BEYAZ CAMLA NASIL KANDIRILDIK?
Mehmet Kaçar
1989 yılında, Türkiye ilk defa yabancı menşeyli bir ürün olan pizza dükkanları ile tanıştırıldı. Türkiye’ye bir kaç dükkan açarak, pizza pazarının nabzını yoklayan ünlü pizza markası aldığı neticeden dolayı büyük bir şaşkınlıkla karşılaştılar.Bekledikleri gibi bir netice alamazlar ve boğazına düşkün olduklarını düşündükleri Türklerin pizzayı çok seveceğini düşünmüş olmalılar ki pizza ile Türkiye’ye girmeye çalışırlar. Ama sonuç hüsran olunca dükkanları kapatıp, tası tarağı toplayıp gerisin geriye dönerler. Ama planları son bulmamıştır. 1991 yılına gelindiği zaman, Murakami-Wolf-Swenson Productions’ın yapıp piyasaya sürdüğü bir çizgi film dünyada büyük bir ilgi gördü. Filmin yapımcı şirketi bu durumu Türkiye açısından bir fırsata çevirmek peşinde idi. Bu çizgi filmin yapımcıları Türkiye’de ki özel bir kanala bu çizgi filmi teklif eder. Kanal çok şaşkındır çünkü dünya piyasasının çok altında bir fiyat teklifi ile gelmişlerdir. Fiyat gerçekten olması gerekenin çok altında ve %16 daha ucuzdur. Adeta kapandaki peynir gibi bir hal arz eden bu teklifi bu tv kanalı kaçırmaz. Bu özel kanal bu çizgi filmi yayınlamaya başlar. yayınlandığı tarihten itibaren bu film çok reyting yapar. Oyuncakları, rozetleri, karpostalları, defterleri ve kitapları ile müthiş bir pazarlamada beraberinde gelir. 1994 yılında da çizgi film dizisi milyonlarca çocuğu ve genci çoktan sihirli değneği ile etkisi altına almıştı bile. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmelerini istemeye başlamışlardır. Türk anneleri ise pizzanın nasıl yapılacağını bilmez bir haldedirler. Bu istek her geçen gün daha şiddetli bir şekilde artarak devam eder. Derken pizza zinciri dükkanlarını yeniden patır patır açmaya başlar: Çocuklarına yemek yediremeyen anneler mecburiyetten pizza siparişleri vermeye çoktan başlamışlardır bile. O günlerdeki Liseli gençler ve Üniversiteli gençler arasında pizza siparişi verip yemek de farkında olmadan bir itibar meselesi haline dönüşmüştür. Türk mutfağının demode lahmacunu, pidesi artık terk edilmiş, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider hale gelmişlerdir. Tesadüfen(!) pizza talebini patlatan bu çizgi filmi çoktan tahmin ettiniz değil mi? Evet tahmin ettiğiniz gibi o çizgi filmin adı “Ninja Kaplumbagalar” O pizza zincirini de tahmin ettiğiniz gibi buraya yazmaya bile gerek duymuyorum. Çünkü onların reklamını yapmış olmaktan kaçınıyorum. O yıllarda çocuk olanlar şimdiye kadar çoktan büyüdüler. Çizgi filmi o tarihlerde ilk izleyenlerin çoğu bugün 30’unu çoktan devirmişlerdir bile. İlk jenerasyon genç evliler durumuna çoktan geldiler bile. Yani pizza yiyerek büyüyen bir nesil ailesi oldular. Onlardan sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite öğrencisi, hatta mezunları olmuş durumdalar. Bu jenerasyonun çoğu ya öğrenci yurtlarında yada evlerinde kalarak yaşadılar. İlk jenerasyondan olup da bugün evlenenlerin pek çoğu bugün şöyle diyorlar: “Bu akşam pizza mı söylesek?”. Bir sonraki kuşak ise yurt odasına veya öğrenci evine neredeyse her akşam pizza siparişi veriyordu. Bunlar bu hayatı bugünde devam ettirmeye devam ediyorlar. Evet, görüldüğü gibi algılarımız işte bu yöntemlerle yönetiliyor. 20-30 yıllık stratejiler yapılıyor ve ona göre plan ve projeler geliştiriliyor. Sonrada adım adım uygulama safhasına geçiliyor. Bizim eğlenceli olarak görüp de izlediğimiz o masum çizgi filmler, diziler, sinema filmleri bir takım fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk edilmesini sağlayan birer katalizör oluveriyor. Bu tabi ki sadece bir örnektir... Her Amerikan filminde Apple bilgisayarların görünmesi, Amerikan bayrağının bilinçli bir şekilde gösterilmesi, bugünkü Apple çılgınlığının ve Amerikan sömürüsünün temelini oluşturmaktadır. her film de sabah işe giderken elinde bir fincan starsbucks kahve ile koşturuyor olmaları, bugün ülkemizde bir kahveye 15-20 lira ödüyor olmamızın müsebbibidir. Afrika’da ayağında ayakkabı olmadığı için pet şişe bağlayan Afrika’lı gençlerin elinde içine su doldurulmuş coca-cola kutularıyla gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını düşünmeleri de yıllardır coca colaların yapmış olduğu “mutluluk” reklamlarının bir neticesidir. Gerçekte mutlu olmayanların içtikleri içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyorlar işte, başka da bir şey değil. Biz burada hatırlatmalıyız. Çoğumuzun ve babalarımızın hayranı olduğu western(vahşi batı) kovboy filmlerindeki o karizmatik kovboyu. hayranlıkla seyrederdik. Oysa o kovboyun ağzındaki Marlboro sigarayı da babalarımız bugün hala bırakabilmiş değiller. Etkiye bakar mısınız? İşte bu yüzdendir ki bizler bunları unutmayıp evlatlarımıza da aktaralım. Bize sunulan sihirli cam görüntülerinin, reklamların, film ve dizilerin % 99’u bir amaca hizmet ediyor. İnanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce bir değil bin kere düşünü verelim: “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.” diyordu Malcolm X. Uyanık olmayana pizzayı da yedirirler, colayı da içirirler, üzerine de bir Molboro sigarası yaktırırlar. İşte sihirli camın sihirleri bunlar beyler!... Fi Emanillah!...