
Avrupa'lı biri ile anlaşmalı evlilik yapmak!
Mehmet Kaçar
Günümüzde birçok vatandaşımız, Avrupa’ya veya Almanya’ya giderek orada yaşamak ve çalışabilmek için anlaşmalı evlilik yollarını denemeye devam ediyorlar. Bu yollarla olsa da Almanya’ya giden vatandaşlarımız, orada yaşayabilmek için zorlu bir beş yılı göze almaları gerekir. Beş yıl evli kalmaları ve her yıl Almanya’da kalmak için oturum almaları gerekiyor. Bu beş yıl boyunca iş bulup çalışmaları ise bir hayli zor bir durum. Çünkü bu insanların iş bulabilmeleri için çok iyi derecede bir Almanca bilmeleri ve beşinci sırada iş beklemeleri gerekmektedir. Ayrıca anlaştıkları kişilere belirli bir miktar para ödemeleri gerekiyor. Bazı gözü açık Alman partner bu durumu lehine çevirmek için beş yıl içerisinde ilk anlaşmalarına sadık kalmayıp her yıl ekstra para talep ederek zaten çalışamayan, çalışmış olsa da zar zor geçinebilen bu insanlardan zorla para koparmaktadırlar. Zamanında ödenmeyen paralar veya ekstra istenen paralar ödenmediği zaman Evlendirme Dairesine şikayet edilerek evlilik birliğinin bozulduğunu ve Almanya’dan sınır dışı edilebileceği tehdidini yemektedirler. Evlendirme Dairesine, belirli aralıklarla eşlerin beraber olduklarını ispat için giderek beyan etmeleri gerekmektedir. Buradaki memurlar bazen eşlere abuk-subuk sorular sorarak aynı evde yaşayıp yaşamadıklarını tespit etmeye çalıştıkları gözlemlenmektedir. Anlaşmalı evliliklerde bazen boşanma durumunda, taraflar birbirlerine ağır bedeller ödemek zorunda kalmaktadırlar. Bu evliliğin sona erdiği andan itibaren, Türkiye’de temfiz mahkemsinde de tanıtılması gerekiyor. Bu durumda eşlerin vekaleti gerekiyor. Eğer eşin biri vekalet vermezse boşanma gerçekleşmiyor. Çoğu zaman Almanya’da boşandığı halde Türkiye’de boşanmaya yanaşmayan ve daha çok para koparmaya çalışan eş sırra kadem basıyor. Almanya’da boşandığı için yeni bir evlilik yapamaya da nasıl olsa bir engeli de kalmıyor. Türkiye’de, yılarca boşanma kanun nezdinde gerçekleşmiş olmuyor. Bir kısım vatandaşımız da yasal olarak Türkiye’de eşinden boşanıp anlaşmalı evlilik yaparak Almaya’ya gidiyor. Türkiye’de ki eşini kanunlar nezdinde boşuyor ama dine boşamadığını iddia ederek, Türkiye’de ki eşi ile evliliklerini sürdürmeye devam ediyorlar. Bu tür anlaşmalı evliliklerin bir de dini boyutu var. Bu boyuta kimse göz dahi atmıyor. Acaba eşlerin fıkhen bir yabacı ile anlaşmalı olarak evlenmesi caiz olur mu? Kadınlar bu yolla evlenip korumasız bir ülkeye gidebilir mi? Erkekler, bu tür bir evliliği fıkhen gerçekleştirebilirler mi? Çünkü netice de bu evlilik bir kağıt üzerindeki evlilik olarak kandırma bir evlilik oluyor. Dini yönden boşanma durumlarında eşlerin birbirlerine karşı sorumlulukları var mıdır? Miras ve nafaka durumlarının dini boyutları ne olacaktır? bunlar iyi hesaplanıp ondan sonra bu yola başvurmak gerekmektedir.
Koruyucu evlilik ve yasalar: Evlilik, Evlilik yolu ile kazanılan oturum hakkı, Yaşam birliği(Hayat arkadaşlığı), Kağıt üzerinde yapılan evlilikler(anlaşmalı evlilik), Evlendirme Dairesi(Nikah Memurluğu), Nikahlı Yaşam Birliği, Ceza Hukuku (Ceza Yasası)
Evlilik:
Anayasa hükümlerinin 6. Fıkrası, 1. Maddesine göre Evlilik ve Aile yasal düzenin özel koruması altındadır.
Evlilik yoluyla kazanılan oturum(ikamet) hakkı.
