğu sanılıyordu. Kur’an ise, bunların yüzdüğünü söylüyor. Yüzmek için serbest olmaları, bir şeye asılı veya çakılı olmamaları gerekir. Demek ki, Kur’an’ın dediği, o zamanki kainat düşüncesine aykırıdır ve ilim geliştikçe Kur’an’ın söylediğini doğrulamaktadır.
“Rabbiniz o Allah’tır ki; gökleri ve yeri altı günde yarattı.” (A’raf: 54).
Big Bang (büyük patlamadan) önce hiçbir şey yoktu teorisi doğrumu? Burada sorulan sorudan kasıt Rabbil Alemin istisnadır. Zira o evveldir. Onun başlangıcı yoktur. O yaratandır ve asla yaratılmış değildir. Bizim bu soruyu sormamızda ki kastımız dünyanın ve evrenin yaratılması ile ilgili olan yönüdür. Bu konuyu da diğer ilim dallarında olduğu gibi İslam ilimlerinden Kelam ilmi de konu edinir. Mesela, madde yoktu, enerji yoktu, uzay yoktu, zaman yoktu. Bu “yok”luğu, insan beynin tam olarak kavraması çok zor bir hadisedir.
Çünkü “yok”luk, varlığa göre tanımlanan bir kavramdır. Oysa Allah (c.c.), ne vardır ve de yoktur. O her şeyden önce de vardır, sonrada var olacaktır. Çünkü yaratan da odur, yok eden de . Big Bang’dan önce de vardı sonra da var olacaktır.
Yokluğu tarif edecek bir kelime, onu belirleyecek bir sıfatta yoktur. Yokluğu matematikteki sıfır kavramı ile de tanımlamak imkansızdır. Çünkü sıfır sayısından önce bugün eksi dediğimiz sıfır altı sayılar vardı. Sıfır var olmayan bir kemiyetin (nitelik) adıdır. Yoklukla nitelik ve nicelik de olmadığından sıfır kavramı da kullanılamaz. Yokluğu ifade edecek olan bir ilim ve onu karakterize edecek bir sıfat bulunmamasına rağmen, kısaca sadece kelime olarak belirtmek mecburiyetindeyim.
Big Bang’ten “önceki” zamanlarda neler olduğu sorusu da bu durumda mantık dışı bir durum arz ediyor. Çünkü zaman dediğimiz kavramda, Big Bang’le birlikte yaratılmıştır. Maddenin yaratılmaya başladığı ‘an’ zamanında yaratıldığı ‘an’ dır. Evrenin yaşı eğer doğru ise yaklaşık 14 milyar yıl diyorlar. O halde 30 milyar yıl önce ‘ne vardı?’sorusu ise hiçbir anlamı olmayan bir soruşturma olur. Çünkü 30 milyar yıl önce, ‘zaman ‘yoktu ki, ‘ ne vardı?’ sorusuna bir cevap aramaya kalkalım.
Bugün büyük patlama teorisine karşı çıkan hiçbir bilimci ve bilim dalı yoktur. Değişen birkaç evren modeline göre, farklı yaklaşımlar vardır.
İsviçre’de ki CERN laboratuarlarındaki parçacık fizikçileri, yaratılışın ilk saniyelerinde neler olup bittiğini de bulmuşlar ve safha safha, adım adım bu olayın iç görüntülerini yakalamayı başarmışlardır. A’raf Suresi’nin 54. Ayeti, yaratılmanın 6 gün sürdüğünü açıklamaktadır. Buradaki altı günü, 6x24 saat olarak düşünemeyiz. Zira o dönem henüz dünya ve dolayısı ile dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü tanzim eden bu günler yoktu ki bu kavram gündeme gelsin. Bu âyet, adım adım, merhale merhale, evre evre, tabaka tabaka oluştuğunun anlamlı bir işareti olsa gerektir.
“Kün fe Yekün” (Ol dedi ve oldu): İnsan beyninin kolay kolay kavrayamayacağı, büyük, çok çok büyük bir hadisedir!. Zamanımızdan 14 milyar yıl önce yaratılan bu kâinata kalkıp, insanla alemler arasındaki birliği, beraberliği ve bütünlüğü ‘tevhid’ ışığı altında görebilmek, kuşkusuz ‘seçilmiş’ kişilere mazhar olabilecek büyük bir bahtiyarlık olsa gerektir! Ama âlemlere rahmet olarak gelen Yüce Peygamber bize 14 asır öncesinden ne kadar anlamlı bir mesaj gönderiyor:
“ Ya Rabbi! Benim hayretimi artır!”
Hâlâ tabiat kanunları yada doğa yasaları ile boğuşan bilim adamları varsa bırakalım onlar, bilim masalarında şanslarını kıyamete kadar denesinler. Çünkü her keşif Allah’ın varlığına ve yaratmasının doğruluğuna götürmektedir.
Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi; “Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.”
Bugün yaratılışa karşı olanlara, doğru bir önerme ile bakacak olursak yaratana da karşı olurlar. O halde doğa ve tabiat’ da yaratıcı olamaz çünkü onları da yaratan bir güç vardır ve oda bizatihi Allah(c.c.)’tır. Selamete!