
'Ben Kur'an'da her şeyi bulurum!'
Mehmet Kaçar
En çok sevdiğim hikayelerden birini buraya alacağım. Amma ne kadar sağlam kaynaklara dayandığını bilmiyorum. Bu hikayeyi çok önemseyip sürekli anlatıyorum. Hikaye, Ehli Sünnet vel Cemaat mezheplerinden birisi olan Şafii mezhebinin kurucusu olan İmam-ı Şafii ile ilgili bir hikaye ve Allah kendisinden Razı olsun. Bu hikayeyi sevmemin nedenlerini şöyle sıralayabilirim: 1-Kur’an’ın bir hayat kitabı olduğunu ve insanın bu hayat kitabını okuyarak, anlayarak uygulaması. 2- İman olarak bu kitaba tam bir teslimiyet göstererek, şeksiz şüphesiz inanılması. 3-Her derdin devası olduğuna inanılması. 4-Fenni ilimlere kaynaklık edebilmesi. 5-Okuyup anlayanın kültür seviyesinin hızla yükselmesi vb. Burada yeri gelmişken ehli sünnet vel cemaat mezheplerini imamları ile birlikte bir kez daha hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum. a-Hanefi mezhebi, kurucusu İmamı Hanefi, b-İmamı Şafi, kurucusu İmamı Şafii, c-Hanbeli, kurucusu imamı Ahmet bin Hanbel,d- Maturidi, İmamı Maturidi (Allah hepsinden razı olsun). İkide kelamda mezhebimiz vardır ki onlarda Eşari ve Maturidi’dir ve Maturidi Hanefi mezhebinin temsilcisidir. (Radiyallahu anhüm).
İmamı Şafii yaşadığı dönemde şöyle iddialı bir sözde bulunur:” Ben Kur’an-ı Kerim’de her şeyi bulurum”, yani “Kur’an-ı Kerim’de her şey tastamam yerindedir” der. Bu cümleyi duyan gayri Müslim din adamları, ellerine bir fırsat geçirmiş gibi saldırmaya başladılar ve sanki yer yerinden oynadı. Endülüslü papazlar, Kostantinapolisin(İstanbul) de desteği ile halkın önünde İmam-ı Şafi hazretlerine münazara teklif ederler. Amaçları bu cümleden sonra İmam-ı Şafi Hazretlerini mağlup edip İslamiyet’in yayılmasının önüne geçmek ve imamın şahsında İslamiyet ile alay etmek. Bu münazarayı kazanacaklarından o kadar emindirler ki daha münazara yapılmadan alay etmeye başlamışlardır. Kur2an matematik, tarih coğrafya kitabı değildir. Matematikten bir soruyu sorar işi bitiririz diye düşünürler. Nasıl olsa bu saçma fikirden sonra münazaradan kesin galip gelecek olan biziz diye düşünmeye başlayıp bunu da aleni dillendiriyorlardı.
İmam-ı Şafii Hazretleri gelecek Cuma namazdan sonra başkentte halkın önünde münazara etmeyi kabul eder. Vakti saat gelince papazlar yerini alır ve halk etraflarını çevirir. İmam hazretleri ortada yoktur. Papazlar dedikoduya başlarlar. Korktu gelemeyecek, kaçtı. şimdiden galibiyetimizi kutlayabiliriz diye dedikodu yaparlarken, İmam Hazretleri ortaya çıkar, cübbesi ve sarığı ile tam bir ilim adamı edasın da münazara alanına gelir, iki rekat şükür namazını ede ettikten sonra yerini geçer. Papazlar kazanma heyecanı ile hemen sorularını yöneltirler. İmam efendi, sen şöyle diyormuşsun; “ben Kur’an’da her şeyi bulurum “ söyle bakalım, Kur’an’da bir çuval undan kaç ekmek çıktığını nerede yazıyor?”
