
Ahiret Hazırlığı (2)
Mehmet Bina
Köpek horoza sitem ediyor:
- "Yahu horoz hani eşek ölecekti, biz de karnımızı doyuracaktık." diyordun.
Horoz:
- "Eşek ölmeye öldü lakin başka yerde. Çünkü sahibim onu sattı. Fakat hiç merak etme yarın at ölecek, o zaman da daha büyük bir ziyafete konacaksın."
Bunu duyan adam hemen ahıra koşmuş, atı aldığı gibi pazara götürüp satmış. Sevinerek evine dönerken:
- "Bu hayvanların dilini öğrenmem çok iyi oldu. Böylece zarardan kurtuldum." diye düşünüyormuş.
Ertesi sabah yine acaba ne konuşacaklar diye köpekle horozun yanına gitmiş. Köpek yine horoza sitem ediyor, duruyordu:
- "Yahu horoz bu sefer de dediğin olmadı, yoksa sen de mi yalana başladın."
Horoz:
- "Hayır ben yalan söylemedim at ölecekti lakin sahibimiz onu da sattı. Fakat merak etme, yarın sahibimizin çok değerli kölesi ölecek o zaman onun hayrına yemekler, helvalar verilecek hepimiz doyacağız."
Bunu duyan adam o gün hiç beklemeden, kölesini götürüp satmış.
- "Bu horozla köpeğin dilini öğrenmem iyi oldu. Böylece birçok zarardan kurtuldum." diye düşünerek sevinmiş ve ertesi gün yine köpekle horozun yanına koşmuş. İkisi yine konuşuyorlarmış. Köpek bu sefer çok kızgın:
- "Yalancı horoz, hani köle ölecek, bu sayede karnımız doyacaktı, günlerden beri yalanlarınla avutuyorsun, bu sana yakışır mı?"
Horoz:
- "Ben yalancı değilim ve yalan söylemem, diye başlamış. Köle öldü fakat burada değil, başka yerde. Çünkü sahibimiz onu sattı. Fakat hiç iyi etmedi. Çünkü bu sefer sıra kendine geldi. Zira ilkin kaza, bela eşeğe gelecek, böylece sahibimiz beladan-kazadan kurtulmuş olacaktı. Eşeği satınca, onun yerine ata geldi, atı da satınca, köleye geldi. Köleyi de satınca bela ona gelecek. Sıra onda, yarın sahibimiz ölecek, o sayede hepimiz doyacağız." demiş
Bunu duyan adam ah vah edip başına vurmuş fakat iş işten geçmişti.
Kaynak; Mesneviden Alıntidir.
3 SORU 3 CEVAP
Mevlânâ Celâleddîn -i Rûmî ' ye felsefecilerden bir grup geldi .Suâl sormak istediklerini bildirdiler . Mevlânâ hazretleri bunları Şems -i Tebrîzî' ye havâleetti . Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems -i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu . Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler, Şems -i Tebrîzî;
" Sorun!" buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler . Hepsinin adına o soracaktı .
Sormaya başladı :" Allah var dersiniz , ama görünmez , göster de inanalım. "
Şems -i Tebrîzî hazretleri ;" Öbür sorunu da sor!" buyurdu.O;" Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz , sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi?" dedi .
Şems -i Tebrîzî;" Peki öbürünü de sor!" buyurdu.O;" Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz . Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar , karışmayın !" dedi .
Bunun üzerine Şems- i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu . Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânınkâdısına gidip, dâvâcı oldu.Ve ;" Ben, soru sordum , o başıma kerpiç vurdu ." dedi .Şems -i Tebrîzî;" Ben de sâdece cevap verdim . " buyurdu .Kâdı bu işin açıklamasını istedi . Şems- i Tebrîzî şöyle anlattı :" Efendim , banaAllahüteâlâyı göster de inanayım , dedi . Şimdi bu felsefeci , başının ağrısını göstersin de görelim . "O kimse şaşırarak ; " Ağrıyor ama gösteremem ." dedi .Şems -i Tebrîzî;" İşte Allahüteâlâ da vardır , fakat görünmez .
Yine bana , şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini sordu . Ben buna toprakla vurdum . Toprak onun başını acıttı . Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı .
Yine bana ;" Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz . " dedi . Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum . Niçin hakkını arıyor ? Aramasa ya ! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhirethayâtında niçin hak aranmasın ?" buyurdu .Felsefeci , bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup , söz söyleyemez hâle düştü.