Mehmet Bina

Ekmeğe Hürmet Etmek, Rızkı Arttırır

Mehmet Bina

Peygamberimiz (sav) bir Hadis-i Şerifte şöyle buyuruyor.

“Ekmeğe değer verin, çünkü Allah da ona değer vermiştir. Kim ekmeğe değer verirse, Allah da ona değer verir / ikramda bulunur.”

 (Hâkim, Zehebi-Telhis, 4/136)

Birinci Cihan Harbi"ne ait bazı hatıratlarda da, ekmek, şeker ve tuzla beraber, "erzak-ı nadire" olarak geçer. Nadir erzak.

Ekmeğin üzerine yemin eden, yerde ekmek görünce onu öpüp kaldıran bir milletin mensuplarıyız.

Yıllar önce Isparta taraflarında yaşayan bir gülyağı çıkartıcısı vardı.

O yıl işleri oldukça iyi gitmiş kilolarca gülyağı çıkartmışlardı.

Oğluna dediki;

“Oğlum! Bu yıl gülyağlarını sen satacaksın!

Oğlu yola çıktı…aradan bir kaç gün geçmişti ama hala gülyağını satamamıştı.

Ümitsizliğe düşmeye başlamıştı ki.

-Bir akşamüstü orta yaşlı bir tüccar, ben tamamını alayım dedi.

Yarın gül yağını şu adrese getir!

-Delikanlı sevinçliydi, ertesi gün gülyağını tarif edilen yere götürdü.

Alıcı tüccarı bir inşaatın başında buldu.

Adam gülyağını koyacak yeri göstererek.

Buraya güzel bir cami yaptırıyorum da

Gülyağını da harçta su yerine kullanacağım!

Mü’minler güzel kokular içinde namaz kılsın istiyorum.

-Hayret ve şaşkınlık içinde kalan delikanlı.

Damlası 1 altın eden gülyağlarını oraya bıraktı

Aradan bir kaç yıl geçti.

-Gülyağı çıkartıcısı baba  o zenginin kim olduğunu görmek, o mübarek kişi ile tanışmak için yola çıktı.

Eee…mübarek tabi…o kadar gülyağını o amaçla harcamak herkesin harcı değil! di mi? takdir edersiniz.

-Peki sonra ne olmuş?

Bakın ne olmuş!

Camiyi bulmuş ve namazdan sonra camiyi yaptıranı sormuş.

“Aradığın kişiyi falan hanın külhanında bulabilirsin” demişler.

Nitekim tarif edilen yerde çok perişan halde birini, külhana odun atarken görünce, sormuş "siz camii yaptıran kişimisiniz"?

Evet demiş adam.

“Benim! Neden sordunuz"?

Gülyağcı gözyaşlarını tutamamış.

Selam verdikten sonra içeri girip kendini tanıtmış ve niçin bu halde olduğunu sormuş.

Adam:

Ben bu duruma düşmeyi hak ettim, diyerek başlamış söze.

-Bir gün öğle namazından çıkmıştık.

Arkadaşlarla yürüyorduk.

Yerde yarım dilim ekmek gördüm ve alıp hürmetle bir kenara koymam gerekirken…!yapamadım.

Çünkü artık, halk arasında belli bir şanım ve şöhretim vardı.

Eğilmeyi gururuma yediremedim ve ayağımla yavaşça kenara itiverdim.

“AHH!..” Der Gülyağcı

-“Yaa!

İşte ne kaybettimse, ondan sonra kaybettim.

Yıkıntılar, iflas.

Hepsi geldi peşi sıra.

-Şimdi burada yarım ekmeğe karşılık iş buldum.

O, bir defa ekmeği kilitlendiği için itti, başına neler geldi.

Ya ekmekleri her türlü pislikle beraber çöpe atanların hali nice olur ?

Bir Rivayete göre Hz.İbrahim'in (A.s.) çok malı vardır. Allahu Teâlâ’ya:

-"Ya Rabbi bu kadar malın şükrünü eda edemiyorum lütfen birazını al" diye dua eder.

Allahu Teâlâ:

- "Öyleyse ekmeği ayakta ye Ya İbrahim" diye vahyeder.

-Hz. İbrahim ekmeği ayakta yemeye başlar. Fakat kırıklar dökülmesin diye boynuna mendil bağlar böylece ekmek kırıntıları mendile dökülür.

Hz. İbrahim'in (A.s.) malı dahada çoğalır.

Yine Allahu Tealaya dua eder.

Allahu Teâlâ:

- "Sen ekmek kırıntılarına hürmet ettiğin sürece ben senden malımı azaltmam Ya İbrahim" der.

Bu rivayette, ekmek ufaklarına saygıyı, hürmeti ve en ufak bir kırıntısı dahi ayaklar altına atılmaması gerektiği vurgulanmaktadır.

EKMEĞE HÜRMET, ALLAH’A  ŞÜKRETMEKTİR.

Yazarın Diğer Yazıları