Mehmet Bina

Evlatlarımız arasında adaletli davranıyor muyuz?

Mehmet Bina

-Dünya hayatında bize, bir emanet olarak verilen çocuklarımızın, değerini bilip en güzel şekilde evlatlarımıza sahip çıkmak, onların dünya ve ahiret görevlerini yerine getirmek anne babanın esas görevlerindendir.

Çocukları sevmek, onlarla ilgilenmek, bakımlarını üstlenmek yanında,  çocuklar arasında adaletli olmak da gerekir.

Allah’tan korkun ve çocuklarınız arasında adaletli olun” 

Hz. Enes (ra) anlatıyor:

Adamın biri Peygamber Efendimiz’in yanında iken oğlu geldi. Adam oğlunu öptü, kucağına oturttu. Derken biraz sonra adamın kızı geldi. Adam kızını (öpmeden) önüne oturttu. Bunun üzerine âlemlere rahmet Efendimiz:

“– İkisine eşit davransaydın ya!” buyurdu. (Heysemî, VIII, 156)

Câhiliye devrinde hor görülen, erkek çocuklar yanında ikinci plana itilen, hatta zaman zaman diri diri toprağa gömülen kız çocukları, İslâm’ın gelişiyle birlikte aile fertleri arasındaki konumuna ve eğitimlerine bilhassa önem verilerek toplumda âdil bir statü kazanmışlardır. Onlara ihtimam gösterilerek eğitimlerini teşvik eden bazı hadîs-i şerifler şöyledir:

“Kimin bir kız çocuğu olur da, onu toprağa gömmez, hor görmez ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse, Allah onu cennete koyar.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 121)

İbn-i Mâce’nin rivayetine göre Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor ki:

Bir adam yetmiş sene iyi insanların yaptığı güzel ve hayırlı işleri yapar. Fakat vasiyetini yaparken adaletten sapıp zulmederse, hayatı işlerinin en kötüsü ile noktalanır ve cehenneme girer.

Bir adam da yetmiş sene kötü insan olarak yaşar. Fakat vasiyetini yaparken adaletten ayrılmaz. Hayatı işlerinin en hayırlısı ile noktalanırsa Cennete girer. (Ebu Dâvûd, Tirmîzi)

İbn-i Abbas (r.a.) nın rivayetine göre Allah’ın Resulü (s.a.v):

Vasiyette (hak sahiplerinden birine veya birkaçına)_ haksızlık etmek büyük günahlardandır, buyurdu ve "Varisler hakkındaki bu hükümler Allah’ın şeriatı ve çizdiği sınırlardır." ayetini okudu (Neseî)

Bu hadis-i şerfiler evlatları arasında miras hususunda haksızlık edenlerin sonunda ne hâle düştüklerini apaçık ortaya koymaktadır.

Çocuklar arasında adaletli davranmalı..

Hz. Ali (k.v.) şöyle buyurdu: "Resullullah (a.s.m.) bir gün bizi ziyaret etti ve evimizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Hasan su istedi. Resûllah (a.s.m.) suyu bardağa koymak için kalktı Hasan’a vermek için gelince Hüseyin alıp içmek istedi. Fakat Resûllullah (a.s.m.) evvela Hasan’a sonra Hüseyin’e içirdi. Hz. Fatıma (r.a.) Sanki Hasan sana daha çok sevimlidir ya Resûllullah dedi. Resûlullah (a.s.m.) "Hayır, (ikisi de bana sevimlidir) ancak ilk önce Hasan istedi" buyurdu. Sonra eliyle işaret ederek Ben, sen ve bu iki çocuk ile Hz. Ali’yi (r.a)i işaret ederek) şu uyuyan kıyamette aynı yerdeyiz." buyurdu.

▪Nu'mân İbni Beşîr (ra)' ın anlattığına göre, babası onu Resûlullah (sav)"e götürdü ve:

– Ben, sahip olduğum bir köleyi bu oğluma verdim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– "Buna verdiğini diğer çocuklarına da verdin mi?" diye sordu. Babam Beşir:

– Hayır, vermedim, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– "O halde hibenden dön" buyurdu.

