
HASAN BASRİ HAZRETLERİ VE YAHUDİ KOMŞUSU
Mehmet Bina
Hasan Basri Hazretleri hastalanmıştı. Yahudi komşusu ziyaretine geldi. İçeri girdiğinde burnuna kötü bir koku gelmişti. Bu kokunun nereden geldiğini sordu. Hasan Hazretleri:- Benim hastalığımdandır, dediyse de yahudi,- Hayır komşu. Bu, tuvalet kokusu olması lazım, diyordu.Sebebini araştırmaya başladı. Bunun üzerine Hasan Basri' Hz. işin doğrusunu anlattı:- Sizin evin hela duvarı bizim eve bitişiktir. Bir müddettir, duvardan pislik sızıyordu. Hasta değilken birkaç kere o sızmayı kapattım ama şimdi tekrar başladı. Hasta olduğum için yapamadım. Bu koku oradan geliyor. Yahudi:- Peki bana niçin haber vermedin? Bilseydim, ben tedbir alırdım. Bu zamandan beri bu sıkıntıyı niçin çekiyorsunuz? Deyince Hasan' i Basri Hazretleri'nin cevabı şöyle oldu:- Size haber verirsem belki kırılırsınız, diye düşündüm.Bu durum karşısında oldukça hislenen ve üzülen Yahudi, daha fazla dayanamadı ve derhal kelime-i şehadet getirerek müslüman oldu:
40 SENE YATSI ABDESTİYLE SABAH NAMAZI
İmam-ı Azam Hazretleri hakkında, "Kırk sene, yatsı abdestiyle sabah namazını kılmıştır" denir, doğrudur.Hazreti İmam, giderken iki kişinin kendisi hakkında "İşte yatsı abdestiyle sabah namazını kılan zat budur" diye konuştuklarını duyar. Bunun üzerine:- Ya Rabbi, bu İnsanları yalancı çıkarma. Ben, senin huzuruna bende olmayan bir sıfatla çıkmaktan haya ederim, diyerek ondan sonra yatsı abdestiyle sabah namazını kılmaya başlamış ve bu 40 sene devam etmiş.Hazreti İmam'ın namaz kıldığı mescidin müezzini anlatıyor:- Yatsı namazını kılıyorduk. İmam namazda "Zilzal Suresini okudu. Cemaat içinde İmam-ı Azam da vardı. Namaz bitti, herkes çıktı. İmam-ı Azam tefekür halinde, olduğu gibi duruyordu. Onu rahatsız etmek için kandili yanar vaziyette bırakarak çıktım. Onun mescidde kalacağını tahmin ederek kapıyı kilitledim. Sabah ezanını okuyup içeri girdiğinde, hala ayakta ve sakalını eline almış şöyle yalvarıyordu:- Ey zerre kadar hayrı da, zerre kadar şerri de karşılıksız bırakmayan Allah'ım. Bu kulunu cehennem azabından ve ona yaklaştıran şeylerden koru. Bu kulundan rahmetini esirgeme.İçeri girince benifarketti. Zamanın geçtiğinden haberi yoktu. Yatsı namazı yeni bitmiş zannederek:- Kandili mi alacaksın? dedi. Ben:- Hayır, sabah ezanını okudum, dedim.Bunun üzerine sabah olduğunu anladı ve bana:- Bu gördüğünü kimseye söyleme, diye tenbih etti. Kendisine söz verdim ve vefatına kadar bunu kimseye söylemedim.Hz. İmam sabah namazının sünnetini kıldı ve oturdu. Sonra bizimle beraber farzı da kıldıktan sonra çıktı. Ben anladım ki, sabah namazını yatsı namazının abdestiyle kılıyordu. Çünkü mescidin kapısı akşamdan kilitlenmişti.
İmam-ı Azam Hazretleri çok da cömertti. BirgünŞakik-i Belhi ile giderlerken, karşıdan gelen bir adamın, yolunu değiştirdiğini gördü. Durumu farkeder etmez adama yetişip:- Beni görünce neden yolunu değiştirdin? diye sorunca adam:- Ya imam, size olan borcumu zamanında ödeyemediğim için utandım, diye cevap verdi. Bunun üzerine İmam-ı Azam Hazretleri:- Eğer sen bu kadar sıkıntı içindeysen, şu insanlar şahit olsun ki, ben senden alacağım olan 10.000 dirhem borcumu sana hibe ettim. Bu vesileyle senin utanmana sebep olduğum için de beni bağışla, kusura bakma, dedi.
PEYGAMBERİMİZ 'İN İKİ CEVABI
Peygamberimiz'e bir gün Ebu cehil rastlamış ve şöyle söylemişti:- Ya Muhammed ne çirkinsin. Senin gibi çirkin adam görmedim.Hz. Rasulallah (s.a.v.) ona:- Haklısın, buyurmuştu.Biraz sonra Hz. Ebubekir (r.a.) Efendimiz Peygamber Aleyhisselam'a rastladı. O da görür görmez:- Ya Rasulallah ne kadar güzelsiniz, dedi. Peygamber Efendimiz ona da aynı cevabı verdi: - Haklısın.Bu iki cevaba da şahit olan ashabı kiram hayretle sordular:- Ya Rasulallah, Ebucehil "ne kadar çirkinsin" dedi, haklısın dediniz. Ebubekir "ne kadar güzelsin" dedi ona da haklısın dediniz. Sebebi nedir?Buyurdular ki:- Ben bir ayna gibiyim. Bana bakan kendisini görür. Dolayısıyla Ebucehil baktı kendisini gördü ve çok çirkinsin dedi, haklıydı. Ebubekir baktı o da kendisini gördü, çok güzelsin dedi, o da haklıydı. Onun için öyle cevap verdim, buyurdu.