Mehmet Bina

HZ. OSMANIN ABDESTTEN SONRA GÜLMESİ

Mehmet Bina

Bir gün Hazreti Osman (r.a) abdest alıyor. Abdest bitiyor, kurulanıyor, gülmeye başlıyor.

Yanındakiler, hayırdır inşallah diyorlar. Hazreti Osman (r.a) onlara soruyor:

- Ne için güldüğümü niye sormuyorsunuz?

Yanındakiler de soruyorlar:

- Efendim affedersiniz, niye gülüyorsunuz?

Hazreti Osman (r.a) anlatıyor:

- Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Resulullah efendimiz (s.a.v) abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Resulullah abdestini aldı, gülmeye başladı. Sonra,'Neden güldüğümü, niye sormuyorsunuz?' buyurduğu hatırıma geldi.

- Biz de, Ya Resulallah niye güldünüz? diye sorduk.

Cevaben buyurdu ki:

"Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün (küçük) günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken,başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum.Ümmetim kurtuluyor diye sevinip, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?"

"Güzelce abdest alan günahlarından sıyrılmış olur."

(Hadis-i Şerif - Buhari)

 

                   GECE NAMAZININ FAYDASI

Cüneydi bağdadi vefat edeceği gün çok korkulu ve üzgünlerdi. Yüzleri kül gibi olmuş rengi uçmuştur. Talebeleri bu halden çok ürkerler. Hatta içlerinden biri “Aman efendim” der, “biz sizin şefaatiniz ile kurtulmayı ümit ediyoruz. Eğer siz bu kadar sıkıntı çekerseniz bizim halimiz nice olur? -Ey dostlarım yetmiş yıllık ibadetimi kıldan ince bir ipe astılar. Kâh o yana, kâh bu yana sallanıyor ve ben bu esintinin kabul yeli mi, red rüzgârı mı olduğunu bilemiyorum. Naaşını yıkayan talebesi su ulaştırmak için mübarek gözlerini aralamaya çalışır..Oradakilerden biri “Kendini yorma” derler, “Cüneydin gözü Allah’ın zikri ile kapanmıştır ve onun didarını görmeden açılmaz.” Talebelerinden biri onu rüyasında görür. Merakla sorar: -Efendim, Allah-ü teâlâ size nasıl muamele etti? Gece kıldığım namazlar imdadıma yetişti.

Dostlar gelin gece namazı konusunda ahitleşelim vacipmiş gibi sünnet olan teheccüt 'e sarılalım.

 

TIKANDI BABA

Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış. Dolaşırken bir kahvehaneye girmiş oturmuş. Herkes bir şeyler istiyor.

Tıkandı Baba, çay getir!..

Tıkandı Baba, kahve getir!..

Bu durum Sultan Mahmut’un dikkatini çekmiş.

– Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi?

– Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba.

– Anlat Baba anlat! Merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi.

Tıkandı Baba da peki deyip başlamış anlatmaya;

Bir gece rüyamda birçok insan gördüm, her birinin bir çeşmesi vardı ve hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. “Benimki de onlarınki kadar aksın” diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya başladı.

Bu sefer içimden “Onlarınki kadar akmasa da olur, yeter ki eskisi kadar aksın” dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya başladı. Ben yine açmak için uğraşırken bir zat göründü ve: “Tıkandı Baba, tıkandı. Uğraşma artık”, dedi. O gün bu gün adım “Tıkandı Baba”ya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdi de burada çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz.

Tıkandı Baba’nın anlattıkları Sultan Mahmut’un dikkatini çekmiş. Çayını içtikten sonra dışarı çıkmış ve adamlarına:

“Her gün bu adama bir tepsi baklava getireceksiniz. Her dilimin altında bir altın koyacaksınız ve bir ay boyunca buna devam edeceksiniz” demiş.

Sultan Mahmut’un adamları peki demişler ve ertesi akşam bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı Baba’ya baklavaları vermişler. Tıkandı Baba baklavayı almış, bakmış baklava nefis.

– “Uzun zamandır tatlı da yiyememiştik. Şöyle ağız tadıyla bir güzel yiyelim” diye içinden geçirmiş. Baklava tepsisini almış evin yolunu tutmuş. Yolda giderken “Ben en iyisi bu baklavayı satayım evin ihtiyaçlarını gidereyim” demiş ve işlek bir yol kenarına geçip başlamış bağırmaya.

Taze baklava, güzel baklava!

 

Yazarın Diğer Yazıları