Mehmet Bina

Allah'ın rahmeti ve mağfireti geniştir

Mehmet Bina

Kul kusursuz olmaz. Bazılarının kusuru ise gerçekten büyük olabilir. Ama bir de Allah’ın rahmeti vardır. Her dinde  söz konusu edilen Allah’ın rahmeti, gerçek ifadesini dinimizde bulmuştur.

-Yüce Rabbimiz, bir kudsî hadiste de Hz. Peygamber’in nakliyle “Rahmetim gazabımı geçmiştir” (Buhârî, “Tevhîd”, 55) buyurmuştur ki bu, insanın ümitvar omasını gerekli kılar.

Peygamber Efendimiz de Allah’ın, rahmeti yarattığında hemen hemen tamamını kendisine ayırdığını, bütün yaratıklarına sadece az bir kısmını verdiğini bildirmiş, akabinde,

 “Eğer kâfir Allah’ın katındaki rahmetin tamamını bilseydi Cennet’ten ümidini kesmezdi; mümin de Allah’ın katındaki azabın tamamını bilseydi Cehennem’den kurtulacağından emin olmazdı.” buyurmuştur (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 334, 397, 484)

-Vaktiyle zeki, çalışkan bir medrese talebesi, rüyasında çok sevdiği, feyz aldığı, bağlandığı hocasının cehennemlik olduğunu gördü.

 Rüyayı ilk gördüğünde sıradan bir rüya diye aldırmadı. Ama aynı rüyayı birkaç defa üst üste görünce gerçekçi bir rüya olarak yorumladı ve bundan dolayı üzüntüye kapıldı.

 Üzüntüsü dışardan da farkedilecek haldeydi Herkes gibi hocası da bunu gördü ve sordu:

- "Oğlum senin neyin var, son günlerde yüzün hiç gülmüyor"?

Talebe başlangıçta söylemek istemeyip geçiştirmeye çalıştıysa da ısrar karşısında açıklamak zorunda kaldı:

- "Hocam, ben kaç defadır rüyamda sizin cehennemlik olduğunuzu görüyorum ve buna çok üzülüyorum".

-Hoca öğrencisine ve onun şahsında herkese ibret olacak şu açıklamada bulundu:

- "Oğlum, ben senin gördüğün rüyayı yani kendimin cehennemlik olduğunu kırk yıldır görüyorum, Ama yine de ümitsiz ve isyankâr değilim Doğru bildiğim yolda yürüyor, Allah'a kulluğumu eksiksiz yerine getirmeye çalışıyorum, bana düşen de budur, gerisi Allah'ın bileceği iştir, Allahın Rahmeti ve mağfireti de geniştir."

-Allah'a (c.c) ve Resulüne (s.a.v) layık bir kul olma adına çaba gösteren her Müslüman Allah'ın (c.c) rahmetinden daima ümitvardır. Allah'ın (c.c) rahmetinden ve mağfiretinden ümit kesmez.

Hz. Ömer (ra) şöyle buyurdu:

“(Bir keresinde) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e (ayrı düştüğü) çocuğuna duyduğu özlemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, göğsüne bastırıp emziren bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çevresindekilere (o kadını işaretle):

- “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?”diye sordu.

- Aslâ, atmaz! dedik.

Bunun üzerine Hz. Peygamber:

- “İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir” buyurdu.

Buhârî, Edeb 18)

-“Anne şefkati” üzerine söylenmiş sözler, yazılmış destanlar ve yaşanmış ve yaşanmakta olan olaylar hemen herkesin bildiği gerçeklerdir. Hadisi Şerfte de muhtemelen Hevâzin Kabilesi esirleri içinde bulunan emzikli bir annenin, ayrı düştüğü yavrusunu arayışı, rastladığı her çocuğu kucağına alıp emzirişi, rivayetlere göre en sonunda kendi çocuğunu buluşu ve onu bir daha bırakmamacasına ona sarılışı olayını Hz. Peygamber (sav) ve bir grup sahâbenin gördükleri anlatılmaktadır.

Her olayı ümmetinin eğitimi ve bazı gerçeklerin öğretimi için fırsat bilen sevgili Peygamberimiz, bu olayı Allah’ın, kullarına olan merhametine misâl göstermiştir.

Bir anne kolay kolay yavrusundan nasıl vazgeçmez, onu her çeşit yaramazlığına rağmen şefkat ve hoşgörü ile karşılar ise, Allah Teâlâ da kullarına,  bir anneden çok daha ileri derecede şefkat ve merhametle muamele eder. Bu gerçek ise, biz kullar için en büyük umut kaynağıdır. Annesinin himâyesinde olduğunu bilen çocuğun duyduğu huzurdan daha büyük bir huzuru, merhameti herkesi kuşatmış olan Allah’ın kullarının duyması pek tabiidir.

Unutulmamalıdır ki Allah Teâlâ kuluna, onun kendisini düşündüğü gibi davranır. Bu sebeple O’nun rahmetiyle tecelli edeceğini düşünmek, daima böyle bir ümit içinde olmak, “Ben kulumun beni düşündüğü gibiyim” kudsî hadisini hiç unutmamak, bizlerin en büyük görevi ve güvencesi olmalıdır.

-Burada şuna da işaret edelim ki, Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfe göre, esir de olsa anne ile yavrusunun arasını ayırmamak lâzımdır (Tirmizî, Büyû’ 52).

-Müslüman Allah’tan ümit kesmemeli, O’nun kendisine hep iyi davranacağını düşünmelidir.

-Allah Teâlâ kullarına karşı herkesten  daha merhametlidir.

-Yaşanan ve bilinen gerçekleri, dinî hakikatları anlatmak için malzeme olarak kullanmak, uygun bir  eğitim ve iknâ usûlüdür.

-Merhameti böylesine  bol mevlâmızın rahmet ve bağışını kazanabilmek için hep ümid içinde yaşamak gerekmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları