Mehmet Bina

ŞEYTANIN GİRMEK İSTEDİĞİ KALP

Mehmet Bina

Efendimiz(s.a.v.) Hazretlerine; bir Yahudi gelip,
-“Ey Muhammed! Huzuru kalple ve şeytanın vesveselerinden uzak bir şekilde ibadet ediyoruz! Ama senin ashabından kendilerine vesveselerin geldiğini işitiyoruz!” dedi.
Bunun üzerine Efendimiz(s.a.v.) Hazretleri (yanında bulunan) Ebu Bekir(r.a.) Hazretlerine; -“Sen buna cevap ver!” buyurdu. Bunun üzerine Hazret-i Ebu Bekir (r.a.) buyurdu:
-“Ey Yahudi! İki ev var! O evlerden biri altın, gümüş, inci, yakut, değerli kumaşlar ile dolu.
Diğer evde, bu zikredilenlerden hiçbir şey yok. Bomboş ve harap bir evdir.(Söyle bakayım) hırsız bu değerli para ve eşya ile dolu eve mi girer; yoksa boş olan eve mi?” Yahudi:
-“Tabi ki hırsızlar, değerli eşya ile dolu ve para bulunan eve girerler” Bunun üzerine Hazret-i Ebu Bekir (r.a.) buyurdu:
-“İşte bizim(Müslümanların) kalpleri!
1. Tevhit, 2. Marifet, 3. Takva, 4. İhlâs, 5. İyi niyet, 6.Ve benzeri faziletlerle doludur.
 Sizin kalpleriniz ise bu güzellik ve faziletlerden bomboştur. İşte bundan dolayı
“Hannas” olan şeytan sizin kalplerinize yönelmez. (Şeytan sizi ne etsin?) dedi. Bunun üzerine Yahudi hemen Müslüman oldu…
ALLAH HERKESE BÖYLE İMAN NASİP ETSİN.
Vakit namazlarını sürekli cemaatle, camide eda eden, Allah’a yürekten bağlı, çok duru gönüllü bir adam varmış…Ama evi, nehrin öbür tarafında olduğu için her vakit namazında, salla nehri geçmek epey vaktini alıyormuş.. Bir gün, gittiği camide bir vaaz dinlemiş… Hoca diyormuş ki; “Allah’a öyle inanıp öyle dayanacaksın, öyle güveneceksin ki her işin kolaylıkla hallolsun… Bismillah de gir suya! Yürü git…” diye de bir örnek vermiş… Adamcağız bunu duyunca bir sevinmiş bir sevinmiş ki…-Oh! Demiş. Kurtuldum artık saldan, vakit kayıplarından… Bismillah der geçerim karşıya… Sevincinden içi içine sığmıyormuş… Aynı zamanda da içinden Hocaya kızmaktaymış, neden şimdiye kadar söylemedi bunu diye… Dediği gibi de yapmış. Çıkmış camiden, gelmiş nehrin kıyısına; “Bismillah” demiş ve yürümüş geçmiş… Artık karısı da kendisi de çok mutluymuş bu yüzden. Bir gün hanımı demiş ki; “Yarın o Hocayı al gel, yemeğe! Bak o kadar iyiliği dokundu bize..”. “Olur”, demiş adam…Ertesi gün camiden çıkınca, Hocayla anlaşmışlar; eve gidecekler. Hoca; “Bir sal bulalım!” deyince adam şaşırmış ve “Ne salı Hocam? Sen demedin mi Bismillah de yürü git! Ben o günden beri öyle yapıyorum. Hadi geçelim…”Hoca hayret içinde. Hatta dehşet… Neden sonra titrek yüreğiyle, melûl mahzun bakmış adama ve- Ah! Demiş…– Keşke benim imanım da, seninki gibi “acaba”sız olsaydı. Ben de Senin gibi yürür giderdim…

Yazarın Diğer Yazıları