Mehmet Kaçar

Aklı, Fikri, Duygusu Diri Olanlar

Mehmet Kaçar

Peygamber’e tabi olmak peygamber gibi yaşamaya çalışmak, yani kendini peygamberleştirmek  (24 saati peygamber gibi yaşamaya gayret etmek) ve onun getirdiği tüm ahkamı aynen yaşam biçimi haline getirmektir. O halde peygamber gibi yaşamak demek Kur’ân’la Hz. Peygamber ilişkisini örnek almaktır.
Yani rol model demek(en güzel örnek/usvetü-l hasene)); Kur’ân ve Peygamber yaşantısını aynen tatbik etmektir. Değilse sadece salavat getirerek Peygambere tabi olamıyoruz.
Örnek olan Kur’ân’dır. Peygamberin Kur’ân yaşantısıdır. Peygamber’în ahlakı,  yaşantısı  Kur’ân’ın tâ kendisidir.
Mesela Yasin Suresi 70 ayeti celileye baktığımız da bu örnekliği daha net anlamaya bir adım daha atmış oluyoruz.
“Li yunzira men kâne hayyen ve yahikka-l kavlu alâ-l kâfirin(e)” Yasin 70
(Ve bu gerçekler size tebliğ  edildi) Ki (Kur’ân’la  kalpleri) diri olanları uyarsın (ve hidâyet yolunu göstersin) ve inkâr edenlere de (azap) söz(ümüz) hak olsun ve gerçekleşsin (ve hiç  bir bahaneleri kalmasın diye gelmiştir.
Bu Kur’ân diri olanları korkutmak ve kâfirlerin hakkında da sözün gerçeğe çıkması için gönderilmiştir. Bu Kur’an ancak aklı, fikri, duygusu, diri; kalbinde hayat ışığı olanları uyarmak ve Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin yahut onları saptıranların üzerine de azapla ilgili olan sözün hak olduğunu bildirmek üzere indirilmiştir.
O halde Kur’an kimi ve kimleri uyarır?
Bu gerçeği gören, hakkı duyan,  söyleneni anlayacak uyanıklığa, düşünebilen bir akla(tefekkür eden)sahip olanı uyarmak; hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’an’a itibar etmeyerek ölü gibi davranan, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört bas edip inkârda ısrar eden kâfirler, nankörler  üzerinde de, ceza ile ilgili gerekçeli kararımızın, hükmümüzün gerçekleşmesi içindir.
Enam Suresi 70’inci ayeti kerimesinde de “Dünya hayatının aldattığı, dinlerini bir oyuncak ve eğlence edinen kimseleri bir tarafa bir felâket yaşamaması için Kur’ân ile nasihat et. O kimse için, Allah’tan başka ne koruyucu vardır nede şefaatçi! O, bütün varını(dünyada kazandıkları) fidye olarak verse,  yine de ondan kabul edilmez. Onlar, yapıp ettikleri yüzünden felâkete sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.”
Oyun ve eğlence olan esas konu dünya hayatı ve onunla ilgili arzu ve istekleridir. Gerçek mana da dindarlar, gerçeklik ve doğruluğu ispatlanmış olan hak Peygamber’e tabi olmak, peygamber gibi dine bağlanıp ona destek olan kimselerdir.  Buna karşı dini, mevki ve mansıp kazanmak, rakiplerini yenilgiye uğratmak ve servete ulaşmak için araç haline getirenler, dine sadece dünya menfaatleri için bağlanır ve bu suretle aslında dünya hayatını değil de dini oyun ve eğlence haline getirmiş olurlar. İşte bu şekilde davrananlar sahte dindarlardır. Selam ve Dua ile!..

Yazarın Diğer Yazıları