Mehmet Bina

Komşu Kimdir

Mehmet Bina

Hz. Ali’den gelen rivayete göre, birbirlerinin sesini duyacak kadar yakın olan kimseler komşu sayılır.

• Hz. Âişe meseleye daha geniş bakmış ve evin her cephesinden kırkar hânenin komşuluk hakkı bulunduğunu söylemiştir. ▪︎Komşular “yakın komşu ve uzak komşu” diye iki grupta ele alınmıştır.

Nisâ suresinin 36. âyetinde, yakın komşu ve uzak komşu olarak iki kelime geçmektedir. Değişik ölçülere göre komşu sınıflamaları yapılır. Bunlardan evleri yahut evlerine giriş kapıları birbirine bitişik olanlara "kapı komşusu" adı verilir.

Yakın komşu: Akraba veya evleri birbirine yakın olanlara "yakın komşu" denir. 

Uzak komşu: Evleri birbirine pek yakın veya akraba olmayan yahut gayri müslim (Yahudi, Hristiyan) olanlara da "uzak komşu" denir.

• Taberânî’nin rivayet ettiği bir Hadîsi Şerife göre Peygamber Efendimiz (sav), üzerimizdeki haklarına göre komşuları üçe ayırmıştır:

Bir hakkı olan komşular: 

Müşrikler gibi ki, bunların sadece komşuluk hakkı vardır.

İki hakkı olan komşular: 

Müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır.

Üç hakkı olan komşular: 

Akraba olan müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabalık hakkı vardır.

• Abdullah İbni Amr İbni Âs bir koyun kestirmişti. Hizmetçisine: “Yahudi komşumuza verdin mi? Yahudi komşumuza verdin mi?” diye telaşla sorduktan sonra, "Cebrail aleyhisselam, komşu hakkının öneminden o kadar bahsetti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim."

Hadîs-i şerîfini okuyarak bunu Hz. Peygamber’den bizzat duyduğunu söylemişti (Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 52, bâb 57).

• Peygamber Efendimiz’in “Allah’a ve âhiret gününe inanan bir kimse komşusuna eziyet etmesin, iyilik etsin” buyruğu, iyi mü’minin iyi komşuluk yapan kimse olduğunu göstermektedir.

Zamanın birinde bir kadın, gittiği her ortamda komşusunun aleyhinde konuşuyormuş. Hakkındaki yerliyersiz konuşmalan duyan komşu, bu kadından şikâyetçi olmuş. Mahkeme günü kadın, kendinde bir

kusur göremeyerek hâkime "Sözler kimseye zarar vermez ki neden beni buraya çağırdınız?" demiş.

"Peki." demiş hâkim. "Şimdi evine dön ve bir kâğıda komşunla ilgili neler konuştuysan yaz. Sonra kâğıdı ufak parçalara ayırp pencereden dışarı savur. Yarın da buraya gel, davanın sonucunu açıklayacağım.”

Kadın denileni yapıp ertesi gün Hâkimin karşısına gelmiş.

Hâkim "Dün yırtıp sokağa attığın kâğıtları toplayıp bir araya getirebilirsen serbestsin ama bunu başaramazsan bir yıl hapis cezasına çarptırılacaksın demiş.

Kadın, "Bu mümkün değil, rüzgâr onların her birini başka bir yere savurmuştur." diyerek isyan etmiş.

Hakim son sözünü söylemiş: "Sözün kime ne zararı var ki diyordun. Söylediğin sözler de o kâğıt parçaları gibi

gibi etrafa dağıldı, kim bilir nerelere ulaştı ve hakkında konuştuğun komşunun itibarını zedeledi. Artık senin o komşuna verdiğin zararı telafi etmen çok zor."

•Hadislerden şunu anlayabiliriz.

•Komşuluk hakkı, saygı duyularak gözetilmesi gereken önemli bir görevdir.

•Cebrâil aleyhisselâm’ın gelip gittikçe bu konu üzerinde ısrarla durması ve Peygamber Efendimiz’in komşunun komşuya mirasçı kılınacağını zannetmesi çok anlamlıdır.

•Komşularla iyi geçinmeli, onlara zarar vermemeli, sevinç ve kederlerine ortak olmalıdır...

Yazarın Diğer Yazıları