
Cennete götüren ameller
Mehmet Bina
Rebîa bin Kâ’b (ra) şöyle anlatır:
“Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in kapısında geceler, ona abdest suyunu hazırlar, ihtiyâcı olan şeyleri getirirdim. Gece bir müddet: «Semiallâhu li-men hamideh», bir müddet de: «Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn» dediğini duyardım. (İbn-i Sa’d, IV, 313)
-Bir gün Allâh Râsûlü:
«–Benden dilediğini iste!» buyurdu. Ben:
«–Cennette Sen’inle beraber olmayı isterim.» dedim. Efendimiz:
«–Başka bir şey istesen olmaz mı?» buyurdu. Ben:
«–Dileğim ancak budur!» dedim. Bunun üzerine Allâh Rasûlü:
«–Öyleyse çokça secde ederek kendin için bana yardımcı ol!» buyurdu.” (Müslim, Salât, 226)
-Sevbân radıyallahu anh’den “insanı cennete götürecek bir amel söylemesi” istenmiş ve bu istek üç defa tekrarlanmış, bunun üzerine Hz. Sevbân şu hadisi rivayet etmiştir:
“Çok secde etmeye bak! Zira senin Allah için yaptığın her secde karşılığında Allah seni bir derece yükseltir ve bir hatânı siler.” (Müslim, Salât 225)
-“(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi.
Peygamber gördüm, yanında üç-beş kişilik küçük bir grup vardı.
Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu.
Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. ▪︎Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana ‘Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, sen ufka bak!’ dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı.
-‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır’ dediler…
Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir.” (Buhârî, Tıb 1, Rikak 50)
-“Cennete girecek bir kısım insanlar vardır ki, onların kalpleri kuş kalbi gibi (rakîk ve tevekkül üzere)dir.” (Müslim, Cennet 27)
-“Kızma, sana cennet verilsin!” (Taberânî, Evsat, III, 25)
-Abdullâh bin Abbâs {ra} bir gün Atâ bin Ebî Rebâh’a:
“–Sana cennetlik bir kadın göstereyim mi?” dedi. O:
“–Evet, göster!” deyince İbn-i Abbâs şöyle dedi:
“–Şu siyah kadın var ya! İşte bu kadın, Fahr-i Kâinât Efendimiz’e geldi ve:
«–Beni sara tutuyor ve üstüm başım açılıyor. İyileşmem için Allâh’a duâ eder misiniz?» dedi.
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
«–Eğer sabredeyim dersen, sana cennet vardır.
Ama yine de sen istersen, şifâ vermesi için Allâh’a duâ ederim.» buyurdu.
Bunun üzerine kadın:
«–Hastalığıma sabrederim. Ancak sara tuttuğu zaman üstümün başımın açılmaması için duâ buyurunuz.» dedi.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de onun için Allâh’a niyazda bulundu.” (Buhârî, Merdâ, 6; Müslim, Birr, 54)
-Ebû Eyyûb Hâlid İbni Zeyd el-Ensârî (ra) den rivayet edildiğine göre bir adam:
- Yâ Resûlallah! Beni Cennete götürüp cehennemden uzaklaştıracak davranışı haber ver, dedi.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
- “Allah’a ibadet edip ona hiçbir şeyi denk tutmazsın. Namazı kılar, zekâtı verir ve akrabanı koruyup gözetirsin.” (Buhârî, Edeb 10}
Kısa yoldan cennete girmeyi ve cehennemden kurtulmayı arzu eden soru sahibi bizzat Ebû Eyyûb el-Ensârî olabileceği gibi bir başka sahâbî de olabilir.
-Hadîs-i şerîfin bazı rivayetlerinden öğrendiğimize göre, adamın biri ashâb-ı kirâmı yara yara Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına geldi. O sırada Peygamber Efendimiz bineğinin üzerinde bulunuyordu. Adamın bu telâşı sahâbîleri meraklandırdı.
- Nesi var bu adamın? dediler.
Peygamber Efendimiz adama yol vermelerini söyleyerek:
- “Kendine göre önemli bir işi var” buyurdu.
O zât Efendimiz’in yanına gelince bineğinin dizginine yapıştı ve:
- Yâ Resûlallah! Beni cennete götürüp cehennemden uzaklaştıracak davranış nedir, söyle! dedi. Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre bu adam çölde yaşayan bir bedevi idi. ▪︎Adamın problemini ve neye ihtiyacı olduğunu bilen Resûlullah Efendimiz de ona öncelikle imânın ana esasını öğretti ve sadece Allah’a inanması gerektiğini ve onun dışında hiçbir şeye tapmaması icab ettiğini söyledi.
-Peşinden de ibadetin en önemli iki esasını hatırlattı. Beden vergisi olan namaz ile mal vergisi olan zekât borçlarını ödemesini tavsiye etti.
Belki de bu zât akrabasını ihmâl eden biriydi. Bu sebeple ona ahlâkın ana esası olan akrabaya karşı vefakârlık borcunu yerine getirmesini söyledi.
Sorularının cevabını alan sahâbî geri dönüp giderken Efendimiz arkasından baktı ve yanındaki arkadaşlarına:
“Eğer bunlara sımsıkı sarılırsa cennete girer” buyurdu.
-Hadis-i Şerifteki mesajlar
1. Akrabayı koruyup gözetmek yani sıla-i rahim, dinin temel esaslarından biridir.
2. Cennete girebilmek ve cehennemden kurtulabilmek için, hadiste sayılan din esaslarıyla birlikte akrabayı arayıp sormak ve kendileriyle ilgilenmek şarttır.
3. Değişik zamanlarda sahabi cennete götürecek ameller konusunda Peygamberimize sorular sormuşlar, Peygamberimiz de şartlar ve durumlara göre farklı cevaplar vermiştir.