Evlilik akti ile Alman vatandaşı olmayan eş, yabancılar yasasının 23. Paragrafı, 1 Nr. lı hükmüyle Federal Almanya’da oturum (ikamet) hakkına sahip olur. Bunun için Alman vatandaşlığına sahip olan eşin sürekli ikametinin Federal Almanya sınırları dâhilin de olması gerekmektedir.
Nikâhsız yaşam birliği(Hayat arkadaşlığı): Yaşam birliği Yasasının 1. Maddesi, 1. Bendi ve 1. Fıkrası itibari ile : Aynı cinsiyetten iki kişinin karşılıklı olarak yetkili makam huzurunda herhangi bir koşul veya zaman birbirine bağlı olmaksızın, birlikte yaşam boyunca birbirlerine eşlik etmek istemelerini beyan etmeleri ile geçerlilik kazanır. Yaşam birliğinin kurulabilmesi için gerekli bir diğer koşulda eşlerin servet beyannamesinde bulunma zorunluluklarıdır(6,1 bendi). Alman ve Yabancı Kökenli iki insanın yaşam birliği kurması ile yabancı kökenli eş Federal Almanya’da oturma (ikamet) hakkına sahip olur. Eğer sınır dışı etmek için herhangi geçerli bir neden yok ise yabancılar dairesi bu eşe oturum izni vermek zorundadır (27. a İvm ve 23, madde 1 Yabancılar yasası).
Kağıt üzerinde (Anlaşmalı) evlilik: Avrupa Birliği Konseyi anlaşmalı (muvazaalı) evliliği şöyle tanımlamaktadır: “Avrupa Birliğine üye ülkelerin vatandaşlarının veya bu ülkelerde yasal ikamet hakkına sahip olan üçüncü Dünya ülkelerinin vatandaşlarının, sadece ve sadece üçüncü dünya ülkeleri vatandaşlarının Avrupa ülkelerine gelebilmelerine ve burada yasal ikamet hakkı kazanmalarına yardım etmeyi amaçlayarak yaptıkları evlilikler.”
Evlendirme Dairesi (Nikah Memurluğu): Eğer anlaşmalı bir evlilik (Medeni Kanun 1314, bend 2) söz konusu ise, “yani eşler gerçekte birlikte yaşamayı amaçlamıyorlarsa”, yasalar nikah memuruna bir nikahı kıymayı ret etme yükümlülüğünü vermiştir eğer açık bir şekilde “göstermelik” bir evlenme ise (Medeni Kanun 1310).
Nikahlı Yaşam Birliği: Medeni Kanunun 1353 ve A Fıkrası 1. Bendi nikahlı yaşam birliğini şöyle tanımlıyor: “Eşler karşılıklı olarak kurulan bu yaşam birliğine mükelleftirler ve birbirlerine karşı sorumluluklarını taşırlar. “ Günümüzde ise hali hazırda Hukukçular yaşam birliğinin ve bu birliğin idamesinin nasıl yorumlanacağı konusunda tartışma içerisindedirler. Tartışmanın ana konusunu ise eşlerin sürekli olarak birbirleri ile ne şekilde iletişimde bulundukları ve karşılıklı yaşamları içerisinde birbirlerine verdikleri önemim nasıl belirleneceğini oluşturmaktadır. Her ikisi de Alman vatandaşı olan çiftlerde birlikteliğin yürütülmesi için aynı evde yaşama zorunluluğu olmamasına rağmen, iki uluslu birlikteliklerde yabancılar dairesi çiftlerin birlikte yaşamalarını aynı evi paylaşmalarını gerekli görüyor. Ceza Hukuku (Ceza Yasası): Anlaşmalı bir evlilik Yabancılar Yasasının 92. Maddesi A Fıkrası 2. Bendi ve 2. Numarası gereğince (Gerçek olmayan bilgilendirmeyle oturum hakkının elde edilmesi veya hali hazırda olmayan bir yaşam birliğini varmış gibi göstermek) üç yıla kadar hapis veya para cezasıyla cezalandırılabilir. Bu durumdaki birçok davalarda genelde “sadece” göçmenlerin ceza hukukunun 271. Maddesi A fıkrası hükmüne dayanarak “sahte doküman sunma” veya ceza hukukunun 156. Paragrafı gereğince, “Yalan beyanda bulunmak “ ya da yabancılar yasasının 92. Paragrafı, 1. Bendi, 7.Numarası gereğiyle “gerçek ve fam olmayan olguların beyanında bulunmak” suçlarıyla yargılandıkları gözlemlenmiştir. Alman vatandaşı olan eş için bunların yanı sıra “yasal olmayan ikamete yardım etmek” suçu da gelebilir. Selametle!