Mehmet Bina

İyilik, Yapılmasını Kalbin Onayladığı Şeydir

Mehmet Bina

*İyilik, insanın ruhunu arındıran, ahlakını ve davranışlarını güzelleştiren her şeydir.

Allah'ın rızasını kazanmaya sebep olacak her güzel iş iyiliktir.

İyilik, insanı iyiye, güzele ve doğruya sevk eder.

*İyiliğe bir örnek; Abdülvehhab-ı Şa’ranî  Hazretleri anlatıyor:

Hanımım Fatıma’nın bir gün vücuduna felç inerek ölecek duruma gelmiş, bütün duygularını kaybetmişti. Evdekilerle kayınvalidem,ondaki ölüm belirtilerini görünce bağırıp çağırmaya başlamışlardı. 

Onun hali beni de büyük bir ızdırap içinde bırakmıştı. Bu halde iken bir sesin şöyle dediğini duydum:

 “Evdeki boş odaya gir. Duvar yarıklarından birinde bulacağın bir sinek var. Bir böcek onu sürükleyip yemek istiyor, sinek de bağırıp durmaktadır. Hemen onu kurtar, biz de seni ve hanımını kurtarırız. Mahlukata iyilik ve ihsan, insanı sıkıntıdan kurtarır.”

Derhal oraya girdim. Duvar yarığına kulak verdim. Gerçekten sineğin feryat seslerini duydum. Yarığın parmak girmeyecek kadar dar olduğunu gördüm. İnce bir dalı içeri sokarak sineği dışarı çıkardım ve onu yemek isteyen böcekten kurtardım. Hemen peşinden hanımım iyileşerek kendine geldi. Annesi de sevinç çığlıkları attı. Bu, benim başımdan geçen gerçek bir hadisedir.

*Vâbisa İbni Ma’bed (ra) den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

Resûlullah (sav)’in huzûruna varmıştım. Bana:

- “İyiliğin ne olduğunu sormaya mı geldin?” buyurdu.

- Evet, dedim.

O zaman şunları söyledi:- “Kalbine danış. 

İyilik, nefsin uygun gördüğü ve yapılmasını kalbin onayladığı şeydir. 

Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye nice nice fetvâlar verse bile içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 227-228)

Resûl-i Ekrem Efendimiz hassâs bir kalbe sahip olduğunu bildiği Hz. Vâbisa’yı daha fazla duygulandırmak için olmalı ki, ona yanına niçin geldiğini söyleyiverdi. Zira ilâhî vahyin aynası olan kalbine onun niçin geldiği yansımıştı. Bu olayın Hz. Vâbisa’yı nasıl sevindirip ağlattığını rivayetlerde bulamıyoruz.

Peygamber Efendimiz bu değerli sahâbîsine iyiliğin ne olduğunu kalbine danışarak öğrenmesini tavsiye ediyor. Günah ve ihtiraslarla zedelenmemiş bir kalbin iyiyi kötüden ayırt edebileceğini söylüyor.

 “Göğsünde İslâm sevgisi bulunan kimsenin, Allah’ın lûtfettiği ilâhî bir nûra sahip olduğunu” ifade eden âyet-i kerîme de [Zümer sûresi (39), 22] bu gerçeği tasdik etmektedir.

*Nevvâs İbni Sem’ân (ra)’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselam şöyle buyurdu: “İyilik güzel ahlâktan ibarettir. Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir.” (Müslim, Tirmizi)

Günah ile lekelenmemiş kalbin iyiyi kötüden ayırma özelliğini Peygamber aleyhisselâm şöyle açıklıyor:

“Mü’min bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta meydana gelir. Eğer o günahı hemen bırakıp tövbe ve istiğfâr ederse, kalbi eski parlaklığına kavuşur. Günah işlemeye devam ederse, siyah noktalar gittikçe çoğalır ve kalbini büsbütün kaplar. Bu siyah noktalar, Allah Teâlâ’nın: ‘hayır hayır, onların işlediği günahlar kalblerini paslandırıp körletmiştir’

 [Mutaffifîn sûresi (83), 14] diye belirttiği pastır” (İbni Mâce, Zühd 29).

Demek ki günahlar aynanın üzerinde oluşan kirler gibi, zamanla görüntüyü bozar.

* Kalbi mânevî kirlerle körelmeyen kimseler iyi, doğru ve güzeli kolayca tanıyıp fark ederler. İşte bu sebeple Efendimiz kalbi temiz, vicdanı saf olan sahâbîsine, bir işi yapman için başkaları sana binlerce fetvâ verse bile, onlara aldırma! Sen fetvâyı kalbinden al! Kalbinin vereceği fetvâya uy! buyurmaktadır. 

Zira bir şahsı yakından ilgilendiren bir meseleyi, başkaları bütün yönleriyle bilemez. Bu sebeple de verecekleri fetvâda hata edebilirler. Fakat kalbin sesi daima doğruyu ilhâm edeceği için yanılma ihtimali iyice azalır. 

Dârimî’nin rivayetinden (Büyû’ 2) öğrendiğimize göre, Peygamber Efendimiz’in mübarek parmaklarıyla Hz. Vâbisa’nın göğsüne vurarak ısrarla: “Gönlüne sor, kalbine danış!” buyurması, herkesin kendi problemini daha iyi bileceğini göstermekte, içinde bir şüphe ve tereddüt uyanınca da, o işten süratle uzaklaşması gerektiğini belirtmektedir.    

İnsan, doğru bulmadığı bir konuda müsaade koparmak için başkalarına değil, kalbine danışmalıdır. Zira fetvâ, soruş tarzına göre verilir.
- Yapılması şüpheli olan bazı şeyleri, haram olabileceğini düşünerek yapmaktan vazgeçmelidir.

 İyilik ve kötülük konusunda kalp, en iyi danışman ve rehberdir.

*Yapılan iyilikler hiç bir zaman boşa gitmez.

Fakire verilen bir lokma, sahibine beş şeyi müjdeler:

1- Bir tane iken beni çoğalttın.

2- Küçük idim, büyüttün.

3- Düşman iken, beni dost ettin.

4- Fâni, yok olmak üzere iken, beni sonsuz kalıcı ettin.

5- Bugüne kadar sen beni muhafaza ettin, artık ben seni muhafaza ederim.

*Karşılıksız iyilik yapmanın ve verici olmanın farkında olmadığınız faydaları

Sağlığınızı iyileştirir. ...

Empati ve minnet duygularınızı geliştirir. ...

Yaşamdan aldığınız zevki artırır. ...

Kişisel değerlerinizi güçlendirir. ...

Sosyal ağınızı genişletir.

* Rabbim dünyada ve ahirette iyilerle karşılaştırsın.

Yazarın Diğer Yazıları