
Engelli Sahabeler
Mehmet Bina
Bedene değil kalbe, akla ve liyakate bakmak" prensibini inşa etmek ve güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Allah Rasûlü (sav), hiçbir engelliyi “kör, sağır, dilsiz” gibi vasıflarla nitelememiştir.
Âmâ bir sahabeyi ziyaret etmek istediğinde “Beni, şu iyi gören adama (basîr) götürün” demiştir. O, engellilere yapılacak her türlü yardımın ibadet olduğunu özellikle vurgulamıştır.
Engelli Sahabilerden Abdullah b. Mes’ûd, Abdullah b. Ümmü Mektûm, Abdurrahman b. Avf, Habbab b. Eret, Abbas b. Abdulmuttalip, Muaz b. Cebel, Kaab b. Mâlik, Abdullah b. Abbas, Talha b. Ubeydullah, Abdullah b. Amr b. As, Saad b. Ebî Vakkas (r.anhüm) adlarını hemen birçok siyer kitabında görmemiz mümkün.
Amr b. Cemuh, Amr b. Tufeyl, Berâ b. Mâlik, Cüleybib, İmran b. Hüseyin, Muaykıb b. Ebû Fâtıma, Muaz b. Amr, Saad b. Muaz, Ümmü Umare Nesibe, Zahir b. Haram, Abdullah b. Cahş, Abdullah b. Ebî Evfa, Ebû Kuhafe, Ebû Süfyan, Harise b. Nu’man, Itban b. Malik, Osman b. Maz’un, Umeyr b. Adiyy (r.anhüm).
Hepsinin hayat hikayeleri farklı, ancak biz burada bazılarından örnekler vereceğiz.
1. HAZRET-İ ZAHİR
Peygamber Efendimiz’in bazı bedenî kusurları olduğu için, toplum içinde bulunmaktan tedirgin olan ve bu yüzden çölde yaşamayı tercih eden Zahir isminde bir sahabiye çölden bazı bitkileri toplayıp, Medine pazarında beraberce yardımlaşarak satış yapmayı önermesi dikkat çekmektedir. Pazardaki alışverişlerde Zahir’e destek olan Peygamberimiz etrafına da, “Zahir bizim çölümüzdür, biz de onun şehriyiz” diyerek sürekli iltifatlarda bulunmuştur.
2. HAZRET-İ ABDULLAH BİN MESUD
Engelli sahabiden kısa boyu ve ince bacakları ile dikkatleri çeken Hazreti Abdullah bin Mesud’un bünyesinin tüm çelimsizliğine rağmen Kureyş müşriklerinin bulunduğu Kâbe’ye gitmiş ve orada aleni olarak Kur’an okumuştur. Büyük işkence gören İbn-i Mes’ud Hazretleri, iyileşir iyileşmez tüm uyarılara rağmen yine aynı kahramanlığı göstermiştir. Abdullah bin Mesud (r.a.) nahif vücudu ve ince bacaklarıyla isminden çokça söz ettirmiştir. Muhteşem Kur’an ve ilim deryası olarak bilinir.
3. HAZRET-İ İMRAN BİN HÜSEYİN
Son nefesine kadar bedenine giren müzmin bir hastalıkla yatalak ve bakıma muhtaç hâlde 30 yıl yaşayan Hazret-i İmran bin Hüseyin, “Nasıl dayanıyorsun bu acılara?” diyen arkadaşına, “Benim için sağlık ve hastalıktan hangisi Allah’ın hoşuna giderse, benim hoşuma giden de odur! Otuz yıldır kendimde büyük bir huzur buldum.” diyebiliyordu. Bu sabır sayesinde Hazret-i İmran öyle manevi makamlara erişecekti ki, meleklerin tespihlerini işitir hâle gelecekti. Melekler de, teselli olsun diye kendisine her gün selam getirecekti.
4. HAZRET-İ ABDULLAH BİN ÜMMİ MEKTUM
Hazret-i Peygamber, Mekke’de ilk iman edenlerden biri olan bu görme engelli zatı, Medine’ye halka Kur’an öğretmesi için göndermiştir. Medineli Berâ bin Âiz (r.a) diyor ki:
“Bize ilk hicret eden kimseler Mus’ab bin Umeyr Hazretleri ile İbn-i Ümmi Mektum hazretleridir. Bunlar (Medine’de) halka Kur’an öğretiyorlardı. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 46)
Bunun yanında Hazret-i Peygamber değişik vesilelerle Medine dışına çıktığı zaman, İbn-i Ümmi Mektum’u yerine cemaate namaz kıldırması için vekil olarak bırakmıştır. Bu görevin kendisine on üç defa verildiği nakledilmektedir. (İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, IV, 264)
5. MUAZ BİN CEBEL (r.a.) HAZRETLERİ
Ayağından engelliydi. Peygamberimiz (s.a.v.) onu Yemen’e vali tayin etmiştir.
6. AMR BİN CEMUH (r.a.) HAZRETLERİ
Ayaklarından problemliydi. Uhud’da ilk şehit olanlardan olacaktır. Şahadeti Peygamber Efendimizi (s.a.v.) hayli sarsmıştır.
7. ABDURRAHMAN BİN AVF (r.a.) HAZRETLERİ
Cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Uhud Savaşı’nda ayağından aldığı yarayla engelli olmuştur.
8. İTBAN B. MALİK (r.a.) HAZRETLERİ
Birçok kaynak, sahabe efendimizin görme engelli olduğunu belirtmekteyse de İbnü’l-Esîr, “Gözlerinin zamanla zayıfladığı ve sonraları görme kabiliyetini tamamıyla yitirdiği anlaşılmaktadır.” der. İbn Habîb onun topal olduğunu da zikretmiştir. Hayatı boyunca Benî Sâlim b. Avf kabilesinde imamlık yapan İtban, gözlerinin rahatsız olması ve evinin Medine dışında bulunması sebebiyle her zaman Resulullah’la beraber bulunamazdı. Ancak Resûl-i Ekrem kendisine değer verir, Kuba’ya giderken Benî Sâlim b. Avf yurduna uğrar ve ona misafir olurdu. Bir defasında Hz. Peygamber’e rahatsızlığından söz ederek geceleyin ve fırtınalı havalarda mescide gidip cemaate namaz kıldıramadığını söylemiş, evine gelerek orada namaz kıldırmasını rica etmiş, Resûl-i Ekrem de ertesi gün Hazreti Ebu Bekir’le birlikte Hazret-i İtban’ın evine gidip ev halkına ve oraya gelen diğer sahabilere iki rekât namaz kıldırmıştır.
Kaynak:
Kâmil Çakın, İTBÂN b. MÂLİK maddesi TDV İslâm Ansiklopedisi.
-Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.13. S.1. 2013. Sayfa, 131-171.
-Prof. Dr. Seyyar Ali, Yıldızlar Engel Tanımaz. Bedensel Özürlü Sahabilerin Hayatı. 1. Basım, 2007. Aşiyan yayınları, İstanbul.