ADAB-I MUAŞERET(GÖRGÜ KURALLARI)
Mehmet Kaçar
1960’lı yıllarda, okullarda “Adab-ı Muaşeret” dersleri verilirdi. 1970’lerde ise “Yurttaşlık Bilgisi” dersleri orta okullarda verilirdi. Yurttaşlık bilgisi derslerinde, basit trafik kurallarından toplum içerisinde uygulanması gereken yaşam kaideleri, valilik, kaymakamlık, belediye bilgileri gibi bilgiler verilirdi. Adab-ı Muaşeret: İyi tutum ve davranışlarla kazandırılan bilgi ve beceri için kullanılan edebin çoğulu ile “barış içerisinde yaşama, birbirleriyle uzlaşma” anlamındaki muâşereden(muaşeret) gelen âdab-ı muâşeret(âdabü’l-muâşere) genellikle fertlerin ve tolum kesimlerinin birbirine karşı olan sevgi ve dostluk duygularını güçlendirici medenî ve ahlakî davranışları, nezaket ve görgü kurallarını ifade eder. Bu tabire klasik İslam kaynaklarında rastlamakla birlikte Osmanlı’larda Batılılaşma dönemine girilmesi sürecinde terkibin kullanımının yoğunluk kazandığı görülür. Bunun nedeni ise Batı kültüründe nezaket kurallarının şehir ve şehirli olmakla, dolayısı ile de medenilikle ilişkilendirilmesindendir. Arapça “medenî” ve “medeniyet” kelimeleri “şehir” anlamındaki “medîne” den türetilmiştir. Batı dillerinde âdâb-ı muaşeret kavramları şehirle ilişkili görülmüş olup bunlar herkesin paylaştığı alanlardaki davranışlara, görgü kurallarına işaret eder; bu kurallar kişilerin karmaşık sosyal ağlarda birbirine ve devlete bağlı olduğu şehir hayatını düzenler. Kur’an-ı Kerim de bu konu ile ilgili pek çok ayet bulunabilir. 1960’lı yıllarda verilen adab-ı maşeret dersinden örneklerle mevzumuzu noktalayalım:
Ayakta bir şeyler yiyip-içilmez./ Elleri pantolon cebine sokulmaz./ Başkasının kusuru ile alay edilmez./Emânet eşyalar fazla geciktirilmez./ Pazarlık yaparken mal kötülenmez./ Telefon eden, önce kendini tanıtır./ Kalabalık yerlerde ciklet çiğnenmez./ Hiç bir yere ağızda sigara ile girilmez./ Sokak ortasında durarak konuşulmaz./ Kusur yüze karşı açık açık söylenmez./ Alay ve kötüleme, imâ ile bile yapılmaz. / Yerlere tükürülmez ve çevre kirletilmez. / Bencillik, ancak çocuklarda ayıplanmaz./ Aksırırken el veya mendille ağız kapatılır./ Toplu yerlerde yüksek sesle konuşulmaz./ Uzun zaman kalan misafire bir oda ayrılır./ Yemek davetinde, yemekler geciktirilmez./ Sıra olan yerlerde sıraya geçilir, sıra bozulmaz./ Başkasının yanında ayakları uzatarak oturulmaz./Bir konuyu red ederken ciddî ve terbiyeli olunur./ Başkasının lâfı kesilmez, devamlı da konuşulmaz./ Erkeği olmayan eve, erkeğin ziyareti hoş karşılanmaz. Adap ve edepli ol ki, saygı bulasın. Fi Emanillah!