Dedikodu ve gıybet
Mehmet Bina
Âlim bir zât, karşısında duran iki adamı ilgiyle süzerek, “Mesele nedir?” diye sormuş.
Adamlardan biri diğerine işaret ederek; “O, yaptığı dedikodularla sadece benim şöhretimi mahvetmekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı!” demiş.
Öteki hemen atılmış: “Üzgünüm… Böyle olsun istememiştim. Söylediklerimin hepsini geri alıyorum.”
“Yaa… Bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun?” diye söze katılmış âlim zât, “Yarın köy meydanına kuş tüyü yastığınla gel.”
“Nasıl yani?…”
“Dediğimi yaparsan anlayacaksın.”
Ertesi gün köy meydanında buluşmuşlar. Âlim zât, adamın eline bir makas vermiş ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını söylemiş. Yastıktan boşalan tüyler rüzgârla birlikte etrafa savrulunca, “Şimdi,” demiş bilge, “Bunların hepsini toplayıp bana getir.”
Adam şaşkınlıkla, “Ama bu mümkün değil!” diye cevap vermiş. “Baksanıza, duvarların ardındaki bahçelere kadar savruldular. Öyle geniş bir alana yayıldılar ki, bunların hepsini toplamak imkânsız…”
“Tıpkı başkalarının hakkında sarf ettiğin sözler gibi” demiş âlim zât, “Yaptığın dedikoduların nerelere, ne kadar uzak mesafelere kadar gittiğini ve nelere sebep olduğunu bilebilir misin, söylesene?…”
Gıybet ve dedikodu dinimizde haramdır. Uzak duralım.
PEYGAMBERLERİN TUTUMU
Hz. Davut (Allah'ın selamı üzerine olsun) makamında oturmuş Zebur okurken, yerde sürünen kırmızı bir kurt görür ve kendi kendine "Allah bu kurdu yaratmakla ne murat etti. “der. Allah’ın izni ile kurt konuşmaya başlar ve şöyle der:
"Ey Allah'ın Resulü her gün gündüzleri bin kere "Allah'ı noksanlıkların her türlüsünden tenzih ederim, hamd ona mahsustur. Ondan başka ilah yoktur ve en büyük Allah'tır" demeyi Allah bana ilham etti ve her gece bin defa Allah'ın Rasulü ve ashabına salat'ü selam olsun “demeyi de ilham etti. Sen zikrederken neler söylüyorsun banada söyle ki faydalanayım. "Hz. Davud kurdu küçümsediğine pişman olup tövbe etti, Allah’tan korkarak ona sığındı.
Hz. İbrahim (Allah'ın selamı üzerine olsun) işlediği bir hatayı hatırladığı zaman, kalbinin çarpışı nerede ise bir mil öteden işitilirdi. Allah’ın emriyle Cibril geldi kendisine dedi ki: “Allah’ın selamı var. Sen dostundan korkan bir dost gördün mü? “diye soruyor.
Hz. İbrahim şöyle cevap veriyor:
Hatamı hatırlayınca ve cezasını da düşününce dostluğumu hatırlıyorum...
İşte peygamberlerin, Salihlerin, zahitlerin, tutumu budur. Gel sende bundan ibret al!