Mehmet Bina

Su Gibi Aziz  Ol

Mehmet Bina

*Suyun kıymetini en iyi şekilde idrak eden Müslümanlar, kendilerine su ikram eden kişiye, “Su gibi azîz ol!” diye dua ederler. 

Bu sebeple de su hizmetlerine ehemmiyet verirler. 

Bilhassa Kâbe’nin yanında hacılara su ve şerbet ikram etmeyi büyük bir şeref ve mühim bir vazife sayarlar:

*Hz. İbrahim, Allah’tan aldığı vahiy ile eşi Hacer ve henüz süt emmekte olan oğlu İsmail’i Zemzem’in bugünkü yerine bırakıp gider.
Rivayetlere göre Hz. İbrahim, onları bırakarak bir şey söylemeden geri dönüp gitmek üzere hareket edince Hz. Hacer, ona kendilerini böyle bırakarak nereye gittiğini sorar. Fakat İbrahim (a.s.), birkaç defa tekrarlanan bu soruya cevap vermez. Bunun üzerine Hz. Hacer, ona bunu kendisine Allah’ın mı emrettiğini sorar. İbrahim (a.s.)’den ‘Evet’ cevabını alınca, büyük bir teslimiyetle ‘Mademki Allah (c.c.) bunu emretti. O bizi korur, bizi burada zayi etmez’ der.

Çok geçmeden yanındaki suyu biten Hz. Hacer, yavrusuna su bulabilmek için, annelik sevgisi ve şefkatiyle sağa sola koşuşturmaya başlar. Su temin edebilecek birilerini görebilir miyim diye Safâ ve Merve diye bilinen bu iki tepe arasında gidip gelir. İki tepe arasındaki vadiye indiği zaman çocuğunu göremediği için orayı koşarak geçer. 

Gidiş gelişlerinin sayısı yediye ulaştığında Merve tepesinde iken oğlunu bıraktığı yerden bir ses işiterek Cebrâil as tarafından kazılan topraktan su kaynadığını farketmiştir. Çıkan su ile İsmâil’in oynadığını görmüş ve suyun önünü keserek bir gölcük oluşturmaya çalışmıştır. Kur’an’da “ekin bitmeyen bir vadi” olarak nitelenen, çorak Mekke vadisinde kendilerine su ihsan ettiği için Allah’a şükreden Hâcer, avucu ile suyu kabına doldururken aynı zamanda etrafını çevirmeye uğraşıyordu 

 Hz. Peygamber sav , “Allah İsmâil’in annesine rahmet eylesin; eğer suyun önünü kapatmasaydı zemzem şarıl şarıl akıp giden bir ırmak olurdu” demiştir 

*Peygamber Efendimiz’in amcası Hz. Abbâs’ın Tâif’te üzüm bağı vardı. İslâm’dan önce de sonra da oradan kuru üzüm taşır, Zemzem’in içine katarak hacılara ikrâm ederdi. Kendisinden sonra oğulları ve torunları da hep böyle yaptılar. (İbn-i Hişâm, IV, 32; İbn-i Sa’d, II, 137; Vâkıdî, II, 838)

Allah Rasûlü (s.a.v) hacda kurbanını kestikten sonra devesine binip Beyt-i şerif’e geldi. Mekke’de öğle namazını kıldırdı. Daha sonra Harem-i Şerif’teki su ve şerbet ikrâm edilen sebîl mahalline gelerek içecek istedi. Abbâs (r.a), oğluna:

“–Fadl! Annene git ve yanındaki husûsî içecekten Peygamber Efendimiz’e getir!” dedi. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz:

“–Hayır, bana herkesin içtiği bu içecekten ver!” buyurdu. Hz. Abbâs:

“–Yâ Rasûlallah, buraya bazen insanların eli dokunuyor” dedi. Rasûl-i Ekrem Efendimiz:

“–Olsun, sen insanların içtiği yerden ver!” buyurdu ve Hz. Abbâs’ın ikram ettiği meşrubatı içti. Sonra Rasûlullah (s.a.v) Zemzem kuyusuna geldi. Hz. Abbâs’ın âilesi burada kuyudan su çekiyor ve hacılara ikram ediyorlardı. Rasûlullah (s.a.v):

“–Ey Abdülmuttalib oğulları, çekiniz! Siz sâlih bir amel üzeresiniz!” diye taltîf buyurdu. Sonra:

“–İnsanlar, (benim yaptığım bir şeyi tatbik etmek için) hücûm edip başınızda kalabalık etmeyecek olsalardı, ben de devemden iner, kuyunun ipini şuraya koyar, sizin gibi su çekerdim” buyurdu. Bu esnâda eliyle mübârek omzuna işâret ediyordu. (Buhârî, Hac, 75)
*Bir gün bir bedevî Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’e gelerek:

“‒Beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyleyebilir misiniz?” dedi. Nebî (s.a.v):

“‒Sen bu ikisi sebebiyle mi amel ediyorsun?” buyurdu. Bedevî:

“‒Evet.” cevabını verdi. Efendimiz (s.a.v) şu tavsiyede bulundu:

“‒Her zaman adâleti söylersin, yani hep âdil davranır, devamlı doğru söyler ve her zaman gerektiği gibi konuşursun ve ihtiyâcından fazla malını Allah yolunda infak edersin!” Bedevî:

“‒Vallâhi her vakit adâleti söylemeye gücüm yetmez, ihtiyaç fazlası malımı da infak edemem!” dedi. Rasûlullah (s.a.v):

“‒O hâlde yemek yedirir, selâmı yayarsın!” buyurdu. Bedevî:

“‒Bu da aynı şekilde zordur.” dedi. Allah Rasûlü (s.a.v):

“‒Develerin var mı?” diye sordular. Bedevî:

“‒Evet!” dedi. Allah Rasûlü (s.a.v) şöyle devam etti:

“‒Develerinden birini seç ve bir de su kırbası al, sonra su temin etmekte zorluk çeken6 bir ev halkının su ihtiyâcını karşılayıver. Umulur ki deven ölmeden ve su kırban eskimeden cennet sana vâcip olur!”

Bedevî tekbir getirerek gitti. Hakîkaten de su kırbası eskimeden ve devesi ölmeden şehîd edildi.

Yazarın Diğer Yazıları