
Miraç Gecesinden çıkaracağımız dersler.
Mehmet Bina
10 mart Çarşamba gününü, 11 Mart Perşembe'ye bağlayan gece, Peygamberimiz (sav) in, ihsan ve ikram dolu mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabul edildiği Miraç gecesini idrak edeceğiz. Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen bu manevi yolculuk, İsra adı verilen bir gece yürüyüşüyle başlamış, oradan da semaya uzanmıştı. Kutlu yolculuğun ilk aşaması Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Miraç, gökyüzüne yükselmek anlamıyla kullanılmaktadır. Bu yükseliş, fiziksel bir yükselme değildir. İnsanın yaptığı manevi bir yolculuktur.
Miraç hadisesi iki safhada meydana gelmiştir. Resûl-i Ekrem'in bir gece Mescid-i Harâm'dan Mescid-i Aksâ'ya yaptığı yolculuğa isrâ, oradan göklere yükselmesine mi'raç denilmiştir.
Bu âyet-i kerimeler bize iman esaslarını, kulluk şuurunu ve sorumluluk bilincini hatırlatır. Dünyada yapıp ettiğimiz her şeyin bir hesabı olduğunu bildirir.
Bir yolculuktan dönerken hediyelerle döneriz, işte peygamberimiz (sav) de, Miraç dan dönerken bizlere hediyelerle dönmüştür.
En önemli hediye, peygamberimiz (sav)in gözümün nuru dediği beş vakit namazdır. Peygamberimize (s.a.v) “Peygamberlerden hiçbiri Sen’den evvel, ümmetlerden hiçbiri de Sen’in ümmetinden evvel cennete girmeyecektir!” müjdesi verilmiştir. (Râzî, XXVIII, 248)
İkinci olarak, Allah’a ortak koşmayan kimselerin günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri müjdesidir.
Miracın bir diğer hediyesi ise “Âmenerrasulü” diye başlayan Bakara suresinin son iki ayetidir. Her gün yatsı namazından sonra bu ayetler okunur, iman dile getirilir.
Biz miraç'dan ne anlıyoruz. Miraç, Cenab-ı Hak’tan gelen davete icabet ederek kulluğun gereklerini yerine getirerek, her adımda O’na yaklaşmaktır.
Mirâç, maddeden uzaklaşarak manaya ulaşmak; fânî olandan vazgeçip bâkî olana yönelmektir.
Miraç, Allah (c.c), peygamberimiz (sav) e, insanın yaşama hakkını, şeref ve haysiyetini korumayı, toplumun huzur ve güvenini sağlamayı amaçlayan on iki emir vahyettiği gecedir.
Miraç, Zulmün batağına saplanan insanlık ailesinin bu çamur deryasından kurtulabilmesi için hal çareleri düşündüğü gecedir.
Miraç, Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak, maddî ve manevî alanda çalışıp gayret gösterenlerin yükseldiği gecedir.
Miraç, İnsanın maddi çıkarları uğruna yitirmiş olduğu maneviyatını yeniden kazanabilmesi, hatalarından uzaklaşıp erdemleriyle yeniden buluşabilmesi için fırsat bulduğu bir gecedir.
Miraç, insanın erdem yolculuğudur.
Miraç, ilâhî kudreti temaşa eden Hz. Peygamberin (sav) şahsında, insanlığın Hakka yürüyüşüdür.
Miraç, zamanın ve mekânın yegâne sahibi olan Yüce Allah’ın birliğine, büyüklüğüne ve sonsuzluğuna şahitlik edilişidir.
Miraç, Rabbimize olan imanımızı, Peygamberimize (sav) olan bağlılığımızı, namaza olan muhabbetimizi tazelediğimiz bir gecedir.
Miraç, üzüntüyü, elemi, kederi, çaresizliği, ümitsizliği bir kenara koyup yeniden yola çıkma vaktidir. Miraç, madden ve manen temizlenme, arınma, durulma, korunma ve kollanmadır.
Miraç, alınması gereken ibret ve derstir.
Miraç, namazla alakalı bir muhasebe yapıp, eksiklerimizi meydana çıkarmaktır.
Miraç, semanın katmanlarını ve Allah'a ulaşmanın duraklarını aşan bir bereket yolculuğudur.
Miraç, Namazdır, yükselmektir, hedeftir, tesellidir, Allah'ın emirlerine şek ve şüphe olmadan inanmaktır.
Bu duygu ve temennilerle ülkemizde, İslam coğrafyamızda ve dünyanın dört bir köşesinde yaşayan bütün Müslümanların Miraç kandilini tebrik ediyor, islam aleminin şuurlanmasına vesile olmasını temenni ederim.