
Öfke şeytandandır
Mehmet Bina
-Öfke, ahlâkî bir eksiklikdir. İnsanda varolan gazab kuvvetinin ifrat derecesi olan öfke, bir âfettir. Öfke anında insan doğru düşünemez.
Normal davranışlarda bulunamaz. Öfkeli olarak yapılan işler hep sonradan pişmanlık duyulan işlerdir. Bunun için "Öfke ile kalkan zararla oturur" denilmiştir.
-Bir mümin, kendi menfaati için bağırırsa, bu öfkedir, şeytanîdir. Ancak, karşısındaki müminin menfaati için yüksek sesle konuşursa, bağırırsa, bu rahmanîdir, buna gayret denir.
Nefsin karıştığı şey çok tehlikelidir. Şeytan insanın imanını, öfkelendiği zaman daha kolay bozar. Peygamber efendimiz (sav) üç kere, (Lâ tagdab, lâ tagdab, lâ tagdab) yani (Öfkelenme!) buyuruyor.
Öfke, aklı da imanı da giderebilir.
-Cenab-ı Hak; "(O takva sahipleri) bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini tutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever" buyurmuştur.(Âl-i İmran, 3/ 134)
-İbnu Mes’ud {ra}anlatıyor. “Resûlullah {sav}, (bir gün): “Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?” diye sordu. Ashab radıyallahu anhüm:
“Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler.
Resûlullah (sav) “Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.”
- Hazreti Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Kuvvetli kimse, (güneşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir.”
-Peygamber Efendimiz (sav) Ashabının arasında otururken, bir adam Hazret-i Ebubekir’e (ra) hakaret etti. Hazreti Ebubekir (ra) adamın yaptığı hakaret dolu sözlere karşılık sustu.
Adam ikinci defa aynı şekilde davrandı, o yine cevap vermedi.
Adam üçüncü defa aynı şekilde hakaret edince Hazreti Ebubekir (ra) adama hak ettiği cevabı verdi. Bunun üzerine Efendimiz (sav) hemen kalktı.
Hazreti Ebubekir (ra): “Ey Allah’ın Resulü, yoksa bana darıldınız mı?” diye sorunca Peygamberimiz (sav): “Hayır. Ancak semadan bir melek inmiş, onun sana söylediklerini yalanlayıp ona cevap veriyordu. Sen cevap verince melek gitti, şeytan oturdu. Bir yere şeytan oturursa, ben orada duramam” buyurdu.
-Ebu Vail {ra} anlatıyor: “Urve İbnu Muhammed es-Sa’di’nin yanına girdik. Bir zat kendisine konuştu ve Urve’yi kızdırdı. Urve kalkıp abdest aldı ve: “Babam, dedem Atiyye (ra)’tan anlattı ki, o, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şöyle söylediğini nakletmiştir:
“Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.”
Ebu Zerr el-Gıfari {ra} anlatıyor: “Resûlullah (sav) bize buyurmuştu ki:
”Biriniz ayakta iken öfkelenirse hemen otursun. Öfkesi geçerse ne ala geçmezse yatsın.”
-Bir padişah bir alime bîr gün: “Benden bir şey dile.” dedi. Âlim cevap verdi:
-“Ey padişah bana bunu söylemekten utanmıyor musun? Hele biraz daha yüksel de öyle konuş.
Benim iki kölem var, onlar çok basit kimseler oldukları hâlde her gün sana hükmederler, emrederler” dedi.
-Padişah bundan dolayı kızdı:
“Ey şeyh bu sözün hatalı bir söz, kim bana emredebilir, o dediğin kişiler kimlerdir, söyle!” dedi.
-Şeyh gülerek cevap verdi:
“Sana emreden kölelerimden biri kızgınlık, diğeri şeytandır.” dedi.
*
Akıllı, gönlü açık biri İsa aleyhisselam’dan:
-“Âlemde her şeyden daha sarp daha güç olan nedir?” diye sordu.
-Hazeti İsa (Aleyhisselam) gülerek cevap verdi:
“Ey uyanık ve akıllı er, dünyada en sarp ve en güç şey Allah {cc}’ın gazabıdır.(öfkesidir).
Çünkü o gazaptan cehennem bile su gibi erir, titrer.” buyurdu.
- Bunun üzerine adam şöyle sordu:
“O zaman Allah (cc)’ın bu şiddetli gazabından nasıl korunup kurtulmalı?” dedi.
-Hazreti İsa (Aleyhisselam):
“Kızdığın zaman kızgınlığına, hırsına yenilmemekle bundan korunabilirsin.
-Kötü kişiler bu hırsın ve kızgınlığın madeni gibidir. Kötü kişinin kızgınlığı en vahşi hayvanın kızgınlığından daha beterdir. Allah’ın (celle celaluhu) gazabından korunmak için kızgınlıktan sakın.” dedi.
-Muaz b. Cebel (ra)’den rivayet edilmiştir; dedi ki:
“İki kişi Resûlullah (sav)’ın huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki), birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. Resûlullah (sav) buyurdular ki: Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi. (O kelime) Eûzü billâhi mineş-şeytânirracîm’dir.“
-Peygamber Efendimiz {sav} şöyle buyurmuştur:
-Bir kimse öfkesinin gereğini yapmaya kadir olduğu halde öfkesini yenerse, Allah Teâlâ kıyamet gününde halkın gözü önünde onu çağırır, huriler içinden istediğini seçmekte muhayyer kılar" (Riyazü's-Salihîn, I, 80).
-Yine Peygamberimiz öfkeyi güç ve kuvvetin değil zayıflığın ve aczin alâmeti olarak görmüştür. Öfke nefse hâkim olamamanın işaretidir. Nefislerine hâkim olamayanların sonu ise hüsrandır. Müslüman, işlerini öfke ile değil; teennî, sabır ve yumuşaklıkla halletmelidir.
-Cömertlikte akarsu gibi ol. Şefkatte güneş gibi ol. Kusur örtmekte gece gibi ol. Öfkede ölü gibi ol. Tevazuda toprak gibi ol. Müsamahada deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.