İmam hazretleri, yanındakilere dönerek bir fırıncı ustası bulup yanlarına getirmelerini söyler. Fırıncı ustası bulunur ve getirilir. İmam Hazretleri ona dönerek sorar, “bir çuval undan kaç ekmek çıkar der?” Fırıncı ustası; farzı misal 70 ekmek çıkar der. İmam, papazlara dönerek 70 ekmek çıkar der. Papazlar bunun Kur’an’da yazdığı yeri bize göster derler. İmam hazretleri, onlara şu cevabı verir. Kur’an’da Yüce Allah şöyle buyurur: “Bir işi ehline sorun!” . Bizde ehlini çağırdık ve sorduk ve cevabını verdik deyince, orada ki papazların bir kısmı hemen şehadet getirirler. Kostantinapole de haber gönderilir. Burada öyle bir adam vardır ki, ilim ve irfan ehli olduğu için münazarada yenmek mümkün değildir. “ Kostantinapolden gelen cevap daha ilginçtir; “sakın o adamı buraya göndermeyin, burada Müslüman olmayan insan kalmaz .” derler.
Şimdi biz burada Kur’an-ı kerim’de her şeyi bulabileceğimize dair birkaç örnekleme yapalım:
1-Kur’an-ı kerimde; çoğul olarak “el-Eyyam “(günler) kelimesi tam 365 yerde zikredilir. Buradaki işaret ise bir yıla tekabül eder ve bir yılda da 365 gün vardır. 2-Kur’an-ı kerim’de; tekil olarak “el-Yevim”( gün) kelimesi, 30 yerde zikredilir. Bu da şuna işaret eder. Bir ayda 30 gün vardır. Yani bir aya tekabül eder.
3-Kur’anı Kerim’de ; “el- Kamer”(hilal/ay) kelimesi 12 yerde zikredilir. Bu da şuna işaret eder. Bir senede kameri ay olarak 12 ay bulunmaktadır.
4-Kur’an-ı kerim’de “eş-Şehrü” (ay kelimesi), yine 12 defa zikredilmiştir. Buda güneş takviminde ki güneş yılı aylarını, yani 12 aya işaret eder. (Ocak, Şubat, Mart, Nisan vd.).
5-Kur’an-ı kerim’de; “el-İman” kelimesi ile “el-Küffar” kelimesi 25 defa zikredilmiştir ve imanlıların yanında kafirlerinde olacağına işaret eder.
6-Kur’an-ı Kerim’de; “ed-Dünya” kelimesi ile “el-Ahiret” kelimeleri 115 yerde zikredilmiştir. Bu da şuna işaret eder. Müslümanların dünya ahret dengesini iyi ayarlamaları gerekmektedir.
7-Kur’an-ı Kerim’de; “el-Melaiketü”(Melekler) ile “eş-Şeytan” kelimeleri, eşit olarak 88 defa zikredilmiştir. Burada müminlerin meleklere güvendiği kadar şeytana karşı dikkatli olmalarına dikkat çekilmiştir.
8-Kur’an-ı Kerim’de; “en-Nas”(insanlar) kelimesi ile “el-Enbiya”(peygamberler) kelimeleri 50 defa zikredilir ve İnsanlar arasından peygamberler seçileceği, onlara “rol model” olacağına delalet eder.
9-Kur’an-ı Kerim’de; “er-Rical”(erkekler) ile “en-Nisa”(kadınlar) kelimeleri 24’er dafa zikredilir. Bunda da şuna işaret edilmiştir. Kadın ve erkek bir birini tamamlayan ve birbirleri için yaratılan “ahsen” yaratıklardı.
10-Kur’an-ı kerim’de; “el-Hayat” (yaşam) kelimesi ile “el-Mevt”(ölüm) kelimeleri 145’er defa zikredilir. Buda yaşamın olduğunu ve sonunda da ölümün geleceğine delalet eder.
11- Kur’an-ı Kerim’de; “el-Hasenat”(iyilikler” kelimesi ile “ es-Seyyiat” (kötülükler) kelimeleri 145’er defa zikredilir. Bundan da anlaşılması gereken şey iyiliklerin olduğu kadar kötülüklerinde olacağı ve insanların kötülük işlememeleri gerektiği anlatılır.
12- Kur’an-ı Kerim’de; “es-Semavat(gökler) kelimesi 7 defa zikredilir ve bu 7 rakamı zaten sonsuzluğu ifade eder ve gök yüzünün 7 katmandan oluştuğunu ifade eder. Fi Emanillah!