
Aristokratın, Profun, Köylüyle-Zenğinin Fakirle-Ez Cümle Tüm İnsanların Eşit Olduğu İbadet Namaz Ve Cemaat
Mehmet Kaçar
İbadetlerden birinin, terk ve ihmal edilmesi asla mümkün olmayan zorunlu ihtiyaçlar arasına girmesi ve herkesin katıldığı ortak bir merasim halinde yerine getirilmesi, şehirli, köylü herkesin bu eylemde eşit olması kadar insanlar için yararlı başka bir şey olamaz.
Müslümanların toptan Allah'a yönelerek korku ve ümit arasında ruh haliyle yüzlerini ona çevirip bir araya gelmeleri, bereketlerin inmesinde ve rahmetin yayılmasında müthiş bir etkiye sahiptir.Daha önce istiskâ/yağmur isteme namazından ve hacdan söz ederken de bu birlikteliğin faydası anlaşılmıştı.Çünkü onlarda da bu özellik vardır.
Sonra Allah'ın bu ümmeti yaratmasının amacı, onun dininin en yüce olması, Yeryüzünde İslâm dininden üstün başka bir dinin kalmamasıdır. Bu amacın gerçekleşebilmesi, ancak seçkinleriyle, şehirlisiyle, kırsalda oturanıyla, büyüğü ve küçüğü ile herkesin, İslâm'ın bu en büyük şiarı ve en yaygın ibadeti sebebiyle, sık sık bir araya gelmelerine bağlıdır.
Cuma ve Bayram namazları ise bu konuda daha ileri bir öneme sahiptir.
Çünkü cemaat iki şekilde toplanır:
1-Mahalle halkının toplanması,
2-Şehir halkının toplanması,
Mahalle halkının toplanması her namaz için kolayca sağlanbilir.Şehir halkının toplanması ise, ancak hafta gibi bir süre aralığıyla mümkün olabilir.(Halkın en zayıf imanlısına kadar hepsinin toplanmasını ise bayram namazları sağlar).
Rasulüllah(sa) şöyle buyurmuştur:
"Herhangi bir şehirde ya da köyde üç kişi bulunur da, aralarında cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onları yoldan çıkarmış demektir.Bu yüzden cemaat olmaya bakın. Çünkü kurt, sürüden ayrılanı yer".
Bence bu hadisi şerif, cemaati terk etmenin, namazı hepten ihmal etmeye kapı açacağına işaret etmektedir.
Rasulüllah(sa), bazı insanların cemaate katılma konusundaki isteksizliklerinin asıl sebebinin, dindeki zayıflıkları olduğunu görmüş ve onların kalplerine korku vermek için, tepkisini bilindiği gibi, şiddetli bur tarzda ortaya koymuştur.
Ama bir taraftan da herkesin ve devamlı olarak cemaate katılması, zayıf, hasta ve iş güç sahibi insanlar için zor bir durum oluşturabilir.İşte ilâhi hikmet bunu da dikkate almış ve bu gibi durumlarda cemaate gitmemeye ruhsat vermiştir. Böylece ifrat ve tefrit arasında denge sağlanmıştır.