
CÜNEYD-İ BAĞDADİ İLE DERVİŞ
Mehmet Bina
Cüneyd-i Bağdadi (k.s.) Hz. bir cuma günü caminin kapısında para isteyen bir derviş gördü. İçinden şu düşünce geçti:- Bu adam acaba niçin çalışıp para kazanmaz da böyle ondan bundan para dilenir?O gece rüyasında kendisine üstü örtülü bir tabak getirilir. Üstünü açarlar, Hz. Cüneyd bir de bakar ki gündüz gördüğü derviş kızartılmış vaziyette duruyor.- Haydi bunu ye, derler. Cüneyd Hazretleri:- Yiyemem haramdır, der.- Mescidin kapısından çıkarken nasıl yediysen öyle ye, denilir.Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri heyecanla uyanır.Kalben gıybet ettiğini anlar. Gıybet, bir kimsenin hakkında hoşlanmayacağı şeyi söylemektir. Üstün derecelere kavuşmuş olan insanlar ise, kalplerini öyle düşüncelerden korumaları gerekirdi. İşte bundan dolayı Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri derhal ikaz edilmiştir. Uyanır uyanmaz o dervişi aramaya başlar. Onu Dicle ırmağı kenarında yıkamış olduğu tereleri yerken bulur. Yaklaşıp selam verir. Derviş selamını bile almadan,- Ya Cüneyd, mescidden çıkarken yaptığından tevbe ettin mi? der.- Evet, tevbe ettim, demesi üzerine,- Tevbe ettinse mesele yok. Allah tevbe edenlerin tevbelerini kabul eder. Korkma, der ve gözden kaybolur.Cüneyd Hazretleri o kadar ağlar ki, ağlaya ağlaya gözleri şişer.Manevi makamları aşmış olanlar, kalplerini de korumaları lazımdır:
İHLASLA VERİLEN SADAKA HAC YERİNE GEÇMİŞAbdullah bin Mübarek Hazretleri hacca gitmektedir. Küfe'den geçerken bir kadının, çöplükte bir kazın tüylerini yolduğunu görür. "Bu kaz kesilmiş olsa niçin çöplükte yolunsun? Her halde ölmüş, murdar bir hayvandır" diye düşünür.Kadına:- Ey kadın bu kaz ölü mü yoksa besmeleyle kesilmiş midir? der. Kadın:- Ölmüşdür. Bunu çocuklarıma yedireceğim, der. Abdullah Hazretleri, ölü hayvanın etinin haram olduğunu anlatmaya çalışırsa da, kadın onu uzaklaştırmaya çalışır. Abdullah bin Mübarek israr eder. Bunun üzerine kadın:- Be adam git işine. Benim küçük çocuklarım var. Günlerdir onlara hiç bir şey yediremedim. Mecburen bu kazı onlara yedireceğim, diye cevap verir.Abdullah bin Mübarek Hazretleri gider, hac için yanında bulundurduğu paralarla birçok yiyecek ve giyecek alır, kadına getirir.- İşte sana bir hayvan yükü yiyecek-giyecek. Bunları al. Senin ve çocuklarının olsun, der.Hac parası kalmadığı için, hac mevsimi geçinceye kadar orada kalır. Hacılar dönmeye başladıklarında onlarla beraber o da döner.Herkes haccını tebrik etmek için gelip:- Allah kabul etsin, dediklerinde onlara:- Ben bu sene hacca gitmedim, dedi. Diğer hacıların her biri:- Nasıl gitmedin? Ne demek istiyorsun? Seninle falan yerde şöyle yapmadık mı? Arafat'da şöyle, Mina'da böyle, Harem'de şöyle olmadı mı? dediler.Abdullah bin Mübarek ise:- Ben hacca gitmedim diyorum, siz hala öyle konuşuyorsunuz, diyordu.Akşam oldu, uyudu. Rüyasında kendisine şöyle. denildi:- Ey Abdullah! Allah senin o kadına verdiğin sadakanı kabul etti. Ayrıca senin suretinde bir meleği de vazifelendirip hac yaptırdı. Dolayısıyla, sana bir hac sevabı verdi. Arkadaşlarının gördükleri, senin suretinde hac yapan melektir.
İhlas ile verilen sadakaların insanı cennetlik yaptığına bir misal de şudur:Hz. Aişe validemiz (r.anha) bir cariye satın almıştı. Cebrail Aleyhisselam gelerek, o cariyenin cehennemlik olduğunu söylemiş o da onu geri göndermişti. Fakat giderken eline bir hurma verdi. Cariye giderken hurmanın yarısını yemişti ki yolda bir fakir gördü ve diğer yarısını da fakire verdi. Hz. Cebrail tekrar gelerek o cariyenin, fakireverdiği yarım hurmanın sevabından dolayı cennetlik olduğunu söylemesi üzerine cariyeyi tekrar çağırdılar. Cariye de seve seve Hz. Aişe validemizin hizmetinde bulundu.