Müslim'in bir rivayetine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– "Bu hibeyi çocuklarının

 hepsine yaptın mı?" buyurdu. Beşir:

– Hayır, yapmadım, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz:

– "Allah'tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız"buyurdu. Bunun üzerine babam hibesinden döndü ve derhal o bağışını geri aldı. (Müslim, Hibât 13)

Müslim'in bir başka rivayetine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– "Ey Beşir! Bundan başka oğlun var mı?" diye sordu. Beşir:

– Evet, var, dedi. Peygamberimiz:

– "Buna verdiğin gibi onlara da verdin mi?" buyurdu. Beşir:

– Hayır, vermedim, dedi. Bunun üzerine:

– "O halde beni şahit tutma; çünkü ben bir zulme şahit olamam" buyurdu. (Müslim, Hibât 14)

Müslim'in bir başka rivayetinde, Hz. Peygamber:

"Beni bir zulme şahit kılma" buyurdu. (Müslim, Hibât 16)

Yine Müslim'in bir diğer rivayetinde, Peygamberimiz:

"Bu bağışına benden başkasını şahit göster" buyurdu ve:

– "Çocuklarının sana iyilik yapmada eşit olmaları seni sevindirir mi?" diye sordu. Beşir:

– Elbette, evet, cevabını verdi.

– "O halde (aralarında sen de eşit davran) böyle yapma" buyurdu.

 (Müslim, Hibât 17; Buhârî, Hibe)

Nu'mân İbni Beşîr'in naklettiği bu hadis, gösterilen kaynaklarda çeşitli ravilerden rivayet edilmiştir. Nu'mân'ın babası Beşîr İbni Sa'd meşhur sahâbîlerdendir. Annesi de meşhur sahâbî Abdullah İbni Revâha'nın kız kardeşi Amra Binti Revâha'dır. Nu'man'a, babası Beşîr'in ayrıcalıklı mal veya köle bağışında bulunmasını ve buna Resûl-i Ekrem Efendimiz'in de şahit olmasını annesi Amre istemişti. Beşîr de henüz küçük bir çocuk olan oğlu Nu'man'ı elinden tutarak Peygamber Efendimiz'in yanına getirmiş ve durumu o'na arzetmiş, kendisinin de bu bağışa şahit olmasını talep etmişti.

Fakat sevgili Peygamberimiz Beşîr'e başka çocukları olup olmadığını sorarak, bir bağış yapacaksa hepsine aynı şekilde davranmasını tavsiye buyurdu. Böyle yapıp âdil davranmadıkça kendisine şahitlik yapmayacağını da açıkça ortaya koyarak "Ben bir zulme şahitlik yapamam" buyurdu.

İslâm âlimleri bu hadisi dikkate alarak, bir kimse çocuklarından bazısına mal bağışlayıp diğerlerine bir şey vermese bu bağışın câiz olup olmadığını tartışmışlar, bir kısmı bunun câiz olmayacağını söylerken, bir kısmı da câiz olacağını ifade etmişlerdir. Tâvus, Atâ İbni Ebî Rebâh, Mücâhid, Urve, İbrahim en-Nehaî, Şa'bî ve Zâhirî mezhebi uleması bunun câiz olmayacağı kanaatindedirler. Çünkü Peygamberimiz Beşîr'e "Onu geri al" demiştir. Buna karşılık Sevrî, Leys İbni Sa'd, Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, İmam Muhammed, İmam Şâfiî ve bir rivayete göre Ahmed İbni Hanbel bu bağışın câiz olduğunu söylemişlerdir.

Onlara göre hadisteki "Geri al" emri vücub için değil, fazilet ve ihsan kabilinden bir emirdir. Bazı âlimler, bir babanın bütün çocuklarını eşit tutması farzdır, demişler ve bu hadisi delil göstermişlerdir. Ulemânın büyük çoğunluğuna göre, çocuklar arasında eşitliğe riayet farz değil, müstehaptır. Çocukların erkek ve kız olmaları arasında bir fark gözetilmemiştir. Ancak bir babaya yakışan, fevkalâde zaruret olmadıkça bütün çocuklarına eşit davranmaktır. Çünkü ayrıcalıklı bir davranış aile içindeki düzeni bozar, sevgi ve muhabbeti noksanlaştırır ve münakaşalara sebep olur.

Hadis-i Şerif den şu mesajı alıyoruz.

1. Bir babanın miras ve bağış hususunda bütün çocuklarına eşit davranması müstehaptır.

2. Baba bir çocuğuna yaptığı bağıştan dönebilir.

3. Kardeşler arasında sevgisizlik ve münakaşaya sebep olacak tavır ve davranışlardan sakınmak gerekir.

4. Mübah olmayan hususlarda şahitliği üstlenmek mekruhtur.

- Hibede şahit tutmak vâcip değil, câizdir.

Kaynak: Bazı yerleri RiyazüsSalihin, Erkam Yayınları

Yazarın Diğer Yazıları