Mehmet Kaçar

Avrupa Da İlk Kurulan İslam Teşkilatı 'Avusturya İslam Diyanet Teşkilatı'

Mehmet Kaçar

Avusturya’da uzun süren çalışmalardan sonra, İslamın resmi din olarak 1979 yılında ki kabulü ile, bu ülke de zaten potansiyel olarak var olan İslamın ve Müslümanların bir teşkilat etrafın da toplanmaları sağlanmıştır. Müslümanların hızla cemaatleşmeleri ve bir teşkilat etrafında toplanmaları da bu şekilde sağlanmış oldu.

Müslümanların hızla teşkilatlanmaları ve cemaatleşmelerin resmileşmesi de bu yolla netleşmiş hale geldi.Cemaatleşen Müslümanlar bir araya gelerek “Avusturya İslam Diyanet Teşkilatı”nı kurmuşlar ve teşkilata işlerlik kazandırabilmek için gerekli tüzüğü d resmi makamlardan tasdik ettirmişlerdir. Avusturya İslam Diyanet Teşkilatı(AİDT)nın kuruluş tüzüğü incelendiğinde iki önemli konu göze çarpıyor.

Bunlardan birincisi, Müslüman cemaatlerin kurdukları dernekler, camiler ve din görevlileriyle ilgili olanıdır.

İkincisi de, Okullarda ki İslam Din Dersleri ve Din Dersi Öğretmenleriyle ilgili olanıdır. Bunların dışında da en önemli sorunların başın da, kreşlere giden çocukların, İslami usuller de beslenmeleri ve eğitimleri de çok ciddi bir öneme haizdir. Çok gözlemleme imkanı buldum. Mesela, Ekim ayın da kutlanan cadılar bayramındaki fener alayına katılan ve kabak çorbası içen, Nisan ayın da kutlanan yumurta bayramına kreş öğrencilerinin zorunlu katılımları sağlanarak, Hristiyan kültürüyle yetişmeleri sağlanmaktadır.

Camiler ve din görevlileri, dernek idarecileriyle kendi hallerine bırakılırken, idari ve dini yönden herhangi bir dini denetime de tabi tutulmamaktadırlar. Dernekler, sadece mali yönden Avusturya makamlarınca denetim görmektedirler.

Avusturya İslam Diyanet Teşkilatı, esas itibariyle okullarda ki İslam Din Derslerinin organizasyonunu yürütürken, kreşlere giden çocukların, yeme içme ve din eğitimini kimse üstlenmemektedir.

Organizasyonu yürüten bu teşkilatın en üst düzeyde yetkisi olan bir şahıstır. Bu şahsın direktifleri ile teşkilat yönetilmektedir. Bu model diğer ülkelerde de uygulanmaktadır. Teşkilat tüzüğüne göre, istişari karar kurulları bulunmasına rağmen, uygulama da böyle bir organın işletilmediği, karar mekanizmasının bir şahsa bağlı olduğu görülmüştür.

Yine Teşkilat tüzüğüne göre, bu kuruluş, İslam Din Dersi Öğretmeni yetiştirmek veya temin etmekle görevli olmasına rağmen, İslam ülkelerinden özellikle de Türkiye’den İslam Din Dersi öğretmeni getirmeyi tercih etmişlerdir. Avusturya’da İslam Din Dersi Öğretmeni yetiştirmek için özel veya resmi ve hukuki yönden herhangi bir sıkıntı Avusturya da İslam Din Dersi yetiştirmek için özel veya resmi ve hukuki yönden her hangi bir sıkıntı olmayan İslam Diyanet Teşkilatının bu yönde bir faaliyet göstermeyişi, teşkilat yönetiminin bir şahsa bağımlı olmasına bağlıdır.

