Mehmet Bina

PEYGAMBERİMİZİN RÜKUDA BEKLEMESİ

Mehmet Bina

Hazret-i Alî "radıyallahü anh" bir sabah

namâzına gidiyordu ki, az ilerde bir ihtiyarın

da aynı yöne gittiğini gördü. Ama çok yaşlı

olduğu için gayet yavaş ilerliyordu.

Hz. Ali'nin ise acelesi vardı. İlk rek'ata

yetişmek istiyordu çünkü. Buna rağmen o ak

sakallı ihtiyarın önüne geçmedi.

Mescide kadar onun ardından, yavaş adımlarla

ilerledi. Mescit hizasına gelince, ihtiyar devam

etti yoluna.

Meğer Hıristiyanmış adam.

Hz. Ali ise hızla mescide girdi. Cemaat

rükudaydı girdiğinde. Koşup son safta yetişti

cemaate.

Efendimiz, rüku'da uzun beklemişlerdi. O

namaza girince doğruldular rükudan. Ancak

Ashap merak etmişlerdi bunu. Namaz bitince

sordular:

"Rükûda çok durdunuz!"

- Ya Resulallah, ilk rükûda çok durdunuz.

- Evet, çok bekledim.

- Sebebini öğrenebilir miyiz?

Buyurdular ki:

- Tam rükudan doğrulacağım anda Cebrail

sür'atle geldi. Eliyle başıma, kanadıyla da

arkama bastırıp rükudan kalkmama mani

oldu. Bir müddet tutup sonra bıraktı. Ben

ancak o zaman doğrulabildim.

Sordular:

- Hikmeti neydi acaba?

- Ben de bilmiyorum, buyurdular.

Tam o esnada Cebrail aleyhisselam gelip

arzetti Efendimize: "Cebrail kardeşim, anlat!"

- Yâ Resûlallah, bu işin hikmetini bildirmek

için Rabbimizin emriyle geldim. İzin verirseniz

anlatayım.

- Peki yâ Cebrail kardeşim, anlat! Arzetti ki:

- Yâ Resulallah! Sen rükûdan kalkacağın anda

Hak teala bana, "Acele Habîbime git.

Rüku'dan kalkmasına mani ol!" diye emretti.

Hikmetini sordum.

Buyurdu ki:

- Ali kulum, bir ihtiyarın ardından yavaş

adımlarla mescide geliyor. O pîr-i faninin

yaşına hürmeten önüne geçmiyor. Git,

Habibimi tut ki, o da yetişsin ilk rek'ata.

- Bunun için mi tuttun beni?

- Evet yâ Resulallah. Efendimiz çok hayret

ettiler.

Ve ondan duyduklarını eshaba naklettiler.

 

ALLAHIN RIZASI HER ŞEYİN ÜSTÜNDEDİR.

Cüneyd-i Bağdadi, birisi ona gelir sorar:

-İhlâsı kimden öğrendiniz?

-Mekke-i Mükerreme'de harçlıksız kalmıştım. Basra'dan para bekliyordum ama gelmemişti. Saçım sakalım çok uzamıştı. Bir berbere girdim.

- Peşin peşin söyliyeyim param yok, dedim,

- Allah rızası için saçlarımı düzeltebilir misin?

Berber o anda mevki sahibi birini traş etmekteydi. Onu bırakıp bana başladı. Adam itiraz etti.

Berber:

- Kusura bakmayınız efendim. Sizi ücreti mukabilinde traş ediyorum. Ama bu genç Allah rızası için istedi, dedi.

Berber dahasını da yaptı, bana harçlık verdi. Aradan birkaç gün geçti, beklediğim para geldi. Ona bir kese altın götürdüm.

- Asla alamam. İnan Allah'ın rızası daha değerli, dedi.

Yazarın Diğer Yazıları