
Kadir Gecesi nedir ve ne yapmalıyız
Mehmet Bina
Kadir Gecesi bu yıl, 27 Nisan 2022 tarihine ve Çarşamba gününü Perşembe gününe bağlayan gecedir. (Bu gece)
Peygamberimiz (sav) bu gece hakkında şöyle buyuruyor.
"Kadir Gecesi'ni, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah'tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır." (Müslim, Müsâfirîn, 175)
Sözlükte kadir (kadr) kelimesi “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. Terim olarak manası ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sûre bu gecenin fazileti hakkında nâzil olmuştur.
Sûrede Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir.
- Kadr sûresinde verilen bilgiler, Kur’an’ın ramazan ayında ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede indirildiğine dair âyetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar.
Bu gecenin daha çok ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler gecenin tesbitiyle ilgili bazı ipuçları vermektedir.
Bu hususta sahâbeden gelen rivayetlerde en çok ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da bu rivayetler ihtilâflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir.
Bazı nakillerde Hz. Peygamber (sav)’in Kadir gecesinin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği, ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahâbînin Resûlullah’a başvurması üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonra da konunun zihninden silindiği bildirilir.
- Bu sûrede yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Doğrusu biz Kur`ân`ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. " (Kadir sûresi, 97/ 1-5)
Bu sûrenin inişi hakkında değişik rivâyetler vardır. Bunlardan biri şöyledir:
Bir kere Rasûlüllah (s.a.s) Ashab-ı Kirâma İsrailoğullarından birinin, silahını kuşanarak Allah yolunda bin sene cihad ettiğini bildirmişti. Ashabın buna hayret etmeleri üzerine Cenabı Hak bu Kadir sûresini indirmiştir. (TDV Ansiklopedisi)
▪Bu surenin iniş sebebleri arasında, İmam Malik'in Muvatta’sında bahsederek şöyle açıklıyor.
Resûlullah (s.a.v.)’e kendinden önce gelen ümmetlerin ömrü gösterildi. Bu ümmetlerin ömürleri ile kendi ümmetinin ömrünü kıyaslayınca, onlara nispeten ömürlerinin az olduğunu gördü. Çok üzüldü. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) ümmetine duyduğu aşırı şefkat nedeniyle onların her meselesiyle yakından ilgilenirdi. Ömür kısa olunca ümmetinin salih amel işlemesi diğerlerine göre daha az olacaktı. Ümmeti diğer ümmetlerin işlediği salih amellere yetişemeyecekti. Bu yüzden endişeleniverdi. “Eyvah, ümmetim ömürlerinin kısalığı nedeniyle ahirete eksik amelle gidecekler. Diğer ümmetlerin iyilikleri, ibadetleri benim ümmetimden daha ağır basacak!” diye üzüldü. Bunun üzerine yüce Allah da Resûlüne Kadir Sûresi’yle müjde verdi. O sûre ile gelen Kadir gecesiyle onu ve ümmetini ikramlandırdı. Ve o geceyi diğer ümmetlerin bin ayından daha hayırlı kıldı. Bin ay takriben 84 yıl etmektedir. Dolayısıyla Kadir Gecesini hakkıyla eda edip, değerlendiren kişinin ömrüne 84 yıl daha eklenmiş gibi olacaktı. Seksen dört yıllık ibadete ve hayata bedel olan bir günlük ibadet Kadir Gecesinde toplanmıştır.
İbn. Ebi Hâtim’in Ali b. Urve’den rivâyetine göre de: Resûlullah (s.a.v.), bir gün İsrailoğulları’ndan dört kişinin seksen sene Allah’a ibadet edip, göz açıp kapayacak kadarlık bir zaman dilimi içinde dahi günah işlemediklerini anlattı. Bu kişiler Hz. Eyyûb, Hz. Zekeriyya, Hazkil b. Acûz, Yuşâ b. Nûn’du. Ashab-ı kiram buna hayret ettiler. Göz açıp kapayıncaya kadar olan bir zaman içinde bile hiç günah işlememek. Onlar hayret penceresinden bakakaldılar. Bunun üzerine Cebrail (a.s.) geldi: “Ey Muhammed! Ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinden hayrete düştüler. Allah Teâlâ da sana ondan daha hayırlısını indirmiştir” dedi ve Kadr Sûresi’ni okudu. Sonra: “İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışınızdan daha hayırlıdır.” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) de bu müjdeye çok sevindi.