Türkye’den ve İslam Ülkelerinden getirilen İslam Din Dersi Öğretmenlerin de, Almanca bilme, dini yüksek öğrenim görmüş olma ve pedegojik formasyon şartı aranırken, Avusturya da mahalli olarak tayin edilen İslami Din Dersi öğretmenlerinde, Almanca bilme ve çocuklara öğretebilecek kadar dini kültürü olma şartı aranmaktadır.Mahalli tayinlerde, liyakat ve pedogojik formasyon aranmayışı dikkat edilecek ayrı bir konudur.

Müslümanlar için dikkat çeken bir konu daha vardır ki, o da İslam Diyanet Teşkilatı’nın Viyana’da ki çalışma büroları bulunduğu binaların, metruk binalar olamasının nedeni de kiralarının ucuz olmasıdır. İslamla ve Müslümanların manevi şahsiyetleriyle uyuşmayan bu binalar bakımsızlıktan ve ilgisizlikten oldukça kötü durumdadırlar.

Avusturya İslam Diyanet Teşkilatının ilk, orta ve liseler için Avusturya Resmi Gazetesin de yayınlanan İslam Din Derslerinin müfredat programının didaktik oluşu, yaş gruplarına göre müfredatın tespit edilmesi, öğrencilere her yıl (özellikle ilkokul öğrencilerine) Kur’an ve yardımcı ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması eğitim-öğretim bakımından olumlu gelişmeler olarak dikkate değer şeylerdir. Ayrıca bu teşkilat, Din Dersi Öğretmenlerinin maaş ve ücretlerinin Avusturya Devleti tarafından ödenmesini sağlamıştır.

Özellikle Viyana ve çevresinde İslami neşriyat ve araştırmaların yapılmasına müsait bir ortam oluşmuş durumdadır. Matbu ve yazma olarak Viyana Milli Kütüphanesi ve Üniversite Kütüphanelerin de kaynak bulma imkanları vardır. Ancak, İslam Diyanet Teşkilatı’nın müstakil bir kütüphanesinin olmaması İslam Din Dersi öğretmenlerinin eksikliğini dile getirdikleri ayrı bir konudur. İslam Diyanet Teşkilatına bağlı olmayan ve müstakil bir kuruluş olan Viyana İslam Merkezin de geniş çaplı olmasa da bir kütüphanenin varlığı öğretmenleri biraz olsun rahatlatmaktadır.

resmi ve özel din görevlileri, camilerde sayıları beklenenin altında olmasına rağmen çocuklara-gençlere ve yetişkinlere çoğu zaman bir program dahilinde eğitim faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Zaman zaman Türk ve yabancı basına yansıyan küçük çaplı hatim merasimlari, bilgi yarışmaları vb. faaliyetler din görevlilerinin bu gayretlerinin bir göstergesidir.

Resmi din görevlileri, kendileriyle ilgili problemlerini T.C. Viyana Büyük elçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği ve Sosyal yardımcılığı aracılığı ile çözme şansına sahip iken, özel din görevlileri sorunlarını dernek idarecileriyle gidermeye çalışmakta, şayet dernek idarecileri ile anlaşma sağlanamazsa dernek ve cami değiştirmek zorundadır.

Özel din görevlileri ise resmilere göre daha sık cami değiştirmek zorundadırlar. Avusturya İslam Diyanet Teşkilatında olduğu gibi, Viyana Din Hizmetleri Müşavirliği de hem İslam Diyanet Teşkilatı hem de Özel Türk Dernekleriyle diyalog kurmakta zorlanmaktadırlar. Resmi din görevlisi sayısının özel derneklerdeki din görevli sayısının yarısına yakın olması, diyalog kurmada zorlanmanın bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Özel derneklerle diyalog tesis edildiği taktirde, resmi din görevlilerinin sayısın da bir artış olacağını gözlemlemek mümkündür. Böylelikle resmi din görevlisi sayısının artırılması yoluna gidilebilir. Dolayısıyla eğitim ve öğretimden beklenen verimde gözle görülür hale gelebilir.

Yazarın Diğer Yazıları