Mehmet Bina

Şirk Koşmayanlara Allah'ın Rahmetinin Olması

Mehmet Bina

Allah dostlarından Kadi Yahya bin Eksem vefat edince, rüyada görüp halini sordular. O da, "Allahü teâlâ bana, “Ey kötü ihtiyar, şunları niçin yaptın” diye beni azarlayınca, beni büyük bir korku kapladı. Ben de, “Ya Rabbi, böyle sorguya çekileceğimi bildirmediler” dedim. “Ne bildirdiler” buyurdu. Ben de ravilerin ismini sayarak, “Ben azimüşşan Müslüman olarak saçı sakalı ağaran kuluma azap etmekten haya ederim” buyurduğunu bildirdiler, dedim. “Sen ve raviler sadıksınız. Ben de seni mağfiret ettim” buyurdu. diye cevap verdi.
- Cehennemden iki kişiyi çıkarırlar. Allahü teâlâ, "Yaptıklarınızın karşılığını gördünüz. Çünkü ben zulmetmem" buyurduktan sonra, Haydi tekrar Cehenneme denilince, birisi çok hızlı yürür, diğeri ise yürümez, bekler. 
Her ikisine bunun sebebini sorarlar. Hızlı yürüyen, "Emre uymamanın, söz dinlememenin neye mal olduğunu anladım, onun için, bu emri olsun yerine getireyim diye hızlı yürüyorum" der. 
Diğeri ise, "Rabbime hüsn-i zan ettim. Cehennemden çıkarınca, bir daha sokmaz diye ümit ettim" der. 
Her ikisini de cenab-ı Hakkın ihsanı ile Cennete götürürler.
Enes (ra), ben Resûlullah (sav)’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Allah Teâlâ:
-Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
-Ey âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar  olsa, sen benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim.
-Ey âdemoğlu!  Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat bana hiçbir şeyi ortak tutmamış, şirke bulaşmamış olsan, ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım” buyurmuştur. (Tirmizî, Daavât 98)
-Allah’ın rahmetini ümit etmenin faydası bu hadîs-i kudsîde çok açık bir şekilde ifade buyurulmaktadır. 
Şirk koşmamış olmak kaydıyla, işlenmiş olan günahların cinsi ve miktarı ne olursa olsun, Allah Teâlâ’dan bağışlanma dilenmesi halinde onların tamamının affedileceğini bizzat yüce Rabbimiz kendisi bildirmektedir. Kul için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi?
-Hadîs-i kudsîde konu, hiçbir tereddüt ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, “ne kadar olursa olsun, gökleri dolduracak, yeryüzünü örtecek kadar da olsa..” gibi çokluk ve büyüklükten kinâye ifadeler kullanılmış, onların miktarına ve cinsine bakmadan, bir o kadar büyük af ve mağfiretle  karşılanacağı ısrarla belirtilmiştir. O halde önemli olan, günahların bağışlanmasını ummak ve affedilmesi için Allah’a yalvarmaktır. 
-Kul, böyle bir ümit ile bu tür bir dilekte bulunduğu sürece bağışlanma şansına sahiptir.
-Hadîs-i kudsîde   dikkat edilmesi gerekli iki nokta bulunmaktadır. 
Birincisi, şirk koşmadan Allah’a kavuşmak.. 
İkincisi, günahlarının bağışlanacağı ümidini taşımak. 
Hiç şüphesiz bunlardan ikincisi, yani bağışlanacağına dair tam bir güven ve ümit içinde olabilmek için, Allah Teâlâ’ya hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamak, yani İslâm’ın tevhid inancına sıkı sıkıya sarılmak gerekmektedir. 
Bu noktada gösterilecek dikkat, her türlü kurtuluş ümidinin ve Allah'ın Rahmetinin bol olduğu şuurunda olmaktır.
Hz. Musa (a.s.) zamanında adamın biri sorar: 
-“-Ya Musa dünyanın en günahkâr adamı kimdir?” 
-Hz. Musa, Allah (cc) ile Tur dağında kelam ettikten sonra sorar: 
“-Yarabbi senin kulların içinde en günahkâr kul kimdir?” Allah (cc) : 
“-Ya Musa, sen birazdan buradan ayrıldıktan sonra senin yanından bir çocuk ile babası geçecek. O adam dünyanın en günahkâr insanıdır”, der. Ve öyle olur adam ile bir çocuk yanından geçer ve o günahkâr adamı görür. Aradan belirli bir zaman geçer yine sorarlar Musa (a.s)’a: “-Peki dünyanın en günahsız insanı kimdir ya Musa” derler. Musa (a.s) yine Allah (cc)’a münacat eder: 
“-Yarabbi peki senin dünyadaki en günahsız kulun kimdir?” der. 
Allah (cc) “-Ya Musa sen buradan ayrılırken yanından bir çocuk ile babası geçecek işte o adam dünyanın en günahsız insanıdır” der! ▪︎Musa (a.s.) bakar ki dünkü ile aynı adam: 
“-Yarabbi” der. “Dün dünyanın en günahkâr insanı iken nasıl olur da bugün en günahsız adamı olur” 
Allah (cv)  der ki: 
“-Ya Musa, senden ayrıldıktan sonra bu çocuk ile babası deniz kenarına gittiler çocuk babasına sordu:”
- “-Babacığım bu kumlardan daha çok bir şey var mıdır?” Babası “-Oğlum bu kumlardan daha çok denizler var, dalgaları var, köpükleri var” Çocuk tekrar: “-Peki babacığım bu denizlerden büyük ne var?” “-Babanın günahları var yavrum”, der. 
Çocuk ya bu yine sorar: “-Peki babacım senin günahlarından daha büyük bir şey var mıdır?” Adam der ki “-Babanın günahlarından daha büyük Allahın rahmeti, merhameti vardır oğlum”, der. Allah celle (cc)  Musa (a.s)’a döner: 
“-İşte ya Musa, onun Beni rahmet ve merhamet sahibi bilişi hatırına ben de onu af ettim.”
- “Allah’a yemin ederim ki, Allahü Teâlâ kendisine hüsnü zan ederek yapılan duayı, elbette kabul eder.” (Berika)
-Hadisten şu mesajları alıyoruz.
1. Şirke bulaşmamış bir hayat yaşamak her türlü mutluluğun başıdır.
2. Şirk dışında bütün günahları cinsi ve miktarı ne olursa olsun Allah Teâlâ dilerse bağışlar.
3. Ümitle Allah’a yalvarıp bağışlanma dilemek, isteğine kavuşmanın yegâne yoludur.
4. Allah Teâlâ, samimiyetle kendisine yönelen ümitleri asla boşa çıkarmaz.

Yazarın Diğer Yazıları