Ayet-El Kürsü samimiyetle okunursa bütün tehlikelerden korur
Mehmet Bina
Namazlardan sonra Ayetel Kürsi okumak menduptur. Zira Hazreti Peygamber (s.a.v) Ayetel Kürsi'yi özellikle yatmadan önce ve namazlardan sonra okumuş ve Müslümanlarca okumalarını öğütlemiştir.
Bir Rivayette, Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki;
“Her kim, her farz namazın arkasından Ayet-el Kûrsi’yi okursa, Cennete girmekten onu ancak ölüm men eder. Her kim onu yatacağı zaman okursa, Allah-u Teâlâ ona kendi evi, komşusunun evi ve etraftaki evler hakkında güvence verir.” (Beyhâki)
• Yine Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki; “Bakara Sûresinde bir Ayet vardır ki Kur’ân Ayetlerinin Efendisidir. Şeytan olan herhangi bir evde okunursa (şeytan) o evden çıkar. (O Ayet) Ayet-el Kûrsi’dir.” (Beyhâki)
Hazreti Ali’nin oğlu Muhammed bin Hanefiyye’den aktarıldığına göre bu âyet-i kerîme indiğinde yeryüzünde birtakım olağanüstü hâller yaşanmış, dünyada bulunan putlar yere düşmüş, krallar da dengelerini kaybederek taçlarını düşürmüşlerdir.
Ayetel kürsi namaz içinde sure şeklinde okunduğu gibi, namazda tesbihden önce de okunur. Aynı zamanda bu ayeti namaz dışında dua olarak ihlas suresi, nas suresi ve felak sureleri ile birlikte okumanında iyi olduğu söylenmektedir.
ŞEYTAN BU SEFER DOĞRU SÖYLEMİŞ.
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Her şeyin bir şerefi var. Kur'an-ı Kerim'in şerefesi de Bakara suresidir. Bu surede bir ayet vardır ki, Kur'an ayetlerinin efendisidir."(Tirmizi,Sevabu'l-Kur'an 2, (2881)
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her kim akşam olunca Ha-mim el-Mü'min süresini baştan, 3. (dahil) ayetine kadar ve Ayete'l-Kürsiyi okuyacak olursa bu iki Kur'an kıraati sayesinde sabaha kadar muhafaza olunur. Kim de aynı şeyleri sabahleyin okursa onlar sayesinde akşama kadar muhafaza edilirler." (Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 2, (2882).)
Muhammed b. İsâ'dan nakledildiğine göre İbnü'l-Aska' şöyle der:
"Adamın biri Hz. Peygamber'e gelip,
'Kur'an'ın en faziletli âyeti hangisidir?' diye sordu. Resulullah (asm.) şöyle buyurdu:
Âllah'u Lâilâhe illâ huve'l-Hayyu'l-Kayyûm... " (Müslim, Müsafirîn, 258; Ebû Dâvûd, el-Huruf ve'l-Kiraa, 35; İbn Hanbel, V/142).
Başka bir hadisi şerifte şu şekilde geçmektedir:
"Kur'an'ın en faziletli âyeti Bakara sûresindeki Âyetü'l-kürsi'dir. Bu âyet bir evde okunduğu zaman şeytan oradan uzaklaşır. " (Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an, 2)
Hz. Hasan (ra)’dan rivayet edilmiştir; dedi ki: Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
“Cebrâil (as) bana geldi ve dedi ki: ‘Cinnilerden bir ifrit sana tuzak kurmak istiyor. (Uyumak için) yatağına girdiğinde Ayete’l-Kürsî’yi oku.” (Kenzü’l-Ummâl, c.15, h.41254)
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:
“Resûlullah (sav) beni Ramazan zekatını muhafazaya tayin etmişti. Derken kara bir adam gelerek zahireden avuç avuç almaya başladı. Ben derhal kendisini yakaladım: Seni Resûlullah (sav)’a çıkaracağım, dedim. Bana: ‘Ben fakir ve muhtaç bir kimseyim, üstelik üzerimde bakmak zorunda olduğum çoluk çocuk var, ihtiyaçlarım cidden çoktur, şiddetlidir.’ dedi. Ben de onu salıverdim.
Sabah olunca Hz. Peygamber (sav) bana sordu: ‘Ya Ebû Hüreyre! Akşamki esirini ne yaptın?’ Ben: ‘Ey Allah’ın Resûlü! Bana şiddetli ihtiyacından ve çoluk çocuktan dert yandı. Bunun üzerine ona acıyarak salıverdim.’ dedim. Resûlullah (sav): ‘Ama o sana muhakkak yalan söyledi. Haberin olsun, o tekrar gelecek.’ buyurdu.
Bu sözünden anladım ki, herif tekrar gelecek. Binaenaleyh onu beklemeye başladım. Derken yine geldi ve zahireden avuçlamaya başladı. Ben de derhal yakaladım ve: ‘Seni mutlaka Resûlullah (sav)’a çıkaracağım.’ dedim.
Yine yalvararak: ‘Beni bırak, gerçekten çok muhtacım, üzerimde çoluk çocuk var, bir daha yapmam.’ dedi.
