Mehmet Bina

Hasan Şeyh Ve (Yatağan) Ahmet Mürsel Hz'leri

Mehmet Bina

Konya İslam medeniyetinin imaretleriyle donanmıştır. Nitekim Konya’mızın medar-ı iftiharı ve manevi mimarı Ulu Sultan Mevlana Celaleddini Rumi Hazretleri Konya hakkında şu değerlendirmeyi yapar: “ Konya şehrine ve Medinet-ül Evliya (Veliler Şehri) lakabını veriniz. Çünkü bu şehirde her kim dünyaya gelirse veli olur. Nihayet bütün dünyadan manevi erler bu tarafa yöneldikçe burası öyle güzel olacak ki, ölüler bile dirilmeye heves edecekler.

HASAN ŞEYH MAHALLESİ VE TÜRBESİ

Hasanşeyh mahallesi Meram ilçesine bağlı Konya - Antalya karayolu, yerleşim yerine 2 km dıştan geçmektedir.

Anlatılan menkıbelere göre Şeyh Hasan, dokuz yaşlarında bir çocuk iken köye gelmiştir. Köyün illeri gelenlerinden Musa Ağa’ya çırak olmuştur.

- Daha çocuk iken Şeyh Hasan’da olağanüstü haller görülmüş, ileri yaşlarda kerametleri zuhur etmiştir. Şeyh Hasan, rivayet edilen menkıbelere göre Yatağan Köyünün kurucusu Ahmet Mürsel’le aynı dönemde yaşamıştır. Çünkü birbirleri arasında karşılıklı ziyaretler meydana gelmiştir. Ahmet Mürsel H.800 yıllarında yaşadığına göre Hasanşeyh Köyü ve Şeyh Hasan ‘ın dönemi 600 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Köye adını veren Şeyh Hasan’ın ermişlerden olduğu, bir kardeşinin de köyün sınırları içinde bulunan Elenkirit (Osmanlı vakıf kayıtlarında Melengürit olarak geçmektedir) Dağında bulunduğu rivayet edilmektedir.

 - Elenkirit’te yatmakta olan zatın ermişlerden olduğu,  bu yüzden dağın taşının toprağının her gece temizlendiği, dağın taşlarından kuş pisliği dahi bulunmadığı çok eski yıllarda buraya ziyarete gelen bir kız çocuğunun dağa bakıp “Elenkiritte bu muymuş?” dediği, bunun üzerine dağın zirvesindeki taşların kızın ardına doğru kayıp kızın orada ölümüne neden olduğu, kızın büyük bir taş üzerinde izi ve bedeninin taş olarak kaldığı  çevre halkı tarafından rivayet edilmektedir.

Küçük Hasan arkadaşlarıyla bir ağaç altında oynarken, çocuklar yukarıdaki söylentiyi duymuş olacaklar ki, Hasan’ı ağaca çıkarıp apış arasına bakmak isterler. Çünkü o zaman (yakın zamana kadar da çocuklar delikanlı oluncaya kadar, bu köylerde etekli elbise giyerlerdi. O zaman külot giymekte yoktu.) Pantolon veya şalvar giymezlerdi . Çocukları arkadaşları Hasan’a ağaca tırmanmayacağını söylerler. Hasan’da ağaca çıkabileceğini iddiası ile ispat için ağaca çıkar .Çocuklar alttan yine baktıkların da ayalarının bir demet gül olduğunu görürler.

Diğer bir menkıbede şöyledir : Bu menkıbe yukarıda zikrettiğimiz Tahir Hoca’dan menkuldür.

Musa ağa Hacca gider, Mekke’de arkadaşlarıyla yemek yerken canı helva ister der ki ; “Ah bizim hanımın helvası olsa da yesek!”der. O sırada Hasan köyde davar güdüyordur. Ağanın helva istediğini duyar eve gelince ağanın hanımından helva yapmasını ister .Helvayı da güzel bir tasa koymasını söyler. Musa ağa Kabe’de ibadet ve zikir halinde iken omuzuna bir el dokunur ve helva tası uzatır.Tası alır ve tanır, “Bu bizim tasdır” der ve durumu anlar. Kimseye söylemeden helvayı yer.Hac dönüşü eve gelince hanımına sorar. Her ikisi de Hasan’ın ermiş bir kişi olduğunu ve helva işinin de onun kerametlerinden biri olduğunu anlarlar.

