Mehmet Bina

Hacer-ül esved'en bir parça kanuni sultan süleyman türbesi girişinde.

Mehmet Bina

Hacer-ül Esved taşının en büyük parçası Süleymaniye Camii'nde bulunan Kanuni Sultan Süleyman türbesinde bulunuyor. Türbe kapısının üzerindeki saçağın altında yer alan parça 5 cm büyüklüğündedir. Mimar Sinan tarafından sikke şeklinde kesilerek yerleştirilmiştir.

*Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim,  annesi Hafsa Hatun'dur.

Babasindan 6.557.000 km. kare olarak devraldigi Imparatorlugun topraklarini, 14.893.000 km. kareye çikarmistır.

*"Kanûnî" denmesi, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır.  Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "*Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu. Ancak Avrupalılar, çok geçmeden hayal kırıklığına uğradılar.

*Babası Yavuz Sultan Selim,in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken  Osmanlı tahtına geçti. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.

*

Bir gün kadının biri Kanuni’ye müracaat ederek evinin soyulduğunu ve hırsızın yakalanmasını istedi.

Padişah kadını iyice inceledikten sonra: -”Bre kadın bu nasıl uyku ki, evin soyuluyor da haberi olmuyor?

Kadın gayet sakin ve rahat bir şekilde şöyle cevap verdi: -“Biz sizi uyanık biliyorduk!”.

*

Kanuni, Süleymaniye Camii’nin temelini atarken yanında bulunan Şeyhülislam Ebusuud Efendiye: -

 “Hocam, bu işe benden daha layıksınız, yapılacak caminin temel taşını siz koyunuz” dedi. Bir şaheser olan Süleymaniye Camii bittikten sonra Mimar Sinan’a da şöyle dedi:

- “Bu camii şerife sen yaptın.

Kapılarını ibadete açmak da senin hakkındır”

*

I. Viyana muhasarası sırasında 5 Türk Avusturyalılara esir düşmüşlerdi. Viyana kalesi kumandanı Türk esirlerine: - “Siz, hangi paşanın askerlerisiniz? Türk ordusunun mevcudu ne kadardır? Ne kadar topunuz var?” gibisinden soru sorup bilgi almak istediler. Esirler bu sorulara cevap vermeyince,hepside dayanılmaz işkencelere maruz bırakıldılar. Kumandan, yinede Türk esirlerinden bir cevap alamayınca hepsini birer çuvala koyup, kayalardan aşağı attırdı. Son Türk esiri de kayadan aşağı atılacağı sırada: -”Durun! beni atmayın hepsini söyleyeceğim” deyince, kendisini çuvaldan çıkardılar.

Çuvaldan çıkan Türk bir kahkaha atarak: “Hey gafiller, biz ölümden korkan bir milletin çocukları olsa idik, Viyana önlerine kadar gelebilir miydik?” dedikten sonra, kendini kayalardan aşağı bıraktı.

*

1532 yılında Kanuni büyük bir ordu ile Almanya üzerine yürüdü. Aylarca Almanya’da gezdiği halde, ne Ferdinand ve ne de kardeşi Şarlken, Kanuni ile savaşmaya cesaret edemediler. Bunun üzerine Kanuni Şarlken’i savaş alanına çekebilmek için, aşağıdaki mektubu yazdı: - “Bu kadar zamandır erlik davası yapıp durursun. Ne sende ne kardeşinde nam ve nişan yok. Sizlere saltanat ve erlik davası haramdır. Belki karından dahi utanmazsın. Belki Kadın da gayret var sizde yok. Er isen meydana gelesin, takdir ne ise yerine gele. Gel seninle saltanatı Beç (Viyana) sahrasında paylaşalım.

Bir kere dahi meydana çıkmazsan avratlar gibi çıkrık alıp padişahlık tacını takmayasın!.”

*

Ulemadan Şeyh Ebusaid Efendi bir temizlik hastası idi. Ayrıca ilminden dolayı pek mağrur olan bu zat, aynı zaman da bekardı. Ona göre kadın nefsi kirleten  mahluklardı. Ebusaid Efendi kimseye elini sürmez, sürdürmezdi. Evinde hamamı daima yanar her yanı günde dokuz defa yıkanır, temizlenirdi. Ebusaid Efendi’nin bu durumunu sadrazam Semiz Ali Paşa, Kanuni’ye aktardığında padişah: “O gelmez hünkarım. Saraya gelince teşrifat icabı koltuklanacak, huzurunuzda saçak öpecek, o bunları yapamaz” diye cevap verdi. Padişah, Şeyh Ebusaid Efendi’yi görmek için, bütün teşrifatı kaldırdı. Neticede Şeyh Ebusaid Efendi padişahın huzuruna alınınca, Kanuni kendisine: - “Allah sizden razı olsun, gençleri ilminizin feyzi ile nurlandırıyorsunuz” dedikten sonra, Semiz Ali Paşa’ya dönüp: - “Şeyh efendinin yevmiyesi kaç akçedir?” diye sordu. Vezirde, “Yüz Akçe” diye cevap verince, padişah sözlerine şöyle devam etti: -“Yüz akçe yetmez. Yüz akçede benden sabun parası ilave ediniz, biraz yüreğindeki vehim ve vesvese çirkefini temizlesin!” Bu şahane hareketten sonra Ebusaid efendi padişahın ayağına kapanıp af diledi. O günden sonra da temizlik mevzuundaki hassasiyetini terk etti.

bina-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları