Mehmet Bina

Aileler arasındaki manevi huzursuzluk

Mehmet Bina

-Aile içerisindeki en büyük huzursuzlukların sebebi maddi olduğu gibi manevi yönden de vardır.
Bir yuva kurulurken maddiyatı düşünerek kurulursa, maddiyat bittikten sonra o aile yuvası dağılabilir.
-Rabbimiz, şeytanı, yaratılışının başlangıcından kıyâmete kadar, “insanoğlunun ebedî bir düşmanı” olarak ilan etmiştir. Onun çeşit çeşit hilelerine dikkat çekmiş ve dikkatli olunması gerektiği ifade edilmiştir. 
-Şeytanın yapmaktan en büyük zevk aldığı, haz duyduğu vazifelerinden birisi olan, aile arasını bozma, aile arasında geçimsizlik ve yuva bozma, Allah katında en istenilmeyen durumlardan biridir. 
Mecburi olunmadığı müddetçe boşanmaya iyi bakmayan dinimizde eşlerin birbirlerine karşı hoşgörü ve sabırla davranmaları istenmektedir. Eşlerin sürekli birbirlerine karşı bağrışmaları esnasında bir tarafın susması ailenin tararınadır. Aksi halde şeytan evlilikte huzuru ve vesveselerini çoğaltacaktır.
-Şeytanın en çok hoşuna giden şeylerden birinin eşler arasını bozmak, ayırmak olduğu hususunda Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor.
“İblis tahtını su üzerine kurar. Sonra yapacakları kötülükleri yapmak üzere avenesini sağa sola gönderir. Makam ve mevkice ona en yakın olan, fitnenin en büyüğünü yapandır. Hepsi yaptıklarını anlatmak üzere İblis’in yanına gelir ve içlerinden birisi: ‘Ben şunu, şunu yaptım.’ der. 
Ancak İblis, ona: ‘Senin yaptığın da bir şey mi?’ der. Sonra bir başkası gelir ve ‘Falan adamı, karısından boşayıncaya kadar onun yakasını bırakmadım.’ der. İblis bundan o kadar memnun olur ki, hemen onu yanına çağırır ve ‘Sen ne kadar şirinsin!’ diyerek ona iltifat eder.” (Müslim, Münafıkûn 67; Müsned, 3/314)
-Bu hadis-i şerif te, günümüzde daha çok yaygın olan toplumsal bir olaya ve hastalığa dikkat çekilmektedir.
-Bu aile arasını açan şeytanın ismi, Hannâs'tır. 
-Hannâs'ın vazifesi, aile arasında, kardeşler arasında, akraba arasında, iş yerinde, birbirini seven insanlar arasında geçimsizliğe sebep olmaktır. 
Yani İblis, ara bozmak için, Hannâs isminde birini görevlendirmiştir.
-Rabbimiz Nur suresinin 61. ayetinde, huzurun sağlam olması için evlerimize girince selam vermemizi istemektedir:
"… Evlere girdiğiniz zaman birbirinize Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak selam verin…" (Nur, 24/61) buyurmaktadır.
-Evlerde huzur ve sükûnun hâkim olması için vahyin içeri girmesi, şeytanın dışarı çıkması gerekir. 
Peygamber Efendimize (sav) göre Kur’an okunmayan, besmele ile girilmeyen yani Allah’ın hâkim olmadığı evler şeytanın cirit attığı yerlerdir: “İçinde Kur'an okunan ev, halkına genişlik, ferahlık verir. Melekler orada hazır bulunur, şeytanlar ise kaçıp terkeder. O evin hayır ve bereketi artar. içinde Kur'an okunmayan ev, içindekilere dar ve sıkıcı gelir. Melekler o evi terkeder, şeytanlar gelir. Nihayet o ev, hayır ve bereketten uzak olur."
-"Kişi evine girerken ve yemek yerken Allah’ın adını anarsa, şeytan adamlarına: “Burada sizin ne yatacak yeriniz, ne de yiyecek yemeğiniz var.” der. 
-Eve girerken Besmele çekip de yemek yerken besmele çekmezse, şeytan şöyle der: “Siz yemeğe yetiştiniz; fakat size burada kalacak yer yok.” 
-Hem girerken ve hem de yemek yerken besmele çekmezse, şeytan bu defa şöyle der: “Hem yatacak yere, hem de akşam yemeğine yetiştiniz.”
-Kısacası Evlerimize girerken Besmele ile girilmeli, selam verilmeli, o zaman şeytan geriye döner, ihlas suresi de okunursa o evde bereket olur, sekinet olur, meveddet olur ve Rahmet olur.

Yazarın Diğer Yazıları