Mehmet Bina

Misafire İkram

Mehmet Bina

*Misafir gelince, rızkımız azalır sanmamalıdır! Bu, şeytandan gelen bir düşüncedir. Kur’an-ı Kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Şeytan, [hayra harcatmayıp] fakir olursunuz diye korkutur, cimriliği [ve hayra harcamamayı] telkin eder. Allah ise, [hayra harcayana] mağfiret, lütuf, bolluk vaad eder.) [Bekara 268]

*Bir kişi Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e gelerek:

“–Ben açım” dedi. Allâh’ın Rasûlü hanımlarından birine haber göndererek yiyecek bir şeyler istediler. O da:

“–Seni peygamber olarak gönderen Allâh’a yemin ederim ki evde sudan başka bir şey yok!” dedi.

Efendimiz (s.a.v) bu sefer diğer bir hanımından yiyecek bir şey istediler. O da aynı cevabı verdi. Daha sonra Rasûl-i Ekrem (s.a.v), öteki hanımlarından da aynı cevâbı alınca ashâbına dönerek:

“–Bu gece bu şahsı kim misâfir etmek ister?” diye sordular. Ensâr’dan Ebû Talha (r.a):

“–Ben misafir ederim yâ Rasûlallâh” diyerek o yoksulu alıp evine götürdü. Eve varınca hanımına:

“–Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’in misafirini ağırlayalım” dedi. Sonra:

“–Evde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Hanımı:

“–Hayır, sâdece çocuklarımın yiyeceği kadar bir şey var” dedi. Sahâbî:

“–Öyleyse çocukları oyala. Sofraya gelmek isterlerse onları uyut. Misâfirimiz içeri girince de lâmbayı bir bahaneyle söndür. Sofrada biz de yiyormuş gibi yapalım” dedi.

Sofraya oturdular. Misâfir karnını doyurdu; onlar da aç olarak yattılar. Sabahleyin Ebû Talha Peygamber Efendimiz’in yanına gitti. Onu gören Allâh Rasûlü (s.a.v):

“–Bu gece misafirinize yaptıklarınızdan Allâh Teâlâ râzı oldu.” buyurdular. (Buhârî, Tefsîr, 59/6, Menâkıbu’l-Ensâr, 10; Müslim, Eşribe, 172-173)

* Ebû Hüreyre radıyallahu anh den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin.

Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”

Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85)

İbrahim aleyhisselam, misafir olarak gelen mecusiye, (Müslüman olursan sana çok ikramda bulunurum) buyurdu. Mecusi darılıp gitti.

Allahü teâlâ, Hazret-i İbrahim’e, (Neden onu misafir etmek için dinini değiştirmeyi şart koştun? O beni tanımadığı halde, ben onun yetmiş yıldır rızkını veriyorum) buyurdu. Hazret-i İbrahim, koşup mecusiyi buldu. (Bana misafir ol) diye ricada bulundu. Mecusi hayret etti.

Hazret-i İbrahim, olayı anlattı. Mecusi, (Demek ki Allah, bana karşılıksız nimet veriyor. O halde bana İslamiyet’i öğret, müslüman olayım) dedi. 

Hz. İbrahim ona gerekli dini bilgileri öğretti. O da kelime-i şehadet getirip müslüman oldu.

*Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin!" (Buhârî, Edeb, 85; Müslim, Îmân, 74)

buyuran Peygamberimiz (sav), ayrıca misafire ikramda bulunan bir ev halkına hayır ve bereketin çok hızlı bir şekilde ulaştığını bildirmiştir. (İbn-i Mâce, Eti'me, 55)

*Peygamber Efendimiz, misafir ağırlamanın fazileti hakkında şu müjdeleri vermiştir:

“Misafir rızkı ile gelir, ev halkının günahlarının affına sebep olur.” (Nebhânî, Fethu’l-Kebîr, I, 77)

“Allâh’a ve kıyamete inanan, misafirine ikram eylesin!” (Buharî, Nikâh, 90; Edeb, 31, Rikak, 23)

“Misafirin duası makbuldür.” (Ebû Dâvud, Vitr, 29; Tirmizî, Birr, 7)

*Abdurrahman b. Ebû Bekir anlatıyor: 

Suffe ashâbı fakir insanlardı. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştu:

“Kimin yanında iki kişilik yemek varsa üçüncü bir kişiyi, dört kişilik yiyeceği olan beşinci ya da altıncı bir kişiyi misafir etsin!” (Buhârî, Mevâkîtü’s-salât, 41)

* Abdullah b. Selâm anlatıyor:

“Resûlullah (s.a.v.) (hicret edip) Medine’ye geldiğinde insanlar ona doğru koşuştular... Söylediği ilk sözler şunlardı: ‘Ey insanlar! Selâmı yaygınlaştırın, yemek yedirin ve insanlar uykudayken (gece) namaz kılın ki, esenlik içinde cennete giresiniz.’” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 42)

Yazarın Diğer Yazıları