Mehmet Bina

TESETTÜR İLE İLGİLİ İBRETLİK YAŞANMIŞ BİR OLAY

Mehmet Bina

Ali Yıldırım Hoca şöyle anlatıyor: “Bir gün öğlen

namazını kıldıktan sonra camiye kravatlı bir adam geldi;

‘Kadın cenazemiz var, buradan kaldıracağız, ikindi vakti

bir sala verir misiniz?’ dedi. ‘Tabi’ dedim. İkindi vakti

oldu, cenazeyi getirdiler. O zamanlar böyle cenaze

arabaları yoktu. Ortaköy mezarlığına omuzlarımızda

götürdük. Cenazeyi gömdük, herkes taziyede bulundu,

gitti. Bir ben, bir o kravatlı adam, iki de mezar işçisi

orada kaldık. Euzü besmele çektim, dua okuyacaktım,

yer bir sallandı böyle!.. Ben gencecik imamdım, ayakta

duramayıp düşecektim neredeyse… Sonra kabrin içinden

acı bir ses çıktı. Sanki etlerini koparıyorlar, öyle bir acı

sesti. Cenaze sahibi adam dedi ki; ‘Bu sallantı zelzele

olabilir, peki bu ses ne oluyor?’ Sonra da; ‘Biz bunu

morgdan aldık, acaba bayıldı da öldü diye getirdik mi?’

dedi. İşçilere mezarı açmalarını söyledi. ‘Açamayız’

dediler. ‘Ancak savcılıktan izin kâğıdı olursa açabiliriz’

dediler. Adam ‘Evladım ben hakimim, bütün sorumluluğu

üstüme alıyorum, aç bakalım’ dedi. Mezarı açtılar. Baş

tarafını açtık, bir de ne görelim, yüzü simsiyah kömür

gibi olmuş. Saç filan kalmamış, kömür kesmiş. Adam

hayretler içinde benim yüzüme baktı. Ben de ‘Bu kadın

ne günah işlemiş? Bu herkese olmaz, kesin çok büyük bir

şirk var bu işin içinde’ dedim. Adam bana dedi ki: ‘Bizim

hanım ben hâkim olduğum için saçını kapamazdı, açık

gezerdi. Ben emekli olunca ona başını kapa demiştim. O

da bana: ‘ Müslümanlık baş kapamayla oluyorsa böyle

Müslümanlık olmaz olsun’ demişti.” Ömer Nasuhi Bilmen

“Ramazan’da anlat” dedi “Bu olaydan sonra

Süleymaniye’ye İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen

Efendi’nin yanına gidip ona bu olayı anlattım. Bana

‘molla’ derdi o da… ‘ Molla, Ramazan’da kızlarımıza

anlat bu olayı, ibret alsınlar’ dedi. Ben de bunu her yerde

anlatıyorum. Tabi ben kimsenin örtüsüne karışamam.

Ben de o salahiyet yok. Ben sadece başımdan geçen bu

hadiseyi anlatıyorum. İsteyen ibret alsın, isteyen

almasın. Ama kimsenin bunda kuşkusu olmasın, bunu

aynen böylece yaşadım … Ben o vaziyeti gördüm, bir de

şimdiki sokaklardaki hali görüyorum, ‘Ne olacak bu

milletin hali diye’ üzülüyorum.” Bu

okuduğunuz, Yaşanmış ibretlik olaydır..

 

"SEVGİ, ZENGİNLİK VE BAŞARIDIR

Bir kadın evinden çıktı, evinin önünde beyaz, uzun sakalları olan 3 yaşlı adam gördü. Onlara:

- Sizi tanımıyorum ama aç olmalısınız, lütfen evime buyurun ve birşeyler yiyin, dedi.

- Kocanız evde mi?, diye sordular.

- Hayır, dedi kadın:"Dışarıda."

- O zaman giremeyiz, dediler.

Akşam kocası eve geldiğinde kadın olanları ona anlattı. Kocası:

- Onlara eve geldiğimi söyle ve onları eve davet et, dedi.

Kadın dışarı çıktı ve yaşlı adamları davet etti. "Biz bir eve hep beraber girmeyiz", dediler.

Kadın: "Neden?" dedi. Yaşlı adamlardan biri cevap verdi:

- "Onun adı Zenginliktir" dedi, arkadaşlarından birini göstererek.

Ve bir diğerini göstererek "Onun da adı Başarıdır,

Ve ben de Sevgi'yim.

Ve ekledi: "Şimdi eşinle konuş ve hangimizi evinize davet edeceğinize karar verin", dedi.

Kadın eve girdi ve olanları kocasına anlattı. Kocası çok sevindi :

- "Ne kadar harika" dedi, "Zenginliği davet edelim, gelsin ve evimizi zenginlikle doldursun", dedi.

Kadın: "Neden başarıyı davet etmiyoruz?" dedi. O sırada onları dinlemekte olan kızları:

"Sevgiyi davet etsek daha iyi olmaz mi?" diye sordu, "O zaman evimiz sevgiyle dolar."

Adam:

- Bence kızımızın tavsiyesine uyalım, sevgiyi davet et, Sevgi bizim misafirimiz olsun, dedi.

Kadın dışarı çıktı, sevgiyi seçtiklerini söyledi ve sevgiyi evlerine davet etti. Sevgi kalktı ve eve doğru yürümeye başladı. Diğer iki arkadaşı da ayağa kalktı ve onu takip ettiler. Kadın büyük bir şaşkınlıkla:

- Ben sadece sevgiyi davet ettim, siz neden geliyorsunuz?" diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi:

Eğer siz zenginlik veya başarıyı davet etmiş olsaydınız, diğer ikimiz kalacaktık, ama siz sevgiyi davet ettiğiniz için, ben nereye gidersem, başarı ve zenginlik de benimle gelir.

 

Yazarın Diğer Yazıları