Mehmet Bina

Ahiret Hazırlığı

Mehmet Bina

Günlerce süren yolculuktan sonra tekrar o dervişin oturduğu sazdan kulübeye varır..

Onunla hoş beşten sonra, derviş: "O" mübarek zat bana nasihat  etti mi ?diye heyecanla sorar!

Muhyiddin-i Arabi hz.leri: " Evet sana nasihat etti..." dedi ki "söyle ona: dünyayı gönlünden çıkarsın" deyince.. derviş bir nara atar ve bayılır!..

Ayıldıktan sonra  Muhyiddin-i Arabi hz.leri onun bu haline hayret ederek der ki! "ben bu işten bir şey anlamadım..Sana dünyayı gönlünden   çıkartsın diyen zat ihtişam içerisinde nöbetçileri, hizmetçileri olan ulu bir konak ta yaşıyor...

Ve senin gibi hiç bir şeyi olmayan bir dervişe "dünyayı gönlünden çıkartsın " diyor..

sende bu hale düşünüyorsun bu işteki sır nedir? bana da söyle... Derviş: derin bir "ââhhh" çektikten sonra: benim  işte sende gördün ya, dünyalık adına neredeyse hiç bir şeyim yok, geçimimi dereden balık  tutarak temin ediyorum, sazdan yapılmış kulübemde ise abdest almak için kullandığım bir "ibriğim"  var..Lakin ben ne zaman namaza  dursam, zikre ibadete yönelsem, bütün varlığım olan o "ibrik" kaybolur mu? yoldan geçen birisi alır mı? düşüncesi benim kalbimi sürekli   meşgul eder!

"O" zat bir sürü dünya malına sahip iken hiç bir malı "Onunla ALLAH arasına girmezken benim üç kuruşluk "ibriğim"  bana perde olur, "ALLAH"la arama girer....onun için "O" mübarek bana bu nasihatte bulunmuş deyince,,

 

Muhyiddin-i Arabi Hz.lerinin gönlünde büyük fırtınalar kopmasına sebep olur...." şunu unutmayalımki herkesin gönlünde onu allah yolundan alıkoyacak bir ibriği (dünyalığı) vardır...  allah .(c.c) gönlümüzden "ibrikleri"(dünyalığı) çıkarttırsın. inşâallah..amin..amin.

 

DÜNYANIN YAKAMIZI BIRAKMAMASI

Sahabelerden Zeyd B. Erkam r.a. şöyle anlatıyor: “Hazret-i Ebu Bekir r.a. ile beraberdik. Bir ara su istedi. Kendisine ballı su getirdiler. Suyu ağzına yaklaştırınca ağlamaya başladı ve yanındaki herkesi ağlattı. Herkes ağlamayı kesti, o da kesti. Sonra suyu tekrar ağzına yaklaştırdı ve yine ağlamaya başladı. O kadar ki, yanındakiler neden ağladığını öğrenemeyeceklerini zannettiler. Derken, sonunda gözlerindeki yaşı sildi. Yanındakiler dediler ki:

Ey Allah Resulü’nün halifesi, seni ağlatan nedir? Hz. Ebu Bekir r.a şöyle dedi:

Resulullah s.a.v ile birlikte idim. Yalnızdı ve yanından bir şeyler kovup uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kendisine; “Ey Allah’ın Resulü! Kovup uzaklaştırmaya çalıştığın şey nedir?” diye sordum. Buyurdular ki:

“Şu dünya temsili olarak gözümün önüne dikildi. Ben de ona, yanımdan uzaklaş, defol, dedim. O da bana döndü: Sen beni başından savdın, ama senden sonra gelenler benden yakalarını kurtaramayacaklar, dedi.”

 

DİN KARDEŞİNE HAKKINI HELAL ETMENİN FAZİLETİ

Hz. Enes (ra) anlatıyor: Resûlullah (sas) ile beraber bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek şekilde gülümsedi. Sebebini sorduğumuzda şöyle buyurdular: -Ümmetimden iki kişi Allâh’ın huzuruna gelirler.

Birisi,-Yâ Rabb, benim bunda hakkım var; hakkımı bundan al, bana ver, der.

ALLAH Teâlâ da ötekine, - Hakkını ver, buyurur. Adam, - YaRab, bende sevap namına bir şey kalmadı, der.

Cenâb-ı Hakk, - Baksana, bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? buyurur. Adamcağız, - O halde benim günahlarımdan alsın, der. Resûlüllah (sas) Efendimiz bunu anlatırken gözleri yaşardı ve, ‘O gün büyük bir gündür. İnsan; günahının alınmasını ister.’ dedi. Bunun üzerine ALLAH Teâlâ hak sahibine, - Başını kaldır ve cennete bak, buyurur.

Adamcağız, - YaRab, inci ile işlenmiş, gümüşten ve altından köşkler görüyorum. Bunlar hangi peygamber, hangi sıddîk veya hangi şehitler içindir? der. ALLAH Teâlâ, - Bunlar, bana ücretini verenler içindir, buyurur. Adamcağız,

- Bunların hakkını kim ödeyebilir? der. Hz. ALLAH, - Sen istersen bunlara sahip olabilirsin, buyurur.

Adam, - Nasıl olur, yaRab? deyince, Cenâb-ı Hakk, - Hakkını bu adama bağışlamakla, buyurur. Adam, - O halde ben bunu affettim, der. ALLAHü zû’l-Celâl hazretleri de, - Arkadaşını al, beraberce cennete girin, buyurur.

Sonra Resûlüllah (sas) Efendimiz; ‘ALLAH’tan korkun, O’na karşı çok saygılı olun ve siz de kendi aranızı düzeltin. Bakınız, bizzat Hazret-i ALLAH müminlerin arasını buluyor.” buyurmuşlardır.

Resululah (sallallahu aleyhi vesellem) buyurdular ki: “Hasedden kaçının. Çünkü o, ateşin odunu -veya kuru otu- yiyip tükettiği gibi, bütün hayırları yer tüketir.” (Ebu Davud, Edeb 52)

 

Yazarın Diğer Yazıları