Mehmet Bina

Peygamberimiz (sav)'i rüyamda görmediğim bir gece yoktur

Mehmet Bina

Hz. Enes (ra) anlatıyor: Annem beni ilk defa Resulullah’ın yanına götürdü ve “Ya Resulellah! Bu Üneys / Enescik için Allah’a dua et.” dedi. O da “Allah’ım! Onun malını ve evlatlarını çoğalt ve onu cennete koy.” diye dua etti.

* Hz. Enes -ömrünün sonlarına doğru- bunu anlatırken şu ilaveyi de yapardı: “İlk ikisini gördüm, üçüncüsünü de göreceğimi ümit ediyorum.”

Bu duaların bereketiyle Enes (ra), 100 yıldan çok ömür sürmüş, soyundan gelen 120’den fazla kişinin öldüğünü görmüş (Buhârî, “Ṣavm”, 61) 

Bütün kaynaklarda belirtildiğine göre bahçesindeki ağaçlar yılda iki defa meyve vermiştir (Tirmizî, “Menâḳıb”, 45). 

 * Enes b. Malik: “Bir gecem, Resulullah’sız değil… Allah Resûlü’nü (sas) rüyamda görmediğim hiçbir gece yoktur.” buyurarak peygamberimizin vefatından sonra her gece rüyasında Rasülullah (sav)'i görmüştür

*Sâbit el-Bünânî’nin rivayet ettiğine göre Enes İbni Mâlik ona şunları söyledi:

*  Ben çocuklarla oynarken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanıma geldi; bize selâm verdi ve beni bir işe gönderdi. Bu sebeple annemin yanına geç döndüm. Eve varınca annem:

- Niye geç kaldın? diye sordu.

- Resûlullah beni bir işe göndermişti; onun için geciktim, dedim. Annem:

- Neymiş o iş? diye sorunca:

- Bu bir sırdır, dedim. Bunun üzerine Annem:

- Resûlullah’ın sırrını kimseye söyleme, dedi.

Enes bu olayı anlattıktan sonra Sâbit el-Bünânî’ye şunları söyledi:

- Şayet bu sırrı birine açacak olsaydım, vallahi sana söylerdim Sâbit!

(Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 145, 146)

*Sâbit İbni Eslem el-Bünânî Basralı olup tâbiîn neslinin tanınmış âlim ve zâhidlerinden, Enes İbni Mâlik’in de önde gelen talebelerinden biriydi. Bir gün Enes, kırk yıl boyunca kendisinden ayrılmayan bu değerli öğrencisiyle konuşurken, ona çok özlediği ve her zaman hasretle andığı o saâdet devrinde Resûlullah ile aralarında geçen yukarıdaki olayı anlattı.

Annesi Ümmü Süleym onu daha dokuz yaşlarındayken Resûlullah’ın hizmetine vermişti. Bu zevkli görev Resûl-i Ekrem’in vefatına kadar tam on sene devam etti. Enes Mescid-i Nebevî’nin civarında arkadaşlarıyla oynar, bir hizmet çıkarsa Resûlullah Efendimiz veya hanımları ona seslenirlerdi. Allah’ın Resûlü’nün “yavrucuğum!” diye hitap ettiği, “iki kulaklı!” diye takıldığı Enes, işi bitince, Medine’den epeyce uzakta bulunan Kuba semtindeki evlerine karanlık basmadan dönerdi. Fakat o gün eve her zamanki vaktinden daha geç gidince, annesiyle aralarında yukarıdaki konuşma geçti.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Enes’e söz konusu sırrı kimseye söylememesini tenbih etmiş olmalı ki, yüz yıldan fazla bir ömür sürdüğü halde onu hiç kimseye, hatta çok sevdiği talebesi Sâbit el-Bünânî’ye bile söylemedi.

. Enes radıyallahu anh en fazla hadis bilen yedi sahâbîden biri olup Resûlullah’a çok bağlıydı.

. Anneler yavrularını eğitirken, Ümmü Süleym’in yaptığı gibi, onların şahsiyetine değer vermeli, sırlarına saygı duymalı ve onlarda gördükleri güzel davranışları takdir etmelidir.

. Kendisine emanet edilen sırrı saklamak, karakteri mükemmel, dürüst ve soylu insanların işidir.

. Karakter ve şahsiyetin oluşması ve olgunlaşması ta çocukluk yıllarından başlar.  

*   Basra’da vefat eden sahâbîlerin sonuncusu kabul edilen, 100 yıldan fazla yaşaması sebebiyle muammerûndan sayılan Enes (ra)103 yaşında vefat etti. 

Hz. Peygamber’e ait bir çubukla bir saç telini yanından hiç ayırmaz, ölünce bunların kabrine konulmasını isterdi. Vefat ettiği zaman vasiyeti üzerine çubuk kefeniyle böğrü arasına, saç teli de dilinin altına yerleştirildi

Yazarın Diğer Yazıları