- Bir başka rivâyete göre de Peygamberimiz (s.a.v.) rüyasında Emevilerin hilafeti ele geçirdiğini ve halife olacak kimseleri teker teker kendi minberine oturmuş olarak gördü. Bu duruma çok üzüldü. Bunun üzerine Resûlullah’ı teselli etmek için Kevser ve Kadr Sûreleri indi. Kevser Sûresi ile Peygamber’e pek çok nimetlerin verildiği müjdelendi.
Kadr Sûresi ile de Emevî Saltanatının bin yılından daha hayırlı olan bir günü, Kadir gecesini verdiğini müjdeledi Allah Resûlüne. Böylece Kur’an’da geleceği haber veren mucizelerden biri açıklanmış oldu.
- Gerçekten bu bir mucizedir ve Emevî Saltanatı, tam bin ay sürüp, saltanatlarının bininci ayında yıkıldı.
- Bu sûre hangi sebebe binaen nazil oldu tam olarak bilinemez ama bilinen bir şey var, bu da Müslümanlara lütfedilen bir geceyi bu sûre ile Cenabı Hakk’ın bize müjdeliyor olması. Bin aydan daha hayırlı bir gece. Bölük bölük meleklerin dünya semasına inerek, ibadet edenlere selam verdikleri bin aydan daha hayırlı bir gece.
Kadir Gecesini değerlendirmek ve o vaktin feyiz ve bereketinden istifadeyi arttırmak için namaz kılınır, Kur'ân okunur, Kur'ân tefsirleri mütâlâa edilir. Zikredilir, salavat-ı şerife getirilir. Dualar edilir, Allah'a niyaz ve tazarruda bulunulur. Fakir ve kimsesizler doyurulur, bol bol sadaka verilir. Hâsılı her vesileyle vakit nurlandırılır. Kadir Gecesinin getireceği büyük kazanç hakkında rivayet edilen hadisler en güzel teşvik mahiyetini taşımaktadır.
"Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir."
Bu gecede peygamberimiz (sav)'e “-Kadir gecesinin hangisi olduğunu fark edersem nasıl duâda bulunayım?” diyen soran Âişe Vâlidemize, Peygamber Efendimiz (sav) şu duâyı öğretmiştir:
“Allâhümme inneke afüvvün, tühibbul afve fa’fü annî: Allâh’ım! Şüphesiz ki Sen çok affedicisin, affı seversin. O hâlde beni de affet!..” (Tirmizî, Deavât, 84)
Bizler de Peygamber Efendimizin Hazret-i Âişe Vâlidemize öğrettiği duâyı dilden düşürmemeli ve bilhassa bu gece için özel bir ihtimam gösterip; hayır hasenâtta bulunmalı, çokça Kur’ân-ı Kerîm okumalı, varsa kazâ namazlarımızı edâ edip, bol bol nafile namaz kılmalıyız. Kur’ân-ı Kerîm tefsirlerinden okuyarak, Peygamber Efendimizin hayatını öğrenerek; tesbih, zikir ve duâ ile bu geceyi ihyâ etmeliyiz.
Bu ayda mü’min gönüller, iftarlar, sahurlar, teravihler, mukabeleler, hatimler, fıtır sadakaları, umre programları ile huzur bulur ve “kurbiyyet (yakınlık) ayı” olan Ramazan’da Rablerine yaklaşmak için vesîleler ararlar.
Rabbimiz, üç ayları ibadetlerle geçiren mü’minlerin mükâfatını bu dünyada Ramazan Bayramı ile vermiştir. Bu günlerde oruç tutmak yasaktır. Kendisine has bir namazının (bayram namazı) olması da bu günün değerinin bir göstergesidir.
Rabbimiz, ulaşmış olduğumuz bereketli üç ayları hakkıyla idrak ve ihyâ edebilmeyi; bu ayların rahmet ve feyzinden ziyadesiyle istifade ederek nihâyetinde rızâsına kavuşabilmeyi, âhirette de ebedî saadet bayramına nâil olabilmeyi cümlemize nasip eylesin. Âmin!
Not: Ramazan ayından sonra Şevval ayındaki orucu tutmaya çalışalım.
"Ramazân Bayrâmı’ndan sonra altı gün oruç tutan bir kimse, bir sene boyunca tutmuş gibi olur. Kişi bir iyilikte bulunursa, kendisine bunun on katı verilir” buyrulmuştur. (İbn-i Mâce). Bu konu ile ilgili bilgiler gelecek yazımızda inşallah.