Mehmet Kaçar

ABD ve Batı İslâmı olamaz? Bir tek İslam vardır o da Kur'an'da açıklanmıştır!

Mehmet Kaçar

Abd ve Almanya kendilerine göre kendi sınırları içerisinde yaşayan Müslümanlara yön vermeye çalışıyor. Müslüman dernekleri ile sık sık toplantı yapan Protestan dernekleri, onlara nasıl hareket etmeleri gerektiği yolunda telkinlerde bulunarak, mescid-i dırarlar açtırmaya devam ediyorlar. Almanya, kendi soysa sistemine ve iş hayatına göre bir İslam geliştirme peşinde. Bu anlayışa göre, iş yerlerinde namaz kılınmamalı, ramazan ayında işe gidenler oruç tutmamalı, iş günü olduğu için Cuma namazı başka bir günde kılınmalı veya işe gitmeyenler kılmalı, kurban kesimi yasaklanmalı, İslami eğitim konuları Almanya’ya göre düzenlenmeli ve eğitmenler Almanlardan olmalı gibi konulara yer alıyor.

ABD ise kendi ekonomilerinin gelişmiş olması ve silah üstünlüğünün ellerinde olduğunu bilmeleri ve kendilerine kafa tutacak bir devletin bulunmamasını fırsat bilerek, Protestan dernekler vasıtası ile Müslümanları kontrol edip, kendilerine göre bir İslam anlayışı geliştirebilmek için Mescidi Dırarlar açıp oralara Kadın imamlar atamaya ve kadın Müezzinlere ezan okutmaya devam ederken, pek çok batı devleti de fikir özgürlüğünü öne sürerek Kur’an yaktırmaya devam etmektedirler.

Oysa yeryüzünde tek bir İslâm vardır ve bu asla değiştirilemez.

İslâm, Hazreti Muhammed (S.A.V)’in yaydığı ve Kur’an’da bulunan dinin adıdır İslâm. Hazreti Muhammed(S.A.V)’in yaydığı bu dini benimseyerek kabul eden kimselere de Müslüman adı verilir. Müslümanlar arasında kadınların imam olarak hareket edebileceği, yani karışık cinsiyetten kişilerin bulunduğu bir cemaate namaz kıldırabileceği durumlar konusunda Müslümanlar arasına fitne sokarak görüş ayrılıklarını körükleyerek Protestan bir İslâm oluşturma peşinde ABD. Mealcilere ve sünnet ve peygamber düşmanlarına her türlü destek verilmektedir.

Az sayıda ki İslâm düşünce okulu, teravih (sünnet olduğu için isteğe bağlı olarak Ramazan ayında kılınan Teravih namazları) veya yalnızca yakın akrabalardan oluşan bir cemaate kadın imam olur şeklinde bir istisnayı yayamaya çalışıyorlar. Ne var ki kadınların lider, öğretmen ve diğer kapasitelerde otorite olarak hareket etmesi İslami Ortadokusluktan sapmaması için çaba harcanıyor.

Oysa, İslâm’da kadın âlim, ulema, hukukçu, müftü, vaiz olur amma hiçbir zaman misyoner veya manevi rehber olamaz. Kadın sağlıkçı eğitmen, olarak çocukların eğitime ve hataların iyileşmesine katkı da bulunabilir. Bu ve benzeri konularda asla kısıtlama yoktur ve hatta teşvik edilmiştir.

İslam bilimleri alanında kadın âlimlerin erkeklere ders vermesinin uzun bir geçmiş tarihi vardır. Tarihsel olarak, belirli mezheplerin yani ehlisünnet dışındaki sapkın mezhepler kadınların imam olarak görev yapmasını kabul edebilirler. Batı ve ABD bu tezi yaygınlaştırarak kendi kurguladıkları ve kendilerinin kontrolünde olacak bozulmuş bir İslâm inancını yaymaya uğraşarak milyonlar harcıyorlar. Bugünkü İslâm ülkelerinde sürdürülen savaşta bu görüşün eseridir.

Kadının imam olarak görev yapmasını kabul edilmesinin, ilk dönem Arap inancının dışında, aynı zamanda kadın camilerinin açılıp geliştirildiği ve oralara imam olarak kadınların atandığı bir İslâm anlayışını yayma çabalarında olan batılılar ve ABD, bu yollarla kendi adlarını taşıyan İslam anlayışı ile kendi ülkelerindeki Müslümanları kontrol altına almaya çalışmaktadırlar. Kadın camilerinin açılıp yayılmasına Çin’de öncülük etmektedir.

Bu ve benzeri tartışmalar, batı dünyasının cinsiyetçiliği yeniden hortlatması ve bu yolla LBGT’yi tanıtması yatmaktadır. Bu akım 21. yüzyılda yenden canlandırılmıştır. Ve ciddi şekilde sosyolojik ve ekonomik destek verilerek insanları cinsiyetsileştirip, kendi klonladıkları erkelerle dünyayı yönetme sevdası yatmaktadır.

Batılılar ve ABD menşeyli İslam düşmanlarını görüşlerini şöyle özetlemekte fayda vardır:

Kadınların kongre namazlarına önderlik (imamlık) edemeyeceği kararını eleştirenler, Kur’an’ın ruhunun ve zayıf bir hadisin (Muhammed (S.A.V) ‘in sözü) varlığı, kadınların cinsiyete göre ayrılmış  ve erkeklerin arkasında saf tutmuş olan cemaatlerin aksine, karma (çocuk da olsa) cemaatlere önderlik (imamlık) edebilmesi gerektiğini savunmaya devam ediyorlar ve bu yolda ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyorlar. Batılların kendi görüş ve fetvalarının tutarsızlığını ve İslâmi olmadığını savunanların, “gerçek İslam” ruhundan ziyade, ortaçağ ortamındaki cinsiyetçilikten ve dini metinlerin yanlış ataerkil yorumlarından kaynaklandığını savunarak, islâm akidesini bozarak kendilerine göre bir İslam anlayışı yani, ABD İslamı, Alman İslamı, Çin İslamı, İngiliz İslamı geliştirerek İslamı bölük bölük edip yok etme ya da, Ortadoks veya Protestan ahlakla ahlâk’lan mış bir İslâm anlayışı geliştirme peşindeler.  Amma Kur’an ve Hadis şahitli ilimler olduğu için değiştiremeyecekler ve başarılı olamayacaklar.

Yazarın Diğer Yazıları