
HZ. MEYMUNE VALİDEMİZ
Mehmet Bina
Miladi 590 yılında doğdu. Asıl adı Berre iken, Hz. Peygamber (sav) onunla evlenmesinin ardından ismini “cömert, dürüst ve itaatkâr” anlamına gelen Meymûne olarak değiştirdi. Meymûne’nin babası Âmir b. Sa’saa kabilesinden Haris b. Hazm, annesi ise Hind (Havle) bint Avf’tır.[1]
Hz. Meymûne’nin (rah) öz kardeşleri arasında Hz. Abbâs’ın (ra) eşi Ümmü’1-Fazl Lübâbe (rah) Hâlid b. Velîd’in (ra) annesi Lübâbe es-Suğrâ, ana bir kardeşleri arasında Hz. Hamza’nın (ra) eşi Selmâ bint Umeys (rah), Ca’fer b. Ebû Tâlib’in (ra) eşi Esma bint Umeys (rah) ve Rasûl-i Ekrem’le (sav) üç ay kadar evli kaldıktan sonra vefat eden Zeyneb bint Huzeyme (rah) de bulunmaktadır.[2]
Hz. Peygamber’in (sav) Hz. Meymûne (rah) validemizle evlenmesiyle Umretü’l-Kaza arasında doğrudan irtibat bulunmaktadır. Bilindiği üzere Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye seferi sonucunda Mekke müşrikleriyle aşağıdaki şartlarda bir antlaşma yapmıştı:
1. Müslümanlar bu yıl Mekke‘ye girmeyeceklerdir. 2. Ziyaretlerini gelecek yıl yapacaklar, ancak şehirde üç günden fazla kalmayacaklardır. 3. Bu esnada Müslümanların yanında sadece yolcu kılıçları bulunacaktır. 4. Anlaşmadan sonra Mekkelilerden biri Müslümanların yanına sığınırsa geri çevrilecek, fakat Müslümanlardan biri Mekke’ye dönerse, şehirden çıkarılmayacaktır. 5. Başka kabileler istedikleri tarafla ittifak yapabileceklerdir.[3] Allah Rasûlü (sav) anlaşmanın ilk üç maddesinde zikredilen Kabe ziyaretini bir yıl sonra gerçekleştirdi. Kaynaklarımızda bu ziyaret Umretü’l-Kaza olarak zikredilmiştir. Allah Rasûlü (sav) umre esnasında Meymûne (rah) validemiz ile evlilik gerçekleştirmiştir.[4]
Meymûne validemiz, İslâm’ın zuhurundan bir süre önce evlendiği Mes’ûd b. Amr es-Sekafî’den ayrılmasının ardından Ebû Rühm b. Abdüluzzâ ile evlilik gerçekleştirmişti. Ancak yeni eşi de vefat etti. Bunun üzerine bizzat kendisi Hz. Peygamber (sav) ile evlenmek istediğini kız kardeşi Ümmü’1-Fazl Lübâbe’ye (rah) açtı. Hz. Abbâs (ra) veya Ca’fer b. Ebû Tâlib (ra) de Rasûl-i Ekrem’e (sav) baldızları Meymûne ile nikahlanmasını teklif ettiler. Bu esnada Umretü’l-kazâ hazırlıklarını gerçekleştiren Hz. Peygamber (sav) kendisine yapılan teklifi kabul ederek Mekke’deki amcası Abbâs’a (ra) haber gönderip Meymûne (rah) ile evlenmesine aracılık yapmasını istedi.[5]
Hz. Meymûne’nin (rah), Hz. Peygamber’in (sav) evlenme niyetini öğrenince kendini ona hibe ettiği, kendisini Peygamber’e hibe eden mümine kadının evliliğini Peygamber de onu nikâhlamayı dilediği takdirde sadece Peygamber’e mahsus olmak üzere onaylayan âyetin bu olay üzerine indiği rivayet edilir.[6]
“… Bir de kendi nefsini peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini nikahlamayı murad ettiği mü’min kadını, diğer mü’minlere değil yalnız sana mahsus olmak üzere helâl kıldık ve senin üzerine müşkilat olmaması için mü’minlerin zevceleri ve cariyeleri hususunda farz kıldığımızı evvelce sana bildirdik. Allah Gafurdur, Rahimdir” .[7]
Allah Rasûlü (sav) bu evlilik sebebiyle Meymûne’ye (rah) 500 dirhem mehir vermiş, bundan sonra bir daha evlilik yapmamıştır.