Mehmet Bina

PADİŞAHIN ACI MEYVESİ

Mehmet Bina

İyi huylu bir Sultan, bir gün kölelerinden birisine bir meyve verdi. Köle meyveyi öyle iştahla yiyordu ki padişah da ondan yemek istedi.

Köle padişaha o meyveden bir parça sundu. Ama padişahın meyveyi ısırmasıyla kaşlarını çatması bir oldu. Meyve pek acıydı. “Ey köle! Böyle acı bir meyveyi bu kadar iştahla kim yer?” dedi. O şu cevabı verdi:

“Şimdiye kadar elinden pek çok hediyeler aldım, yedim. Hepsi de birbirinden lezzetliydi. Bir kerecik de elinden böyle acı meyve geldi diye hemen suratımı buruşturamam ki! Hep senin nimetlerinle beslenmişim. Senin elinden gelen bir nimet nasıl olur da acı gelir?”

HAK KATINDAKİ BÜYÜKLÜĞÜ

İrfan denizine gark olmuş din büyüğü Hazret-i Ömer (R.A.) saadet devrinde bir gün, güneş altına oturmuş hırkasını yamıyordu. Arkası açık olduğundan güneş iyice kızdırıp canını yaktı. İmanlı gözlerini güneşe çevirip şiddetle baktı... Hikmeti İlahi güneşin önüne bir perde geldi... Hemen Sultan Melek Cebrail (S.A.) Arştan yere süzüldü ve Allah Resulüne hitabetti: Ey Allahın Resulü! Ömer'e emredin, güneşe şefkat nazariyle baksın. Yoksa güneş kıyamete kadar böyle kalır... Nihayetsiz olan mülkün Seyyidi Hazret-i Ömer'i çağırtıp buyurdular: - Ya Ömer! Cenab-ı Hak güneşe şefkatle bakmanı emrediyor! Kainatın adalet ağacı Hazret-i Ömer (R.A.) gözlerinde billur billur yaş, güneşe tebessümle baktılar. O anda gökyüzünde, göklerin aydın ışığı da gülümsedi...

4 VAV'DAN SAKININ

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi

4 Vav'dan sakının."

Büyükler diyorlar ki: "Vav'lardan sakının diyorlar."

Bu Vav'lar nedir?

1-Bir defa yani 'Vallahi' diyerek lüzumsuz yere yemin etmekten sakın. Çünkü Allah (cc) şahit gösteriliyor. Allah adıyla 'Vallahi' diyerek bir yemin etmekten sakın.

2-İkincisi, Mesûliyet şuuruyla hassasiyet taşımayan bir 'vali' olmaktan sakın. Buda Vav'la başlıyor "vali", mesûliyet şuuruyla hassasiyet taşımayan bir 'vali' olmaktan sakın.

3-Üçüncüsü, hakkını ifa edemediğin bir 'vasi' olmaktan sakın.

4-Dördüncüsü, 'vakıf'. Vakıf mesuliyetinden korkun. Onu gereği gibi muhafaza edin. Tabi bu vakıf hizmetlerinden uzak durun demek değildir. Liyâkat sahibi kişilerin bu vakıf hizmetinde bulunması zarûrîdir.

Çünkü Cenâbı Hak geri durmayacak. "Verdiğimiz nimetlerden sorulacaksınız." buyuruyor. Allah (cc) o istidâdı vermiş, o şeyi vermiş bide Efendimiz'e (s.a.v) benzemek istiyor kıyâmette.

Demek liyâkatımız, bütün gücü kullanarak bu vakıf hizmetlerinde bulunmamız lazım. Bu amme menfaatinde.  Kaynak: Osman Nuri Topbaş

Yazarın Diğer Yazıları