
Avrupa'da Artan Haçlı Zihniyeti!..
Mehmet Kaçar
Suriye iç savaşında dünyayı sarsan mülteci krizi ve 1990 yılında, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra, Rusya ve Kızıl ordu uzantısını Almanya’dan kovan batı da, hızla tırmanan terör saldırılarını gerekçe göstererek İslamafobik ve ırkçı-faşist argümanlarla propoganda yürüten Avrupalı aşırı sağcı(National Sosyalist) parti ve liderlerine destek verenler hızla artmaya devam ediyor.
Almanya da Pediğa ile aynı doğrultuda politika yapan Almanya için Alternatif (AfD) partisi, Hollanda da İslam karşıtı Geert Wilders’in Partisi olan Özgürlük Partisi, Fransa da ise Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen’in tarafta ve oyları 2016 yılın içerisinde yapılan seçimler de hızla yükseliş trendine girmiştir.
Almanya’nın Berlin eyaletinde yapılan eyalet meclisi seçimlerinde İslam ve Mülteci karşıtı politik yaklaşımları ile seçmenin önüne çıkan, Almanya için Alternatif(AfD) Partisi, yüzde 14.2 oy alarak rekora imza attı.
Avrupa’ya dalga dalga yayılan ırkçılık ve İslam düşmanlığı dediğimiz Pegida hareketi (Batının İslamlaşmasına Karşı Vatansever, Avrupalılar) sokakta gördüğü desteği sandığı da yansıtmayı başardılar.
Pediğa ile siyasi görüş olarak aynı doğrultuda politika yapan Almanya için Alternatif(AfD) Partisi Pediğa gösterilerine katılımın çok düşük olduğunu, başkent Berlin’de ki eyalet meclisi seçimlerinde bile yüzde on beş civarında oy alarak İslam düşmanlığı haçlı zihniyetinin hangi boyutlara taşındığını bizlere göstermiştir.
İSLAM DÜŞMANLIĞI HIZLA YÜKSELİYOR
AfD, Suriyeli mülteciler için çıkan kriz esnasında Almanya da mültecilere yönelik ‘hoş geldin’ yaklaşımına sert bir şekilde karşı çıkarak oy ve taraftar sayısını bir anda yüzde onlar oranında artırabildi. Şansölye Başbakan Angela Merkel’in izlediği mülteci politikasını ve Türki’yenin AB üyeliğini çok sert bir şekilde eleştirmesi ve Almanya da ki yabancı uyruklu ve hatta Alman uyruklu Müslümanların Almanya’dan acilen kovulmalarını savundu. Bu politik yaklaşımı Kamuoyun da da geniş bir destek buldu ve son seçimler de yüzde onluk bir artışla da en çok artış sağlayan parti oldu.
Bu da ırkçılığın ve Nasyonal Sosyalistlerin (Milliyetçi-Faşist- Nazici- Haçlı anlayış) yükselişte olduğu Avrupa ülkelerin deki Avrupa halklarının mültecilere ve ırkçılığa bakış açısını göstermiş oluyor. Sadece Almanya değil, İngiltere, Avusturya ve Hollanda başta olmak üzere, popülist aşırı halk desteğini 1990 Almanya birleşmesinden sonra sürekli artırmaya devam ettiler. Bu artışta en büyük destek de Kilise’den ve Hristiyan Birlik Partileri (CSU-SDU) tabanın dan ve polis teşkilatından geldi.
Hollanda da, İslam Karşıtı Geert Wilders’in Partisi adı özgürlük partisi, Kur’an’a hakaretlerle isim yaptı. Anketler de Mart 2017 seçimleri öncesinde, bir anda İslam ve Kuran karşıtı söylemlerle öne fırladığı görülmektedir. Eğer, Hollanda da Özgürlük Partisi başkanı Wilders, başbakan seçilirse ki bugün anketler onu gösteriyor. İngiltere’de ki Brexit gibi bir referandumla, AB’den çıkmayı ve Camiler ile Kur’an’ı, Hollanda dan silmeyi vaat ediyor.
Fransa da ise, Mültecilerin Avrupa ve öncelikle de Fransa’ya gelmesini “bu bir Müslümanların Avrupa İşgali” dir diyen, daha önce de 1990’ lar da kurulduğu günden sonra başörtüsü, cami düşmanlığı ve Müslümanlara hakaretten yargılanan Ulusal Cephe’nin, lideri olan Marine Le Pen’in yine kamuoyu yoklamalarında oy oranını yüzde 30’lara kadar yükselttiği görülüyor.
Macaristan’da da, aşırı sağcı Fidesz Partisi’nin lideri Victor Orban, AB’nin Mültecilerin kotalarla Avrupa Ülkelerine yerleştirilmesi planına 2 Ekim 2016 da referanduma götürecek çözüm aramaya devam ediyor.
Slovakya’da aşırı sağcı Slovakya halk Partisi, 150 sandalyeli mecliste 14 vekili çıkarmayı başardı bile, ülke de Roman halkını istemeyen ve Romanlara allerci duyan bir politika izlememektedir. Bu parti AB ve NOTO’ya da çok şiddetli bir karşı çıkışla gelmektedir.
Danimarka’da ise, Müslüman mültecilerin ziynet eşyalarına el konulması skandalı yaşandı bile. Mültecilerin ziynet eşyalarına el konulması yasasını çıkartan aşırı sağcı, İslam düşmanı bir başka haçlı zihniyeti Danimarka Halk Partisi, yüzde yirmi bir oy oranına son on yıl da ulaşmayı başardı bile.
1990’lar dan sonra Almanya’nın doğu eyaletlerinde hızla artan yabancı ve İslam düşmanlığına Mecklenburg Vorpommern eyaletinin Schwerin şehrinde, iki Suriyeli kimliği belirsiz kişilerce darp edilip silahla tehdit edildiğini polis kayıtlarına göre, silahlı tehdidin kadın tarafından yapılması ise polisin yeni bir başlangıcın olduğu görüşüne sevk etti.
Sollingen kentinde de Türklerin yaşadığı evi kundaklayan İslam ve yabancı düşmanı sağcılar, Genç ailesinin fertlerini diri diri yakmışlar, o zaman ki iddiaya göre Alman itfaiyesinin müdahale de gecikip ihmali olduğu iddialarına ise mahkeme ret cevabı vererek hadiseyi kapatma yoluna gidilmiştir.
Tüm bunlara bakacak olursak, haçlı hilal savaşı, eski Varşova ve Nato savaşının yerine yeniden yerleşmiştir.