Mehmet Bina

AHİRET HAZIRLIĞI

Mehmet Bina

BİR YAHUDİNİN GÖNLÜNE GİRMEK.....

Bir Yahudi çocuğun Türk bakkaldan hırsızlığı ile başlar hikaye…

İbrahim Amca bir Türk. Fransa’da yaşıyor ve  mütevazı bir bakkal dükkânı var, daha doğrusu küçük bir marketi...

Ondan alışveriş yapan bir sürü site sakini var dükkânının çevresinde. Her milletten, her dinden, her renk ve ırktan pek çok insanlar… Bu evlerden biri de bir Yahudi aileye aittir. Hâdisenin kahramanı 7 yaşındaki Cad, bu Yahudi ailenin çocuğudur. Cad, her gün gelir ve İbrahim Amca’dan alışveriş yapar. Her gelişinde de ona çaktırmadan bir çikolatayı cebine indiriverir.

Bu aylarca böyle devam eder. Bir gün yine gelir, alışveriş yapar. Ama her zaman yaptığı gibi çikolata çalmayı unutur ve dükkandan çıkar… İbrahim Amca, arkasından seslenir şefkatle:

“-Cad, bugün çikolatanı almadın?” Ve uzatır ona her zaman Cad’ın aldığı çikolatayı… Şaşırır çocuk ve “Biliyor muydun?” der hayretle.

İbrahim Amca başını okşar Cad’ın ve:

“-Sakın bir daha çalma Cad, hırsızlık büyük bir suçtur. Başkasının hakkına tecavüzdür! Söz ver bana bir daha kimseden almayacağına böyle. Buraya geldiğinde yine al çikolatanı, ama benden hediye olarak” der şefkatle… Bundan sonra Cad ile arkadaş hatta dost olurlar. İbrahim Amca 50 yaşında, Cad ise 7 yaşında bir çocuktur. Aradan yıllar geçer. İbrahim Amca bu Yahudi çocuğa hem arkadaş hem baba gibi davranır. Ne zaman Cad’ın bir sıkıntısı olsa, doğru İbrahim Amca’sına koşar Cad. Onun şefkatli sinesine sığınır. Ailesiyle, arkadaşlarıyla vb. tüm meselelerini anlatır bu dostuna ve nasihatlerini, çözümlerini hayranlıkla dinler ve tatbik eder. Ne zaman bir sıkıntıyla karşılaşsa İbrahim Amca’sına koşar Cad. İbrahim Amcası çekmecesinden bir kitap çıkarır ve Cad’a vererek;

“-Hadi aç bir yeri” der, sonra Cad’ın açtığı yüzdeki iki sayfayı okur, Cad’a anlatır ve meselesini böylece çözümlerler birlikte. Hayrettir ki, her defasında da teşhis ve çözümler doğrudur! Dükkandan sıkıntıları bitmiş olarak ayrılır hep. Böylelikle tam 17 yıl geçer; Cad 24 yaşında koca bir genç delikanlı, İbrahim Amca da ötelere yürüyen bir fani… Ama dostlukları hep bu minval üzere devam etmiştir. Bir gün emr-i Hakk vâki olur ve İbrahim Amca, Hakk’ın rahmetine kavuşur. Ölmeden önce çocuklarına bir vasiyeti vardır İbrahim Amca’nın;

“-İçerideki kendisine ait küçük sandık, hediye olarak bu Yahudi gence verilecektir.”

Cad, bu en büyük dostunun ölümüyle yıkılır… Çok ağlar, çok yanar. Artık elinden tutan, meselelerine çözümler bulan, sırdaşı dert ortağı yoktur.

Vasiyet üzerine sandık Cad’a ulaştırılır. Ama ilk anların hüznüyle açmak istemez sandığı. Neden sonra yine büyük bir mesele ile baş başa kalır Cad ve içinden çıkamadığı, çok daraldığı bir vakit aklına İbrahim Amcası ve sandık gelir. Koşar açar sandığı. Bir de bakar ki sandıktan, İbrahim Amca’sının eline verip açtırdığı ve okuduğu, böylelikle problemlerini her seferinde çözümlediği o kitap çıkar. Kitabı anlamaz, çünkü Arapçadır. Koşar, okutmak için Tunuslu arkadaşına gider. Her zamanki gibi iki sayfa okumasını ve açıklamasını ister ondan. Mesele yine halledilmiştir o kitap sayesinde…

Merak eder Cad, sorar:

“-Bu kitap nedir?”

Tercüme eden Tunuslu; “-Bu Kur’an-ı Kerim’dir, Müslümanların kitabı”

Cad şaşırır, şoktadır! Hiç tereddüt etmeden Cad sorar hemen;

“-Müslüman olmak için ne yapmalıyım?”

Yazarın Diğer Yazıları