Mehmet Bina

Zilhıcce Ayı Ve İbadet

Mehmet Bina

Hac ayı olan Zilhicce’nin ilk on gecesi, Fecr suresinin 2. âyetinde geçen “on gece” ile   açıklanmıştır.

Peygamberimiz (s.a.v.); “Allah katında şu on günde işlenecek salih amelden daha sevimli bir amel yoktur.” buyurmuş, sahabîler, “Ey Allah’ın Resûlü! Allah uğrunda yapılacak cihattan da mı üstündür? “ diye sormuşlar. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.); “Evet, Allah yolunda cihat etmekten de. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihadı başka. (O, bundan üstündür.)” (Buhârî, Îdeyn, 11) buyurmuştur.

İbn Abbas (ra)'ın, "Bilinen günlerde Allah'ın ismini zikretsinler" âyetinde geçen (el-Hac 22/28) "bilinen günler" ifadesini de zilhiccenin ilk on günü veya teşrik günleri diye yorumladığı nakledilir.

Bu ayda özellikle (ilk on günde), peygamberimizin hadislerinde geçen zikirleri söyleyip, dilimizi alışkanlık haline getirmeliyiz. Burada sadece bir zikre yer vereceğiz.

Kabîsa b. Muharik anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber (a.s.m)'e gittim. “Ey Kabîsa! Seni buraya getiren sebep nedir?” diye sordu. Ben de: “Yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi, bu sebeple Allah’ın beni faydalandıracağı bir şeyi bana öğretmen için sana geldim” dedim. (Şöyle buyurdu):

“Ey Kabîsa! (şu dediklerimi yaparsan), yanından geçtiğin her bir taş, ağaç ve toprak parçası mutlaka senin için Allah’tan bağışlamanı dilerler. Ey Kabîsa! Sabah namazını kıldıktan sonra, üç defa ‘Subhanellahi’l-azîm ve bi hamdihi’ duasını okuduğun zaman, körlükten, cüzamdan ve felçten muaf olacaksın. Ey Kabîsa! De ki: ‘Allah’ım! Ben senin nezdinde bulunan(lütfun)dan isterim. Üzerime ikramlarından akıt, rahmetinden üstüme yay ve üzerime bereketlerinden indir.”(Mecmaatu’l-Ahzab, 1/132).

Ebû Hüreyre (ra) den rivayetle Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu:

"İki söz vardır ki onlar dile hafiftir­ler, terazide ağırdırlar; Rahman olan Allah'a sevimlidirler, bunlar: Sübhânellâhi ve bihamidihî, Sübhânellâhil'azîmi. ("Allah'a hamd ederek O'nu noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Al­lah'ı tenzih ederim"). (Buhari, Kitâbu'd-Daavât, 65)

- Ebü Zer (ra) den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

"Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi? Allah'a en sevimli olan söz: "Sübhânellâhi ve bihamdihî"dir."

- Cabir'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Kim Sübhânellâhi ve bihamdihî derse; onun için Cennette bir hurma ağacı dikilir.’’ (Sünen-i Tirmizî, Kitabu'd-Daavat, 60)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

“Kim, Allah’ı hamdiyle tesbih ederim” derse denizin köpükleri kadar bile günahı olsa bağışlanır." (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikr: 17)

Bu zikir ile ilgili yaşanmış bir örnek verelim.

- Çok yaşlı bir adam varmış, vakit namazlarını hep camide kılıyormuş, imamın arkasında..Bir gün ikindi  namazından sonra, oturduğu yerden emekleyerek gelmiş, imamın önüne oturmuş, ellerini tutmuş ve;

-"Ya imam bana bir şey öğret, öyle bir şey olsun ki Allah’ın hoşuna gitsin, O’nun katında bana fayda versin, benden razı olsun"..

İmam şaşırmış bu aniden gelişen olay karşısında, koskoca yaşlı başlı adam, emekleyerek önüne geliyor ve böyle diyor..O kadar çok zikir ve hadis içinden ne öğreteyim, ne söyleyeyim diye düşünürken Allah kalbine ilham etmiş şu hadisi hatırlamış o anda  ve demiş ki;

-"Ey Amcam, Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Rahmana sevimli olan iki kelime vardır ki, dile hafif ama mizanda ağırdırlar: Subhanallahi ve bihamdihi, Subhanallahilazim"

İhtiyar demiş, "tekrarlayıver oğlum ezberleyemedim".. Bir, iki, üç derken sonunda demiş “tamam oğlum ezberledim” Ve camiden, bu öğrendikleriyle dua ede ede çıkmış..

Bu ihtiyarcık, ne zaman birileriyle karşılaşsa, ziyaret, sohbet, düğün, ziyafet-davet vs dermiş ki herkese:

 “ Ey Kardeşlerim Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Rahmana sevimli olan iki kelime vardır ki, dile hafif ama mizanda ağırdırlar: Subhanallahi ve bihamdihi, Subhanallahilazim"

Akrabalarından hanımlar geliyormuş onu ziyarete başını öpüp selamlıyorlarmış, o hemen:

“ Ey kızım Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Rahmana sevimli olan iki kelime vardır ki, dile hafif ama mizanda ağırdırlar: "Subhanallahi ve bihamdihi, Subhanallahilazim" diyormuş kiminle karşılaştıysa, ve toplumda nereye giderse, kim ona gelirse, kimi görürse bu hadisi yayıyormuş.

Hastalanmış bu ihtiyar, inme inmiş, şuuru gitmiş, yoğun bakıma almışlar..Epey bir zaman kalmış öylece yatmış hissiz-şuursuz.. Çocukları, akrabaları hep başında, gelenler gidenler..

Bir gün yine hepsi etrafında, başında da doktor..Açıvermiş gözlerini ihtiyarcık..Çocuklar sevinmişler birbirlerine müjdeliyorlar “babamız uyandı” diye..

İhityarcık o uzun süreden sonra açınca gözünü doktorla gözgöze gelmiş..Beyaz gömleği, boynunda dinleme aletiyle, anlamış giysisinden doktor olduğunu ve hemen:

“Ya doktor, Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Rahmana sevimli olan iki kelime vardır ki, dile hafif ama mizanda ağırdırlar ya doktor! ..Subhanallahi ve bihamdihi, Subhanallahilazim"

Bunu dedikten sonra ruhunu teslim etmiş.

Allah’a dua ettiği, nicelerine duyurduğu bu kelimeleri söyleyerek vefat etmiş..O kadar uzun zaman yoğun bakımda şuursuz-hissiz yattığı halde ilk uyandığında hatırladığı bu Hadis-i Şerifle.

- Peygamberimiz (sav) Hadis-i Şerif de,

“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.” buyurmaktadır.(Münâvî, Feyzü’l-Kadir, V, 663)

Yazarın Diğer Yazıları