Bir menkıbeye göre ise Şeyh Hasan’ın artık büyüyüp olgunlaştığı ve kendisinin herkes tarafından bilinerek çevredeki erenlerden ziyaretler olduğunu göstermektedir.

Ahmet Mürsel ve arkadaşları Şeyh Hasan’a ziyarete giderler. Kendileri karşılanır, atları alınıp ahıra bağlanır. Hizmetkar gelip hayvanların yem durumunu sorar. Ne yiyip yemediklerini vs. Ahmet Mürsel Hz.leri derki “Bizim atlar canlı yılan yerler, başka bir şey yemezler.” der ve sohbete dalarlar . Ayrılmak için ahıra indiklerinde yem torbalarında canlı yılan dolu olduğunu görürler. Böylece Şeyh Hasan’ın büyüklüğüne bir kez daha şahit olurlar.

YATAĞAN MAHALLESİ VE AHMET MÜRSEL HZ.

Tükistan’da Ahmed Yesevî neslinden olan, Yatağan Mürsel Turgutoğulları ile yola çıkmışlar ve Hicaz’ı ziyaret ederek Anadolu’ya gelmişler.

Yatağan Mürsel ise, tamamen boş bir alan olan önceleri Söbiçimen olarak bilinen Yatağan köyüne yerleşmiştir. İki kızını evlendirmiş ve bu iki haneden Yatağan köyü meydana gelmiştir.

Ermiş bir kişi olan Yatağan Mürsel, yeni kurulan Karamanoğlu Beyliği ile temas kurmuş ve Konya’nın imarına büyük önem veren Karamanoğlu II. Mehmet, İbrahim Hakkı Konyalı’nın Konya Tarihinde yayımlanan 810 /1407 tarihli vakfı kurmuştur. Arap dilinde yapılan bu vakıfta, Kavaklı ve Söbiçimen mezraları bulunmaktadır.

Ahmet Mürsel’in, 1869 tarihli Konya Salnamesi’nde, ermiş kişiler listesinde adı bulunmaktadır.

Halk arasında Ahmet Mürsel ve köyün kuruluşu ile ilgili diğer yaygın bir menkıbe de şöyledir:

Birkaç kişiden meydana gelen bir erenler grubu Horasan tarafarından yola çıkarlar. Bu erenler kah yürüyerek, kah uçarak Konya çevresine kadar gelirler. Mola vermek düşüncesiyle Yatağan köyünün hemen yanındaki tepeye konarlar. Burada bir müddet ibadet ve taatla meşgul olduktan sonra, havalanarak yollarına devam ederler. Bir müddet sonra, içlerinden en yaşlı olan, Şeyh Ahmet Mürsel, arkadaşlarına dönerek:

“Yatayım mı?” diye sorar. Onlar da cevaben:

“Yat ağam!” derler. Bu cevap üzerine Şeyh Ahmet Mürsel, yere iner ve o köye yerleşir.

Aynı gruptan diğer bir zat, Şeyh Hasan, Yatağan köyüne bir saat mesafedeki bir köye iner. Oraya yerleşir.

Aynı zamanda iyi bir dokumacı olan Yatağan Mürsel, yerleştiği ve kurucusu olduğu bu köyde vefat etmiş ve bu köye gömülmüştür.

- Türbesi bilhassa çocuğu olmayan kadınlar tarafından ziyaret edilmektedir.

Dağın adı, erenlerin güruh hâlinde gelip konmalarından ileri gelir. Yatağan ise, Şeyh Ahmet Mürsel’e arkadaşlarının verdiği, “Yat ağam” cevabının değiştirilmesiyle ortaya çıkmıştır.

Şeyh Hasan’ın indiği köyün adı da , “Hasan Şeyh” veya halk arasındaki adıyla “Hasanşıh” adıyla anılır.

Melengürit Dağı civar köylerce kutsal kabul edilmektedir. Burada daha önce yaşandığı ve Bizans döneminden yapı kalıntıları olduğu görülmektedir.

Anadolu’da böyle köy ve kasaba kuruluşları ile ilgili menkıbelere rastlamak mümkündür.

KAYNAKLAR

Saim Sakaoğlu, 101 Anadolu Efsanesi, Ankara 2003, s.233-234;

Mehmet Bildirici, Konya Ansiklopedisi, s. 74-75;

Mustafa Ataman, “Erengüruh Dağı”

bina-resim.jpg

Yazarın Diğer Yazıları