Ben yine acıdım ve salıverdim.
Ertesi gün Resûlullah (sav) yine sordu: ‘Ey Ebu Hüreyre, dün geceki esirini ne yaptın?’
Ben: ‘Ey Allah’ın Resûlü, bana ihtiyacından çoluk çocuğundan dert yandı. Ben de acıdım ve salıverdim.’ dedim. Resûlullah (sav) : ‘Ama o yalan söyledi, fakat yine gelecek.’
Üçüncü sefer yine gözetledim. Yine geldi ve zahireden avuç avuç almaya başladı. Onu yine yakalayıp: ‘Seni mutlaka Hz. Peygamber (sav)’e götüreceğim. Bu üçüncü gelişin, üstelik sıkılmadan başka gelmeyeceğim deyip yine de geliyorsun.’ dedim. Yine bana rica ederek şöyle dedi: ‘Bırak beni, sana birkaç kelime öğreteyim de Allah onlarla sana fayda ulaştırsın.’
Ben: ‘Nedir bu kelimeler söyle!’ dedim. Bana dedi ki: ‘'Yatağa girdin mi Âyete’l-Kürsi’yi sonuna kadar oku. Bunu yaparsan Allah senin üzerine muhafız bir melek diker, sabah oluncaya kadar sana şeytan yaklaşamaz.’' dedi.
Ben yüne acıdım ve serbest bıraktım.
Sabah oldu. Resûlullah (sav): ‘Dün akşamki esirini ne yaptın?’ diye sordu. Ben: Ey Allah’ın Resûlü, bana birkaç kelime öğreteceğini, bunlarla Allah’ın bana fayda ve ihsan buyuracağını söyledi, ben de kendisini yine serbest bıraktım.’ dedim. Resûl-i Ekrem (sav): ‘Neymiş onlar?’ dedi. Ben: ‘Bana döşeğine uzandığın vakit Âyete’l-Kürsî’yi başından sonuna kadar oku. (Bunu okursan) Allah’ın koyacağı bir muhafız üzerinden eksik olmaz ve ta sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz!’ dediğini söyledi.
Resûlullah (sav) bunun üzerine: ‘(Bak hele!) o koyu bir yalancı olduğu halde bu sefer doğru söylemiş.
Ey Ebu Hüreyre! Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun?’ dedi. Ben: ‘Hayır!’ cevabını verdim.
‘O şeytandı.’ buyurdular.” (Buhari, c.3, s.63, Vekâle 10)
Ebû Hureyre (r.a.) o günden itibaren dualarına bir de Âyetü’l-kürsî’yi ekledi. Gerçekten de bir daha şeytanla karşılaşmadığı gibi, onun vereceği zararlardan da korunmuş oldu.
Âyet-el kürsi, mutlak koruyucudur. Bir gün İmam-ı Rabbani hazretleri hanımıyla beraber otururken, pencereden, gelip geçen insanlara bakarken güler. Hanımı, (Niye güldün?) diye sorunca buyurur ki:
(Bir Müslüman gördüm, geçerken şeytan sağından saldırdı, oradaki melek başına bir topuz vurdu, sola geçti. Oradan da saldırdı, soldaki melek bir topuz daha vurdu, önüne geçti. Bir topuz daha yedi, arkasına geçti. Oradan da topuzu yiyince rezil oldu, defolup gitti. O kimseye zarar veremedi. Çünkü bu mümin evinden çıkarken Âyet-el kürsi okumuştu.
Âyet-el kürsi okununca melekler onun etrafında bir halka yapar, şeytan yaklaşamaz. Yatarken okununca, yine yaklaşamaz. Saldırmak isteyenleri de melekler böyle perişan ederler. Onun için eve girip çıkarken, yatarken Âyet-el kürsiyi okumalı.)
Bir zat da, işi için bir başka memlekete gitmiş. Hanımı o gün çamaşır yıkamış, bütün gün çok yorulmuş ve yatmış. Hırsızlar, (Nasıl olsa ev sahibi yok, bu gece bu evi soyalım) demişler. Gece gelmişler, bir bakmışlar ki evin etrafı yarıya kadar duvarla çevrili. Çok denemişler, eve girememişler. İkinci gece gelmişler, bu sefer duvar tepeye kadar çevrili. Yine bir şey yapamadan gitmişler. Üçüncü gün hırsızlar, evin sahibini çarşıda görünce, yanına gelip, (Amca, bizi mazur gör, acayip şeyler olduğu için anlatıyoruz. Sen gidince, senin evi soymaya geldik, fakat soyamadık. Gündüz evin etrafında duvar yoktu. Gece gelince evin etrafında yarım duvar vardı. İkinci gün geldik, bu sefer duvar tepeye kadardı) demişler. Adam eve gelince hanımına anlatmış ve (Ne dua ettin ki böyle olmuş?) diye sormuş. Hanımı, (Birinci gün çok yorgundum, Âyet-el kürsiyi tamamlayamadan uyumuşum. İkinci gün tam olarak okuyup yattım) demiş.
O hâlde, her fırsatta Âyet-el kürsi okumayı ihmal etmemeliyiz.